Bölüm şarkısı: bts: truth untold
Lisa'nın gösterdiği tarafa doğru kafamı çevirince onu gördüm. Neredeyse tüm arkadaş grubu burdayken bir kutlama yaptıkları belliydi. Önceden planlanmış bir şeyse benim neden haberim yoktu. Kızlar hala suratıma üzgün bir şekilde bakarken gözlerim tekrar oraya kaymıştı. Bu kez yanlarında Yerin ve başka kızlar da olduğunu gördüm. Yeşil saçlı olan yoktu.
Jungkook onların yanından ayrılıp bara doğru ilerlerken peşine takıldım. Bu kez de ben sürpriz yapmış olurdum. Dans eden bedenlerin arasından geçerken yüzümde gülümseme oluşmaya başlamıştı. Tamam, başta sinirlenmiştim ama sonuçta ben de buraya geleceğimi söylememiştim. Bu da gözümde şartları eşitlemişti.
Sonunda bar taburelerini gördüğümde onu da görmüştüm. Yeşil saçlı kızın yanında oturuyordu. Sırtı bana dönüktü fakat kızın yüzüne bakılırsa eğlenceli bir şeyler konuşuyor olmalılardı. Ben olduğum yerde kalakalmışken kız beni gördü gülümsemesini iyice genişletip elini Jungkook'un omzuna taşıdı. İşte buraya kadardı. Benim söylememekte farklı bir amacım yoktu ama onun sebepleri farklıymış demek diye düşünürken gözlerimin dolmasına engel olamadım. Kızlara dahi haber vermeden çıkışa doğru ilerledim.
Kapıdan çıktığımda ceketimi elime aldığım için şükrettim. Soğuk bedenimi saracak kadar güçlüydü. Ya da ben üşüyordum hiç üşümediğim kadar. Gördüklerim ağır gelmişti. Cebimde titremeye başlayan telefonumu kimin aradığına bakmadan kapattım. Kızlar beni merak etmiş olmalılardı ama şu an en azından bir süre yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Beni anlayacaklarına emindim.
O kızla yan yana olduğunu görmeden önce hala kendimi suçluyordum. Haber vermemesini haklı görüyor, eşitlik oluştuğunu düşünüyordum. Ama o kızdan zaten şüphelenirken aralarında bir şey olabilme ihtimali çıldırmama yetecek düzeydeydi. Jungkook'un onun hakkında konuşurkenki tavrı gözlerimin önüne geliyordu. Konusu açılınca kapatma çabaları... Ah, neyin içine düşmüştüm ben böyle.
Sahile doğru ilerlerken artık yüzümde kurumuş olan gözyaşlarım akmayı durdurmuştu. Deniz kenarına yakın bir banka oturup denizi izlemeye başladım. Her zaman işe yarardı değil mi? Hep böyle yapmıştım. Sorunlarımdan, sıkıntılarımdan hep böyle kaçmıştım. Yüzleşmekten hep korkardım. Yüzleşene kadar da aklımda binlerce senaryo dönerdi. Senaryoları oluşturmadan önceyse bir dinginliğe ihtiyacım vardı. Deniz bana bunu sağlayabilecek en iyi şeydi belki de. Dinginliği insanlarda aramayı bırakalı çok olmuştu.
Ben denize bakarken üşüdüğüm için bedenime sardığım kolların yerini üzerime örtülen başka bir ceket almıştı. Kafamı kaldırınca kaşlarım hafifçe havalanmıştı. Onu karşımda göreceğim aklımın ucundan bile geçmemişti.
''Jackson? ''
Yavaşça yanıma geçerek oturduktan sonra yüzünde samimi olarak adlandırabileceğim bir gülümsemeyle bana bakmaya başladı. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
''Kulüpten çıkarken gördüm. İçimden bir ses yanında olmam gerektiğini söyledi.''
Şaşkınlıkla ona bakan gözlerimi tekrar denize çevirdim. Cevap vermeyi düşünmüyordum. Ağzımı açacak hali bulamıyordum kendimde ya da sadece isteksizdim işte.
''Onları gördün.''
Söylediğiyle tekrar başım istemsiz ona dönmüştü. Kimlerden bahsettiğini anlamam uzun sürmemişti. Ama kaşlarımın hafifçe çatılmasını sağlayan şey onu kulüpte görmeyişimdi. Gerçi onları gördükten sonra kime bakabilmiştim ki.
''Jungkook ve Miyah.'' Tepkimi izlemek için cümlelerinin arasında kısa molalar vererek konuşmaya devam etti. Küçük molaları beni kızdırmaya başlamıştı.
''Onu tanıyor musun?''
''Daha önce birkaç kez görmüştüm.''
''Hayır Rose. Jungkook'tan bahsediyordum. Onu gerçekten tanıyor musun?''
''Ne demek şimdi bu?'' Söylediklerinin etkisiyle sesim sert çıkmıştı.
''Bazı geceler bir barda şarkı söylüyor. Çünkü eski sevgilisi sesini çok severdi.''
''Açık konuşacak mısın?''
''Diyorum ki Rose, Jungkook'un eski sevgilisine zaafı var ve hala onun isteklerini geri çeviremiyor. Hala onun için sahneye çıkıyor ve o yoksa şarkı söylemiyor. Kızın kim olduğunu biliyor musun?''
Sonuna kadar açılmış gözlerim ve hızlanmış nefesimle onu dinlemeye devam ederken konuştu.
''Miyah.''
Sonunda yeni bölüüüüm. 4k olmuşuz inanamıyorum. Sizi çok beklettim bunun için çok üzgünüm umarım hala okuyan birileri vardır. Beklediğiniz için teşekkür ederim. Vote ve yorumlarınızla destek olmayı unutmayın. Sizi seviyorum. *kalp*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Euphoria •rosékook
Fanfiction... Ama tahmin etmek istemeyeceğim bir şey oldu. O, duymak istemediğim şeyleri, yalan sandığım kelimeleri doğruladı. Ona inanmak istediğim her saniye boğazımda düğümlendi, gözlerime doldu. jeon jungkook-park chaeyoung fanfic.