ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

45.2K 3.5K 4.4K
                                    


Not: Selam!

Bir süredir bir sağlık sorunum olduğu için hiçbir şey yazamıyordum, o yüzden de yeni bölümü yayınlayamamıştım.

Merak etmeyin, yavaş yavaş düzeliyorum. Kaldığımız yerden devam edeceğiz... Bu bölümü de hikayeyi yazmayı bırakmadığımdan emin olmanız için hemen sizlerle paylaştım.

İyi okumalar!


*



AHALİ - ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM


# (EPIK HIGH) - 내 마음이 들리나요 Can You Hear My Heart (Feat. 이하이 LEE HI)


İlker bir duvara yaslandı. ''Seni dinliyorum prenses. Hadi konuş.''

''Bugün hayvanseverler kulübünde bir onursal üyemiz olduğunu öğrendim,'' dedim bir çırpıda.

Çok kısa bir süre için duraksadı. ''Bundan bana ne?''

''Kulübe çok yardımı dokunmuş biriymiş ama kim olduğunun bilinmesini istemiyormuş.''

''Tekrar ediyorum, bundan bana ne?''

''O kişinin sen olduğunu düşünüyorum,'' diye itiraf ettim.

''Bu boktan fikre nereden kapıldın?'' dedi şaşkın ve alaycı bir sesle.

''Bence mantıklı,'' diye karşı çıktım. Ardından, ''Sen misin, değil misin? Lütfen bana doğruyu söyle,'' diye rica ettim.

Ne diyeceğini çok merak ediyordum.

Tereddüt etmeden cevapladı. ''Hayır, ben değilim.''

Tuttuğumu fark etmediğim nefesimi bıraktım, hayal kırıklığına uğramıştım.

Ona uzun uzun, dikkatle baktım, dürüst olup olmadığını anlamaya çalışıyor ama başaramıyordum.

Aniden aklıma bir fikir geldi. ''Yalan söylemiyorsun değil mi? Çünkü söylüyorsan ortaya çıkar... Lodos çıkarır.''

''Lodos ne alaka?''

''O kişinin mail adresini biliyorum, Lodos gibi bir hackerın kim olduğunu bulması için bu yeterli olur,'' diye yanıtladım.

İlker tekrar durakladı ama bu sefer daha çok zaman aldı. ''Siktir, bunu akıl edebileceğini sanmıyordum...''

''Sensin, değil mi?'' dedim heyecanla. ''Sensin!''

''Evet, benim,'' diye homurdandı. ''Öğrendin işte, mutlu musun şimdi?''

''Çok!'' dedim büyük bir gülümsemeyle.

''Bunu ikimizden başka kimse bilmesin,'' diye uyardı.

''Bir sır daha mı?''

Kafasını evet der gibi salladı. ''Bir sır daha...''

Hemen sonra kol saatine baktı. ''İkinci başlamak üzere, ben salona dönüyorum,'' deyip yürümeye başladı.

Bir adım attı, iki, üç, dört...

Tam benim yaslandığım ağacın altından geçiyordu ki ağzımı açtım, aniden aklıma bir fikir gelmişti.

''Bir şartım var.''

AHALİ (2. SEZON)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin