Yazar notu: Selam!
Kendime not; bölümü saat 18.15'te yayınladım. Siz de saat kaçta okumaya başladığınızı buraya yazabilirsiniz.
AHALİ (2. SEZON) - OTUZ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Dans bitiminde seyircileri selamlayıp sahneden ayrıldığımızda kulüpteki herkes birbirini tebrik etti, sarılıp öpüştü. Yüzler gülüyordu; gösteriden önce gerginlik veya endişe gibi nedenlerle donuklaşmış surat ifadeleri canlanmış, bir rahatlama gelmişti.
Tam Hakan'a dönüp ikimizi kutlamak için bir şeyler söyleyeceğim sırada Hakan beni kendine doğru çekerek kollarını etrafıma sarınca, beynimle dilim arasındaki yolda kayboldu kelimelerim.
"Çok iyi iş çıkardın," deyip başımın üzerine hafif bir öpücük kondurdu.
Hakan'ın hayranlık dolu sesi ve içimi okşayan hareketi beni jöle kıvamına getirirken, "Gerçekten mi, yoksa sevgili torpili mi?" dedim şakayla karışık.
"Sevdiklerimi kayırdığım doğrudur ama performansının kayrılmaya ihtiyacı yoktu," dedi dürüstçe. "Sadece güzelliğinle değil, dansınla da büyüleyiciydin," diye eklerken sesine karışan sıcaklık parmak uçlarımı tatlı tatlı yakarken, ellerim gömleğinin iki tarafından kavramış, ayak parmaklarım içe doğru kıvrılmıştı. İstemsizce yapılmış şeylerdi bunlar.
Etrafımızdaki insanların bizimle ilgilenmiyor oluşunun verdiği rahatlık ve cesaretle, ''Teşekkür ederim,'' diye söze girdim. ''Sen de harikaydın. Ayrıca önceden söyleyemedim ama mükemmel görünüyorsun. Salondaki her kızın seninle dans ettiğim için beni kıskandığına yemin edebilirim ama kanıtlayamam.''
''O halde kıskanmaya devam edecekler çünkü önümüzdeki tüm danslarda partnerim olmanı istiyorum.''
Anlık bir duraksamanın ardından, ''Kalp kalbe karşı desene,'' diye mırıldandığımda doğruyu söylediğimden tam emin değildim çünkü içimden bir ses, 'Ömür boyu tek bir kişiyle dans etmek zorunda kalsam, seçeceğim kişi İlker olur' diye fısıldıyordu.
Bu düşünceyi beynimden söküp atmayı denedim fakat kene misali yapışmış çıkmıyordu. Hakan ile birbirimizden ayrılıp soyunma odasına yürürken, soyunma odasında elimi yüzümü yıkarken ve üzerimi değiştirdikten sonra odadan çıkarken hala aklımdaydı, kanımı emmeye devam ediyordu.
Soyunma odasının koridoruna adım attığımda Hakan'ı beni beklerken buldum, o da temizlenip yeni kıyafetler giymişti.
Utanç ve suçluluk duyguları fare misali kalbimi kemirirken Hakan ile birlikte önce kulisten, sonra binadan çıktık ve dışarıda Melis ve diğer Arslanoğlu kardeşlerle buluştuk.
Atakan hızlı davranıp bir kolu Hakan'ın omzunda, öbürüyse benim omzumda olacak şekilde ikimize sarıldı. Üçümüz birbirimize yapışmıştık.
''Aferin lan size!'' diye tebrik ederken kulağımızın dibinde olmasına rağmen bağırıyordu. ''Sahneyi ateşe verdiniz ateşe, yaktınız ortalığı!'' dedi son kelimenin son harfini uzatarak.
Hakan ile ikimiz teşekkür etmemize karşın Atakan bizden ayrılmayınca, ''Atakan artık bırakmayı düşünüyor musun?'' diye sızlandı Melis. ''Biz de sarılmak için bekliyoruz burada!''
Atakan, ''Düşünmüyorum,'' diye cevaplayıp tutuşunu iyice sıkılaştırdığında üçümüz daha da yakınlamıştık.
''Boşuna demiyorum beyin yaşı 0-5 aralığında diye,'' diye yakındı Lodos.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHALİ (2. SEZON)
Teen FictionAleyna'nın amcasının evinde yarım kalan macera, Melis'in de aralarına katılmasıyla birlikte Çamkıran Üniversitesi'nde olanca hızıyla devam ediyor. Merakla beklenen sona yaklaşırken isyancı prenses Aleyna, dans partneri Hakan sayesinde mi yoksa zorba...