Taksi gelince Su ve Ece arkaya ben de öne oturdum. Yaklaşık 15 dakika sonra hastanenin önüne gelmiştik.Taksi şoförüne hızlıca ücreti verdikten sonra arabadan indik. Koşarak hastaneye girdik. Bazıları üstümüzdeki kıyafetlerden dolayı garip bir şekilde bakarken bazıları da gülmemek için kendilerini tutuyorlardı. Ama biz bunların hiç birini umursamıyorduk. Hemen Aral'ı arayıp hangi katta olduklarını öğrendim. Kızlarla 4. kata çıktık.
Mert ve Burak hemen Su ve Ece'ye sarıldılar. Ece hemen ağlamaya başladı. Su her ne kadar kendini tutmaya çalışsa da gözünden düşen birkaç damla yaşa engel olamıyordu. Bense donup kalmıştım. Ece Aslı'ya bakmak istediğini söyledi ve Burak'la Aslı'nın yanına gittiler. Su'nun göz yaşları artmış ve artık hıçkırmaya başlamıştı. Aral Mert'e "Biz buradayız. Dışarı çıkın. Biraz hava alsın." dedi. Mert başıyla onayladı ve Su'yu alıp aşağıya indi.
Aral yaslandığı duvardan ayrıldı ve yanıma oturdu. Saçımı okşadı ve "İyi misin?" diye sordu. Başımı iki yana olumsuz anlamında salladım. Başımı göğsüne yasladı ve saçımı okşamaya devam etti.
Kokusu beni kendimden geçirirken daha fazla dayanamadım ve yaşların gözümden akmasına izin verdim. Ağzımdan kaçan hıçkırıkla Aral beni göğsüne daha sıkı bastırdı...
2 saat sonra...
Tam iki saattir ameliyathanenin kapısında doktorun çıkmasını bekliyoruz. Ece; Aslı'nın ucuz atlattığını fakat verilen ilaçların etkisiyle şu an uyuduğunu ve doktorun söylediklerine göre 1 saate kadar uyanacağını söyledi .Ameliyathanenin kapısının açılmasıyla hepimiz koşar adımlarla çıkan doktorun yanına gittik. Doktor derin bir nefes aldı ve daha birkaç ay önce babam için söyledikleri o üç kelimeyi söyledi. "Maalesef hastayı kaybettik." Hayır! Hayır! Hayır! Bu olamaz daha çok erken daha yaşanacak çok şey varken bizi bırakıp gidemezdi. Tam o esnada ameliyathanenin kapısı yeniden açıldı ve içinden bir hemşire koşarak doktorun yanına geldi "Hocam,hasta yeniden hayata bağlandı acilen gelmeniz gerekiyor."dedi ve tekrar hızlıca ameliyathaneye geri gitti. O sırada bizim tükenen umutlarımız tekrardan filizlendi. Yaklaşık 45 dakika sonra yanımıza yavaş adımlarla sendeleyerek gelen Aslı'yı gördüm. Ayağa kalkarak yanına gittim ve sıkıca sarıldık. Aslı daha şiddetli ağlamaya başladı. Aslı'yla ayrıldık ve tekrardan beklemeye başladık. Doktor çıkıp ya "Hasta hayati tehlikesini atlattı" deyip bize yaşama sevincimizi tekrar verecekti ya da "Hastayı kaybettik" deyip içimizde kalan son umut kırıntılarının da bitmesine sebep olacaktı.
Bu sırada aklıma Ateş ile ilk tanıştığımız an gelmişti.
8 yaşındaydım, yaz tatilindeydik ve annemden izin almadan dışarı çıkmıştım. Eceler babasının işi sebebiyle Antalya'ya gitmişlerdi. Bende tek kalmıştım. Her zaman babamın beni götürdüğü parka ilk defa anneme haber vermeden ve tek başıma gitmiştim. Parkta benden bir iki yaş büyük olan mahallemizin oğlanları sahada futbol oynuyorlardı. Bende sıkılmıştım ve yanlarına gidip beni de oyunlarına almalarını istemiştim. Beni küçük ve kız olduğum için oyunlarına almamıştılar. Bu duruma ağlamak yerine sinirlenmiş ve toplarını yerden bulduğum camla patlatmıştım. Hepsi toplarını patlattığım için tam üzerime atlayacaklardı ki uzak biri "Rahat bıraksanıza kızı!" diye bağırmıştı. Gelen Ateş'ti. Ben tabi korkudan hemen yeşilliklere doğru koşmuştum. 15 dakika orada bekledikten sonra elimin acısıyla elime bakmıştım. Elime cam battığını ve kanadığını görüp çok korkmuştum. Hem korkudan hem de acıdan ağlamaya başlamıştım. O sırada çalılardan bir ses gelmişti. Hemen ayağa kalkıp bir iki adım gerilemiştim. Daha sonra beni kurtaran çocuğu görünce olduğum yerde durmuş ve tekrar yere oturmuştum. Elimin kanadığını görüp hemen yanıma gelmişti. Kanı görünce kalkmama yardım etmiş ve annesinin yanına götürmüştü. Annesi de önce çantasından çıkardığı bezle elimdeki kanı durdurmuş sonra da annemin telefon numarasını bilip bilmediğimi sormuştu. Öğretmenimiz anne ve babamızın telefon numarasını ezberlettiği için hemen annemin telefon numarasını söylemiştim. Annem gelmiş ve hep beraber doktora gitmiştik. O günden sonra Ateş hep beni ve Ece'yi korumuş kollamıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HASTALIK
Teen FictionBu hikaye hayatında en önem verdiği varlıkları bir hastalık yüzünden kaybedecek olduğunu öğrenen umutları, hayalleri olan bir genç kızın hikayesi... Bu hikaye Aral ve Hilal'in hikayesi...