18

3.3K 211 41
                                    



"Ne?"

"Demek şaşırdığında yüzün bu şekli alıyormuş." Yaramazca gülümsedi.

"Ama nasıl?"

"Mesaj atanın sen olduğunu öğrenmeden önce dikkatimi çekmeye başlamıştın. Seninki kadar geçmişi olduğunu söylemem ama senden etkilenmeye başlamıştım."

Kızarmaya başlamıştım, hissediyordum. Ama olamazdı. Mesajı atan kişi olduğum için bana acıyordu ve bu duyguyu hoşlantıyla karıştırıyordu. Yüzüm düşmeye başladı.

"Ne oldu Rosie?"

"İnanmıyorum." Sorarcasına kaşları kalktı.

"Sana inanmıyorum. Mesajları arkadaşlarına da gösterdin mi bari, iddiaya falan mı girdiniz yoksa ? "

"Ne diyorsun Chaeyoung?" Gözlerinde hayal kırıklığı görmeme rağmen durmadım. Eğer bunu yapmazsam sadece bana acıdığı için benimle olacaktı.

"Bak Jungkook ben senin aksine eğlenceyi birinci planda tutmuyorum. Sırf eğleneyim, seni ve arkadaşlarını eğlendireyim diye bu muhabbeti devam ettiremeyeceğim. Üzgünüm." Ayağa kalktığımda o da kalktı ve kolumdan tuttu.

"Chaeyoung dur, yanlış anlıyorsun." Son kez gözlerinin içine bakıp çantamı aldıktan sonra kafeden çıktım.

Buraya gelirken konuşmanın sonunu böyle hayal etmemiştim. Evet Euphorist'in ben olduğumu öğrendiğini hissediyordum çünkü son zamanlarda daha çok karşıma çıkmaya başlamıştı. Belki dalga geçerdi, belki rahatsız etmememi isterdi, belki neden yaptığımı öğrenmek isterdi, belki sevgilisi olduğunu söylerdi...Aklımdaki ihtimallerin hiçbirinde benden hoşlandığını söylemesi yoktu.

Sadece karşıdan gördüğün birisi için güçlü duygular hissedemezdin. Bu yüzden ondan uzaklaşmak istemiştim. Bana acıma duygusuyla yanaşmasını istemiyordum. Benim onunla ilgili gözlemlerim vardı. Kişiliğini bilmiyordum belki evet, ama tanıdıkça öğrenilecek şeylerdi. Ben karşılıklı aynı duyguları taşımadığım bir insanla bu konuları konuşarak ne onu ne de kendimi yormak istiyordum. Sonunda üzüleceğimi bildiğim bir şeye başlamak istememiştim.

Eve geldiğimde düşüncelerden kafayı yemek üzereydim. İçeri girip hiçbir şey yapmadan yatağıma uzandım. Tek yapabildiğim düşünmekti.

Bir ara telefonumu elime aldım. Okulun kışa merhaba partisi için e-davetiye gelmişti. Duyduğuma göre bizim okul her sene geleneksel olarak mevsim partileri düzenlermiş. Çoğu öğrenci de her etkinliğe katılmamasına rağmen buna çok katılım olurmuş. Benim de Lisa gibi bir arkadaşım olduğuna göre yüksek ihtimal ben de 'kışa merhaba' diyecektim.


...Lallalisa arıyor...


"Daha yeni mesaj geldi yahu bu ne hız."

"Rosiiieeee! Hemen alış verişe çıkıyoruz."

"Ne bağırıyorsun Lisa. Çıkarız bir ara."

"Kızım davetiye yeni ulaştı ama okumadın mı tarihi? İki gün sonra parti."

O konuşmaya devam ederken telefonu hoparlöre alıp davetiyeyi tekrar açtım. Nasıl görmezdim?

"Görmemişim." Diye mırıldandım.

"Yarın alışverişe çıkıyoruz."

"Tamamdır. Zaten benim de sana anlatacaklarım var."

"Yoksa Jungkook hakkında mı?"

"Yarın anlatacağım dedim ya." İlle tartışacaktık yani.

"Tamam tamam seni kızdırmayacağım. Yarın görüşürüz Rosieposiee."

"Görüşürüz Lallalisa."

...

"Böyle oldu işte. Gece hiç uyuyamadım kızlar. Ne yapacağımı bilmiyorum. Doğru mu yaptım yanlış mı bilmiyorum." Lisa'yla sabah kızları da çağırmaya karar vermiştik. Artık onları da yakın arkadaşım olarak görüyordum.

Lisa kafamı omzuna yasladı. Saçlarımı okşamaya başladı.

"Rose sen doğru olanı yapmışsın. Artık düşünme."

"Düşünmeden duramıyorum. Üstelik parti çıktı şimdi de." Hepsi yüzüme üzülmüş gibi bakıyordu.

"Neyse kızlar kalkın da partide giyeceklerimizi alalım. Sana en iyi gelecek şey alışveriş Rose."

Jennie'ye gülümseyerek kafamı salladım. Partide neler olacak bilmiyordum ama çok güzel olmak istiyordum. Bunun için de Jennie'ye güvenebileceğimi biliyordum.

 Bunun için de Jennie'ye güvenebileceğimi biliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kızların partideki görünümleri bu şekilde olacak. Sonraki bölümde görüşmek üzere...

Euphoria •rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin