Bölüm 10

293 13 2
                                        

Medyada Barış var.

Barış karakterinin gerçek adı:

Sergio CARVAJAL

İyi okumalar :))

Bu hangi yüzle buraya gelebilir? Ece'ye yaptıklarından sonra, benden yediği dayaktan sonra nasıl? Ece'ye yaptığı şerefsizlik aklıma gelince daha çok sinirlenmeye başladım. Aral bir şeyler söylüyor ama şuan sinirimden kimseyi duyamam. Daha fazla dayanamadım ve o şerefsizin yanına koşarak gittim ve yakasına yapıştım. "Ne yüzle geliyorsun lan sen buraya? Yediğin dayaklar yetmedi mi sana?" dedim sinirle. İğrenç bir şekilde sırıttı ve "Merak etme sana gelmedim. Sevgilime "Ece'ye" geldim." dedi. Şerefsiz bastırarak 'sevgilim '' demişti. Bu daha çok sinirlenmeme neden oldu daha fazla dayanamadım ve o iğrenç suratına tüm gücümle yumruk attım. Fazla sert vurduğumdan burnu kanadı ve geriye doğru sendeledi. Bu sırada belimde hissettiğim ellerle etrafıma baktım. Tanımadığım iki çocuk ve köşede sinirle soluyan Ece. Ece'yi görmemle sakinleşmeye başladım ama aklıma Ece'nin bu pislik yüzünden günlerce yemek yemediği ve kimseyle konuşmadığı geldi. O anlar tekrar aklıma gelince  yerde oturan Cem itinin üzerine çıktım ve sinirle yumruklamaya başladım. Bu sırada Aral belimden tutmuş beni kaldırmaya çalışıyordu.Sinirle Aral'a döndüm ve "Aral beni bırak! Ece'yi  buradan götür!" dedim bağırarak. Aral tanımadığım iki çocuktan birine döndü ve bir şeyler söyledi ardından biri bahçenin köşesinde nefretle Cem'e bakan Ece'nin yanına gitti. Ardından yerde yatan şerefsize döndüm ve yumruk daha attım. Ayağa kalktım ve yerde ağzı yüzü kan olan Cem'e döndüm. "Bana bak! Bir daha sakın.Sakın Ece'nin yanına yaklaşma!" dedim bağırarak. Adından sesimi ürpertici derecede bir sakinliğe getirdim ve "Eğer yaklaşırsan seni öldürürüm. Emin ol öldürürüm. Hemde bir saniye bile düşünmem. Anladın mı beni?" dedim. Başını hızlıca aşağı yukarı salladı ve "A-anladım" dedi ve sendeleyerek yerden hızlıca kalktı ve koşarak kaçtı. 

Arkamı döndüğümde bana şaşkınca bakan iki yüzle karşılaştım. Aral kaşları havada bir şekilde "Vay be! Hırçın olduğunu biliyordum ama bu kadarını tahmin etmemiştim açıkçası." dedi. Bu sözlerine güldüm ve "Sağlam döverim ama öldürmem. Az önce söylediklerim zaten ufak bir uyarıydı. Pratiğe dökme işini bir daha ki sefere." dedim. Aral'ın şaşkınlığı yerini sırıtmaya bıraktı. Ne yani ben az önce çok sinirlenirsem birini -bir şerefsizi- öldürebileceğimi söyledim ve o da buna sırıttı mı? Bu çocuğun ciddi sorunları var gerçekten. İç sesim yine bana laf soktu ve "Tabi canım sen birini öldürmekle tehdit edince sorunların yok ama biri buna gülünce o kişinin ciddi sorunları var." dedi. Şuan onunla laf yarışına girmek istemediğim için " Sen sussana ya!" dedim ve Aral'ın bir şeyler konuştuğu yanındaki tanımadığım yakışıklı çocuğa döndüm ve "Sen?" dedim. Bana döndü ve "Ben Mert. Aral'ın arkadaşıyım." dedi. Sessizce "Yazık olmuş, genç yaşta kafayı Aral manyağının yanında yiyecek." diye mırıldandım. Ama Aral duymuş olacak ki ölümcül bakışlarını yolladı. Şirince sırıttım ve konuyu değiştirdim. Aral'a " Ece nerede?" diye sordum. Bana "Barış Ece'yi benim eve götürüyor. Biz Mert ile gidiyoruz sende gel." dedi. Başımla onayladım ve arabaya doğru ilerledim. Mert Aral' neden yaptığını anlamadığım bir şekilde göz kırptı ve benim binmek için açtığım arka koltuğa oturdu. Bende mecburen Aral'ın yanına oturdum. Aral radyoyu açtı ve Duman- Senden Daha Güzel şarkısı çalmaya başladı. 

Aral ile arada göz göze geliyorduk ama Aral ben çekmeyene kadar gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Ben kafamı çevirince camdan bana sırıttığını görüyordum. Aral'ın evine geldik. Evi baya büyüktü. Aral' döndüm ve " Sakın bana burada tek kaldığını söyleme" dedim. Bu halime güldü ve " İyi, söylemem." dedi ve ilerlemeye başladı. Eve Aral'ın anahtarıyla girdik ve gördüklerimi karşısında  ağzımdan "Hassiktir! Ne?" diye bir küfür çıktı.

 Bu söylediklerim üzerine öpüşen Ece ve Barış ayrıldı ve tüm gözler bana döndü. Bende "Ne bakıyorsunuz be!" dedim ve gözler tekrar Ece ve Barış'a döndü. Ece utanmış ve başını öne eğmişti. Barış ise elini ensesine götürdü ve "ııı şey... ben mutfağa gidiyorum. İstediğiniz bir şey var mı?" dedi. Biz bu haline gülerek aynı anda "Yok" dedik. Barış Ece'ye kaçamak bir bakış attı ve mutfağa gitti. Bende Ece'nin oturduğu koltuğun yanındaki tekli koltuğa oturdum ve Ece' ye "Hayırdır kanka? Ne oluyoruz?" bakışları attım. Ece bunu anladı ve "Bak valla anlatacaktım." bakışlarını attı. Gözlerimi kıstım ve "Çok ayıp çok"  der gibi baktım. Ece tam bir şeyler der gibi bakış atacaktı ki Aral'ın " Biz çıkalım isterseniz. Siz rahat rahat konuşun" demesiyle durdu. Aral'a baktım ve göz devirdim. Tabi ki Aral Bey bu halime yine(!) sırıttı. Barış mutfaktan geldi ve Ece'nin yanına oturdu. Barış'a "Bu ne cesaret yeğenim?" der gibi göz kırptım. Barış sanki daha fazla dayanamıyormuş gibi Ece'ye baktı ve "Ben daha fazla dayanamıyorum söylüyorum." dedi. Mert "Neyi lan?" deyince Barış "Biz Ece ile sevgiliyiz." dedi. Aral ve Mert Barış'ı tebrik ederken Ben Ece'ye "Hainsin kızım hain" bakışlarımı attım. Ece tam bir şey söyleyecekken telefonum çalmaya başladı. Arayan Ateş'ti. Ece'ye ölümcül bakışlarımı yolladım ve telefonu açtım.

"Efendim kanka?"

"Hilal neredesiniz siz?"

"Biz mi? Biz Ece ile bizim evde dostunu sırtından vuran birinin hainliğini anlatan bir film izliyoruz." dedim Ece'ye ayıplayan gözlerle bakarak.Ece dudağını büzdü.

"Tamam kanka oturun oturun ama eğer bir gün daha okula gelmezsen devamsızlıktan sınıfta kalacaksın. Bu yüzden yarın gelirken doktordan rapor al bir şekilde."

"Off ya! Ben onu nasıl unuturum. Neyse tamam alırım.

"Tamam görüşürüz."

"Görüşürüz." dedim ve telefonu kapattım. Herkese durumu anlattıktan sonra koltuklardan birine attım kendimi. Aral, Mert ve Barış köşede sessizce bir konu hakkında konuşurken bende Ece'nin açıklamasını dinliyordum. Ece 'kanka valla anlatacaktım' temalı konuşmasını bitirince "Zaten ben sana kızmamıştım ki. Pisliğine yaptım sadece" dedim. Ece bunu duyunca önce formaliteden sinirlendi ama daha sonra "Yiğğaa kızmadın mı" deyip boynuma atladı. Bu sırada erkeklerde gizli(!) konuşmalarını bitirmiş ve bize gülüyorlardı. Ardından Mert "Ben acıktım ya" deyince hemen öne atıldım ve "Bende" dedim. Diğerleri bize katılınca "Eee? Ne yiyeceğiz?" dedim. Aral "Sen ve Ece hangi yemek yapmayı biliyorsanız onu yiyeceğiz" deyince Ece güldü ve "İyi de Hilal yemek yapmayı bilmiyor ki" dedi. Aral, Mert ve Barış gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı. Daha fazla dayanamadım ve "İyi be! Gülün sizde. Patlayacaksınız." demem ile üçü birden büyük bir kahkaha attılar. Koltukta iyice yayılırken hala gülen üçlüye ve kendini gülmemek için zor tutan Ece'ye pis pis baktım. Bakışlarım üzerine dördününde kahkahaları yavaş yavaş durdu. Ardından Barış "Gel sevgilim biz yemek yapalım" deyip Ece'ye elini uzatınca "Aaa eniştecim sen hiç kendini yorma zaten bizim canımız pizza istedi. En iyisi biz pizza söyleyelim." dedim ve Ece ile Mert'e ' hele bir itiraz edin...' bakışlarımı atıp "Dimi Mert? Dimi Ece?" dedim. Aral Ece ve Barış'ı baş başa bırakmamak için verdiğim mücadeleye gülerken Ece ve Mert başlarıyla beni onayladılar. Barış "Peki bana uyar" deyip pizzacıyı aradı ve pizzalarımızı söyledi. Pizzalarımızı yedikten sonrasını hatırlamıyorum.

Arkadaşlar merhaba! 

Okuma sayısı artıyor bunun için teşekkür ederim fakat yorum yapan ve oy veren kimse yok. Yorum yapar ve oy verirseniz gerçekten çok mutlu olurum. 

:)))

HASTALIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin