Bu hikaye hayatında en önem verdiği varlıkları bir hastalık yüzünden kaybedecek olduğunu öğrenen umutları, hayalleri olan bir genç kızın hikayesi...
Bu hikaye Aral ve Hilal'in hikayesi...
Başımın şiddetli ağrıması yeterli değilmiş gibi mide bulantısı ile uyandım. Hemen banyoya girdim. Yataktan hızla kalktığım için Ece de peşimden gelmişti. Kustuktan sonra elimi yüzümü yıkadım ve arkamda endişeyle bakan bir Ece bırakarak odama geri döndüm. Ece de peşimden geldi ve merakla bana bakmaya başladı. Bir şey olmamış gibi davranırsam belki unutur diye düşündüm fakat hala ayakta dikilmiş açıklama bekler gibi bakıyordu. Derin bir nefes verdim ve
"Saat kaç?" diye sordum. Telefonunu çıkarttı ve saate baktı.
"On ikiye geliyor." Başımla onayladım. O sırada
"Allah Allah." diyen Ece'ye baktım ve
"Ne oldu?" diye sordum. Omuz silkti ve
"Barış sekiz kere aramış. Şimdi de mesaj attı. Buluşmak istiyor. Bir şey söyleyecekmiş." dedi.
"Gitsene o zaman." Göz devirdi ve
"Gerçekten sen bana ne olduğunu anlatmadan gideceğimi düşünmedin değil mi?" diye sordu. Buruk bir şekilde gülümsedim ve
"Merak etme bugün hepinize söyleyeceğim. Hadi git şimdi." dedim. İtiraz etse de en sonunda pes etti ve Barış ile buluşmaya gitti. Bugün söyleyecektim. Daha fazla saklamanın gereği yoktu. Annemin yanına haber vermek için gittiğimde telefonla konuştuğunu duydum.
"Sana asla böyle bir şey yapmayacağımı söyledim." Kimle konuşuyordu ki? Bir süre karşı tarafı dinledikten sonra
"Son kez söylüyorum onu rahat bırak!" dedi ve telefonu kapattı. Arkasını dönünce çatık kaşlarla bakan beni gördü ve gülümseyerek
"Tatlım? Bir şey mi oldu?" diye sordu.
"Ben de aynı soruyu sana soracaktım. Kimdi o konuştuğun?" Telefona baktı ve içten gelmediğine emin olduğum bir gülümsemeyle
"Ah, önemli değil." dedi ve yanımdan geçerek mutfağa gitti.
"Anne üç yaşında falan değilim biliyorsun değil mi?" diyerek peşinden gittim. Durdu ve
"Tatlım gerçekten önemli bir şey yok." diyerek beni inandırmaya çalıştı. Bunu daha sonra kurcalamaya karar verdim ve
"Peki tamam. Sadece bizimkilere bugün söyleyeceğimi haber vermek istedim." dedim. Gülümsedi ve
"Peki kuzum. Sen nasıl istersen. Ben de bugün okulla görüşeceğim. Şu devamsızlık işini halledebilirim belki." diyerek bana sarıldı. Ben de ona sarıldım ve üstümü değiştirmek için odama gittim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Küpeler yok)
İşim bittikten sonra telefonumu alarak evden çıktım. Bisikletime bindim ve oraya gittim. İlk tanıştığımız, ilk oyun oynadığımız ve ilk kez birbirimize hiç ayrılmayacağımıza dair söz verdiğimiz yere gittim. Bisikletimi bıraktım ve yıllardan beridir orada duran banka oturdum. Burası Ateş ve Ece ile tanıştığım yerdi. Her şey burada başlamıştı. Telefonumu çıkarttım ve herkese konumu atarak buraya gelmelerini istedim. Yaklaşık yarım saat sonra ilk gelen Aral oldu. Yanıma oturdu ve