AHALİ (2. SEZON)

YEDİNCİ BÖLÜM

Y/N: Selam!

Yeni bölümü birkaç gün içinde yayınlayacağımı söylemiştim ve ta-ta-taam! Hepinize iyi okumalar!

*

AHALİ 2. SEZON - YEDİNCİ BÖLÜM

1 hafta sonra...

# Everything Has Changed by Taylor Swift ft Ed Sheeran | Alex G & Jon D Cover

Kadın öğretmen kumandayı eline alıp bir tuşa bastı ve dans stüdyosunun hoparlörlerinden gelen müziği kapattı, erkek partneriyle birlikte saatlerdir öğrencilerine dans figürleri gösterip, öğrettiği için bizim gibi ter dökmüştü.

''İlk ders için fena değildiniz. Ama yarı yıl gösterisi için kat edecek daha çok ama çok yolumuz var, o yüzden ders dışında da koreografiye sık sık çalışmalısınız. Aksi takdirde geri kalır, partnerinizi de aşağı çekersiniz,'' diye tavsiye etti.

Sonra, ''Bugünkü dersi burada bitirelim. Haftaya görüşürüz, çıkabilirsiniz,'' diyerek izin verdi.

Hakan'la 'Görüşürüz' deyip sularımızla havlularımızı koyduğumuz banka yürüdük.

Susuzluğumuzu giderip terimizi kurularken ben yorgun bir şekilde oturuyordum, Hakan ise bir o kadar daha dans edebilirmiş gibi zorlanmadan ayaktaydı.

Ders esnasında da elimde olmadan birkaç kez yaptığım gibi çaktırmadan (çaktırmadığımı umuyordum) onu kısaca süzdüm.

Islanan saçları dağılmış, üzerindeki eşofman üstü ve altı vücuduna yapışıp kaslarını daha belirginleştirmişti.

Normal haliyle de çok yakışıklıydı ama bu haliyle gözüme daha yakışıklı gelmişti. Daha çekici...

Gözlerimi istemeye istemeye ondan ayırırken karşı duvardaki aynada yansımamı gördüm ve kendimi dikkatle inceledim.

At kuyruğum bozulmuş, saç tellerim terden alnıma, şakaklarıma zamklanmıştı. Yüzüm ve boynum kızarmıştı, ilkinde ikincisinden daha çoktu.

Hakan'ın aksine normal halimden daha kötüydüm.

Hoşnutsuzca suratımı buruşturdum, utanmıştım ve bu yüzüme daha fazla kanın hücum etmesine neden oldu.

Havluyu alnımdan çeneme kadar kapattım ve silmeye başladım, böylelikle suratımı görmüyordum, Hakan da öyle.

Çok geçmeden Hakan ellerimi tutup durdurdu. ''Hey, derini yüzmeye mi çalışıyorsun?''

''Sert davrandığımın farkında değildim,'' dedim dürüstçe. Şimdiyse tahriş olan tenim fark etmememe izin vermiyordu.

''Ver bana, ben yapayım,'' deyip havluyu ellerimden aldı.

İtiraz etmek için ağzımı bile açamadan yere çömeldi ve havluyu yumuşakça yüzümde, saçımda gezdirdi.

Kızarıklığım daha da artarken kalbime bir şeyler batıyor gibi hissediyordum, acının tam zıttına tatlı bir duyguydu.