Trafikte seyir halindeyken araçlar arasında makas atıyordum. Adrenalin tutkum yüksekti. Ice Color'ın yanına geldiğimde aracı park edip içeri girdim. Alec dalgın bir şekilde dışarı bakıyordu. Beni gorünce ayağa kalkıp gülümsemeye başlamıştı. Kaburgularımı kıracak kadar sertçe sarıldı.
"Alec nefes alamıyorum"
Beni bırakıp kocaman elleriyle yüzümü tuttu.
"Ah tanrım iyisin. Kaybolduğunu öğrenince korkmuştum. Tek parça halinde olmana sevindim."
Beraber oturduğumuzda iki kahve sipariş etti.
"Sanırım benden bu kadar çabuk kurtulamayacaksın"
Şimdi bende sırıtıyordum.
"Sanırım kurtulmak istemiyorum"
bakışlarını yüzümden çekip ellerine odaklanmış gibi yaptı. Ah kızarmıştım.
"Annem nasıl. Yani genel olarak ruh hali"
"O iyi sadece seni özlüyor sanırım. Her zamankinden daha mutsuzlaşıyor sanki. Yokluğun 3 gün oldu Jen bu çok doğal."
Garson siparişleri getirdiğinde susmuştu.
"Peki şu düşmüşlerin annemin peşine takıldığı güne gelelim."
Kahvesinden koca bir yudum alıp yüzünü ekşitmesini izledim.
"Çok sıcakmış. Neyse gelelim o konuya. Biz okuldayken klan liderimiz Lucas annenin birkaç adım ardında onu izliyordu. Sanırım düşmüşlerden biri annenin kokusunu tanımış. O evdeki kokunu tamamen yok etmiştik sanıyorduk ancak annenin giysilerine bakmayı akıl edememiştik. Düşmüşlerden birini annene çaktırmadan yok etmeyi başardık ancak ikincisinde annen arkasını döndü. Başta kavga eden iki genç sandı"
Tepkimi ölçmek için bekledi ve devam etti
"Düşmüşün ağzını tutmuşlardı. Ses çıkarmaması adına gerekliydi bu. Annen belayı üstüne çekmemek için uzaklaştı. Tabiki bu en akıllıca olanıydı. İkinci düşmüşün işini de hallettikten sonra anneni tekrar izledik. Başkaları da olabilirdi tabiki bu ihtimali göz ardı edemedik. Ancak kimse yoktu"
Nefes nefese bitirdiğinde ona bakıyordum hâlâ.
"Peki şuan onu izleyen var mı?"
Bir yudum su içtim. Soğuk su.
"Elbette. İş yerinde bile biri var. Bizden biri"
Rahatlamam gerekiyordu yinede istediğim kadar salamamıştım kendimi.
"Biliyorsun Alec ne dersen de tamamen rahatlayamam. Bu his çok farklı"
Bakışları yumuşamıştı.
"Seni anlayabiliyorum lütfen birazcık olsun rahatla."
Artık buz gibi olmuş kahveme baktım. Elimle kenara ittim fincanı. Alec'le bir süre konuşmadan camdan dışarı baktık. İnsanlar vampirlerden kurt adamlardan habersiz kaldırımda yürüyorlardı.
"Aman tanrım"
Alec'in kısık sesiyle hızla ona döndüm.
"Ne var? Ne oldu?"
Caddeden yükselen çığlıkları duyduğumda kanımın donduğunu hissettim. Sırtımdan bir ürperti geçti.
"Sakın arkamdan ayrılma"
Uyarıcı bakışlarını görmezden gelerek peşine takıldım.
İnsanlar caddeden ayrılmaya çalışıyor ve bağırıyorlardı. İnsanların bağırmasına neden olan kaynağa doğru yaklaştık. Gördüğüm manzara karşısında tüylerim ürperdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE
FantasyFısıldadım; "Nesin sen ?" Gözleri gözlerimi delip geçiyordu. "Bunu bilmek dahi istemezsin. Artık bu işin içindesin ve peşindeler." Söylediği son cümle beni korkutmuştu ancak beni koruyacak olmasına içten içe seviniyordum... Ben fantastik canavarlara...