Bölüm şarkısı: billie eilish: you should see me in a crown
''Evet Park Rose. Sizin önerinizi alabilir miyim?''
''Alamazsınız efendim. Ben sonsuza kadar battaniyemin altında kalıp film izlemek istiyorum.'' Jennie ve Jisoo birbirlerine bakarak gözlerini devirdiler.
''Depresyondaymış gibi davranıyorsun.'' Yalandan şaşırmış ifademle Lisa'ya dönüp cevap verdim.
''Gerçekten öyle mi görünüyorum? Ah, bu kadar mutluyken nasıl depresyonda görünebilirim (!)''
''Bir saniye.'' Lisa verdiğim cevabı çok takmamış gibi yerinden kalkıp mutfağa doğru ilerlediğinde Jisoo ve Jennie ile onu beklemeye başladık. Elinde nutella kavanozuyla geri döndüğünde hızlıca elime tutuşturdu.
''İşte şimdi oldu. Şimdi depresyondasın.'' Dudaklarım büzülmeye başladı bu gözlerimin dolacağının habercisiydi.
''Ya saçmalamayın. Ciddi konuşmanın vakti geldi.'' Jisoo her zamanki abla tavrıyla konuyu toparladı.
''Hiçbir şeyden emin değiliz tamam mı Rose? Jackson'ın doğru söyleyip söylemediğini bilemeyiz. Evet sana şüpheli gelen davranışları olabilir ama doğruyu öğrenmeliyiz.''
''Jisoo haklı Rose.'' Jennie de Jisoo'ya katılınca gözlerim yere indi.
Yüzleşmem gerektiğini biliyordum. O gece Jackson'ın söylediklerini duyunca hiçbir şey demeden yanından kalkıp eve gelmiştim. Pijamalarımı giyip sabaha kadar battaniyemin altında ağlamıştım. Üstelik Jungkook'la hiçbir iletişimim de olmamıştı. Ne o gece beni görmüştü ne de daha sonra mesaj atmıştı. Arkadaşlarının da gördüğünü sanmıyordum. Ne yaptığından habersizdim ve onu merak etmek şu an beni oldukça kızdırıyordu.
Gece kızlar gelmişti. Birlikte oturmuştuk. Onları uyuyor taklidi yapıp uyuttuktan sonra uyanık kalmaya devam etmiştim. Şimdiyse beni dışarı çıkarmak istiyorlardı. Kafamı dağıtmanın iyi olacağını düşünüyorlardı ama ben biraz daha üzülmek istiyordum. Biraz daha çikolata yemek...
Ben tekrar düşüncelere dalmışken telefonumdan gelen bildirim sesi odayı doldurdu. Önümdeki sehpadan telefonu elime alır almaz kızlar da yanıma gelip bildirime bakmaya başlamışlardı bile. Mesaj gelmişti. Jungkook'tandı.
Jungkook: Nasılsın güzelim?
''Telefonunda hala Jungkook diye mi kayıtlı ?''
''Ya Lalisa.''
''Tamam sustum.''
Ben mesaja bakarken elimdeki telefon birden çekilip alındı.
''Dün gece hakkında bir şeyler sor. Yalan mı söyleyecek öğreniriz.''
''Onu mu deneyeceğim? Bilmiyorum. Hoş bir davranış gibi gözükmüyor.''
''Eğer şüphelerinde haklıysan onun yaptığı da hiç hoş bir davranış değil Rose.''
''Jennie haklı.'' Sürekli birbirlerine hak veriyorlardı ve haklılardı.
Kaşlarımı kaldırıp bilmiş bir tavırla konuştum. ''Nasıl olsa sevgilisiyim öyle değil mi? Dün ne yaptığını sorabilirim.''
''You go girl!'' Lisa ellerini kaldırıp tezahürat yapmaya başlayacak gibi durduğunda ona bakışlarımızı görüp ellerini indirdi.
''Yazıyorum.'' Deyip ellerimin titrememesini dileyerek ekran kilidimi açtım ve mesaj yazmaya başladım.
Rose: İyiyim Jungkook sen nasılsın?
''Ya sen bu çocuğa cidden hala adıyla mı sesleniyorsun? ''
''Cidden buna mı takıldın şimdi Lisa?'' Elini ağzına götürüp fermuar varmış gibi yaparak kapattı.
Jungkook: Kötüyüm.
Rose: Bir sorun mu var?
Jungkook: Seni özledim :(
Ben de seni özledim yazmaya elim gitmedi. Ne de olsa daha dün gece görmüştüm değil mi diye düşünürken yüzümde acı bir gülümseme belirdi.
Jungkook: Buluşalım.
''Kabul edemem.''
''Etmelisin Rosie.''
''Çok geçmeden yüzleşmelisiniz.'' Söyledikleriyle parmaklarımı ekran üzerinde hareket ettirdim.
Rose: Nerede?
Jungkook: Aslında akşam bir arkadaşımın doğum günü partisi var. Seni oraya götürmek istiyorum.
Akşam 7'de seni alırım.
Rose: Tamamdır.
''Gitmek istemiyorum.''
''Hadiii.'' Kollarımdan tutup kaldırmaya çalışmaya başlamışlardı bile.
''Çikolata yemek istiyorum.''
''Pasta yersin Rosie.''
''Ya o kız da oradaysa.''
''Ordaysa orda Park Rose. Onlara ne kadar güçlü bir kız olduğunu göstereceksin.'' Jisoo'nun son cümlesiyle kalkıp odama doğru ilerledik.
Umarım her şey daha kötü olmazdı. Umarım Jackson yalan söylemiştir. Umarım bir kez daha duygularım aldatılmamıştır.
Baktım bekleyenler varmış hemen bir bölüm daha yazıp atmak istediiim. Bu arada Rose'nin son konuşmalarına dikkat ettiniz mi? Sanki daha önce kırılmış gibi, hatta ilk zamanlarda Jungkook'a inanmayışı da bu yüzden olabilir mi? Diğer bölümleri bekleyelim bakalım ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Euphoria •rosékook
Fanfiction... Ama tahmin etmek istemeyeceğim bir şey oldu. O, duymak istemediğim şeyleri, yalan sandığım kelimeleri doğruladı. Ona inanmak istediğim her saniye boğazımda düğümlendi, gözlerime doldu. jeon jungkook-park chaeyoung fanfic.