AHALİ (2. SEZON)

ON İKİNCİ BÖLÜM

AHALİ (2. SEZON) - ON İKİNCİ BÖLÜM

# Suzy (수지) - I Love You Boy (While You Were Sleeping OST Part.4)

''Çok sakinsin,'' dedi Atahan alçak bir sesle.

Üniversitenin kapalı basketbol salonunda karşılaşmanın başlamasını bekliyorduk.

Tribünün en önünde yerimizi almış, Melis, Arslanoğlu kardeşler ve ben karışık bir şekilde yan yana dizilmiştik.

Başımı yana döndürüp Atahan'a baktığımda yüzündeki ifadeden söylediğinin tam tersini demek istediğini anlayabiliyordum.

''İçim içime sığmıyor ya!'' diye itiraf ettim. ''Sanki maça ben çıkacağım...''

''Sen değil ama seninki çıkacak, böyle olman normal.''

Bunu duymaması gereken biri işitmiş olabilir mi diye diğer tarafıma bir bakış atma ihtiyacı duydum.

Hafif bir ses tonuyla konuştuğu için duyabileceklerini sanmıyordum ama emin olmak istemiştim.

Melis'le Lodos Marvel'den bahsederken Atakan ikide bir lafa karışarak onları uyuz ediyordu.

İlker ise üçünden bağımsız bir biçimde arkamızdaki koltuklarda oturan kızlarla laflıyordu.

Onu gördüğümde 'Onursal üye sen misin?' diye sormamak için kendimi çok zor tutuyordum.

O yüzden ona bakmamaya, onunla yalnız kalma fırsatı bulana kadar heyecanıma odaklanıp merakımı görmezden gelmeye çalışıyordum.

Rahat bir nefes verdim ve Atahan'a döndüm. ''Kardeşlerinin yanında şöyle şeyler söylemesene,'' diye uyardım.

Hakan'dan hoşlandığımı önce kendime, sonra da Melis'le Atahan'a itiraf etmiştim.

Ama İlker, Atakan ve Lodos'a söylememiştim, onlardan saklıyordum.

''Kardeşlerimin, aranızda bir şeyler olduğunu anlamayacak kadar aptal olduğunu mu sanıyorsun?'' dedi şakayla karışık.

''Ben bile anlamıyorken onlar nasıl anlayabilir?'' diye söylendim.

Bir aydan uzun bir süredir Hakan'la haftada bir akşam yemekleri yiyor, bazen sabahtan akşama kadar mesajlaşıyor, bazen de araşıp zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığımız saatler boyunca konuşuyorduk.

Ama bir kere bile duygularımızdan bahsetmemiştik, Hakan bunları beni arkadaş olarak görerek mi yapıyordu, yoksa arkadaştan öte mi bilmiyordum.

Öğrenmeyi çok istiyordum çünkü bana karşı herhangi bir romantik hissi yoksa daha çok umutlanıp hayal kırıklığına uğramamayı tercih ederdim.

Ama sormaya cesaret edememiştim, o da sormamıştı, o yüzden şimdilik araftaydım.

''Nasıl anlamıyorsun, anlamıyorum,'' dedi Atahan bıkkınlıkla gözlerini devirerek. ''Flört ediyorsunuz işte.''

''Hakan bana karşı hiç flörtöz bir davranışta bulunmadı ki...''

''İkiniz de umutsuz vakasınız,'' diye homurdandı.

Ben bir şey söyleyemeden bağırış çağırış, alkış ve ıslık sesleri yükseldi.

Kafamı hızla çevirdiğimde okulumuzun takımı ısınmak için sahaya çıkıyordu ve gözlerim Hakan'ı buldu.