Omzumdaki ağrının hafiflemesiyle derince soluk aldım. Canım yanmıştı ama artık acımıyordu. Odanın aniden aydınlanmasıyla omzumu çarptığım yerin dolap olduğunu görmüştüm.
Yatağın siyah örtüsünü kaldırdığında üstünde bir şey olmadığını yeni fark ediyordum. Sadece siyah bir eşofmanı vardı. Cidden böyle mi yatacaktı? Hemde benim yanımda?
"Böyle mi yatacaksın?"
"Nasıl?"
Ne dediğimi anlamamış gibi boş bakışlarla üstüne baktı. Tanrım, şimdi gebereceğim.
"Yani eğer istersen üzerime bir şey giyebilirim.?"
Yüzündeki muzip gülümsemeyi görünce gözlerimi devirmekten kendimi alıkoyamadım. Ne ima ediyordu bu şimdi?
" Yok canım yani ben üşürsün hasta olursun falan diye şey yapmıştım. "
"Yanımda sen varsın ya sen beni ısıtırsın değil mi?"
"N-ne?"
Kıpkırmızı olduğumu hissediyordum.
"Yok bir şey hadi yat Jimin, yat sen"
Açtığı yere geçerek hafifçe uzandım. Jungkook ise ışığı tekrar kapatıp odanın ay ışığıyla dolmasına neden oldu. Ardından odadaki bilgisayara yürüyerek bir şeyler yaptı. Birden odanın içinde kısık sesle piyano ve çeşitli sözsüz müzikler çalmaya başladı. Çalan müzik sakin ve dinlemdiriciydi.
"Bu ne?"
"Sence?"
Gözlerimi tekrar devirdim.
"Yani neden müzik açtın?"
"Ah tanrım. Soru sormadan duramaz mısın sen?"
"Duramam, meraklıyım ben."
"Ne yani söylemeyecek misin gerçekten?"
"Böyle daha rahat uyuyorum. Oldu mu?"
"Oldu."
Yattığım yerin çökmesiyle yanıma yattığını anladım. Belime dolanan kollarla nefesim kesilmişti. Titremesine rağmen kollarıyla beni daha fazla sardı. Kendine meydan okuyor gibiydi.
"Ama sen yine titriyorsun."
Bunu söylemekten kendimi alamıyordum. Çünkü gerçekten şiddetle sarsılıyordu.
"Rahatsız mı oldun? Be...-"
Kollarını belimden çekeceği sırada kollarını tuttum ve bedenimi ona çevirip baiımı göğsüne koydum.
"Hayır Jungkook, rahatsız olmadım. Sadece senin acı çekmeni istemiyorum o kadar. Titremen benim için sorun değil."
"Biraz bekle. Lütfen. Bedenimin sana alışmasına izin ver."
Sözlerimden sonra iyice sarıldı bedenime.
"Bana beklememi söylüyorsun ama sen beklemiyorsun."
"Sadece bir an önce alışmasını istiyorum."
Dedikleriyle gülümseyip gözlerimi huzurla kapattım ve boynuna iyice sokuldum. Ben onun çıplak göğsüne değerken onun vanilya kokan teninde yatarken o ise içce belime sarılmış bir halde yatıyordu... Huzur doluydu...
Jungkook'un ağzından:
O kollarımdayken hiç olmadığım kadar huzurlu hissediyordum.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Jimin'in ağzından:
Gözlerimi tüy gibi hafif dokunuşlarla araladım. Perdeler açılmıştı ama ben hâlâ Jungkook'un sıca göğsünde yatıyordum. Odaya güneş ışıkları süzerken daha da mutlu hissettim. Kafamı yavaşça kaldırıp Jungkook'un yüzüne baktığımda saçlarımdaki elleri hemen geri çekildi.
"Ah, uyandın mı? Özü dilerim, uyandırmak istemedim. Saçında bir şey vardı, onu almak için şey yaptım."
Elini tutup tekrar saçıma koydum.
"Sorun değil Jungkook. Saçımla oynaman beni mutlu ediyor."
Söylediği yalanı görmezden gelerek gülümsedim. Benim gülümsediğimi görünce o da utangaçca gülümsedi. Saçlarıma sanki kırılacak bir cammış gibi dokunuyordu. Kıkırdadım.
"Çok tatlısın."
Duyduğum sözlerle gözlerimi kocaman açtım. Sanırım bu şoku bir süre üstümden atamayacaktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
