Sözleri...yazdığı, söylediği sözler onun için çok büyüktü. Nasıl yapabilmişti bunu?
Nasıl böyle kalbime dokunabiliyordu yaptıkları?
Kendini o kadar çok veriyordu ki sözlerin ağırlığı sesinin güzelliği gözlerimi dolduruyordu. Sebepsizce ağlıyordum şimdide. Ne yapıyordu o bana?
Daha 20 yaşında olan biri nasıl bu kadar ağır şeyler yazabilirdi?
Kısa bir süreliğine yere indirmiş olduğum bakışlarımı yeniden yüzüne çıkardım. Neydi bu?
Gözünden akan damlalar ile kendime gelmiştim.
Ağlıyordu.
Bir yandan şarkı söyleyip bas gitar çalıyordu diğer yandan ise ağlıyordu. Ama eğer yüzüne bakmasaydım anlamazdım.
Sessizce döküyordu gözyaşlarını...
Neydi onu bu kadar derinden etkileyen? Soğuk ve sert bakışlı Jeon Jungkook neredeydi? Her zaman ters cevaplar verip en ufak duygu göstergesinden bile kaçınan Jeon Jungkook şuan karşımda ağlıyordu.
Ağlamasına rağmen ne müziğin akışı bozuluyordu ne de sesi değişiyordu.
Şarkının sonları gelirken sesi yükselmişti. Hâlâ ağlıyordu. Ama sesi daha sert ve yüksek çıkıyordu. Sesini profesyonel bir şekilde kullanması hayran bırakıyordu. Herşeyine hayran bıraktığı gibi...
I can't stop holding on, I need you with me !
Beklemeyi bırakamam,sana yanımda ihtiyacım var !Şarkının sonuna geldiğini bildiren ve daha da ağırlaşan sözler ile sessizce hıçkırdım. Daha sonra hızla dökülmeye başlamıştı gözyaşlarım.
Can we start again (can you forgive me?)
Yeniden başlayabilir miyiz (beni affedebilir misin? )Can we start again?
Yeniden başlayabilir miyiz ?Son kelimeleri de söyledikten sonra hafifçe burnunu çekti. Sözlerle birlikte bas gitarın çıkardığı sesde son bulduğunda hâlâ ağlıyordum, ağlıyordu...
Gözlerini yavaşça açtı ve önce bana daha sonra defterine baktı. Daha sonra gitarını boynundan çıkararak kenara bıraktı ve hızla bana sırtını döndü. Sırtını dönmüş olsa bile gözyaşlarından ıslanmış yüzünü çocuklar gibi siyah hoodiesinin koluna sildiğini görebiliyordum.
Yüzünü tamamen kuruladı ve bana döndü. Bende sadece kızarmış gözlerle kalmıştım. Gözlerime baktı.
Derinliğinde kaybolduğum gözlerini benden çektiğinde yaklaşık 3-4 dakikadır birbirizmize baktığımızı anlamıştım. Çekiyordu beni kendine.
Tekrar gitarına döndü ve akordlarını düzeltti ve daha sonra habersiz bir şekilde alınmış olan ses kaydını kapattı? Ne yani bütün bunların sesini mi kaydetmişti?
Şaşkın bakışlarımdan anlamış olduğu durumu açıklama işine koyuldu.
"İlk önce kaydettiğimi dinleyip hatalarımı farkettiğimde bir sonraki sefere düzeltiyorum. Ses kaydı bunun için."
"Hata mı? Ama bunda hata yoktu ki. Mükemmeldi."
Söylediklerimde bir anlığına gözleri parladı. Ve hafifçe kafasını eğip gülümsedi. Bende gülümsedim.
"Değildi. Bir sürü hatam vardı. Ama bunları söylerken ve çalarken düzeltmesi zor oluyor."
"Hayır mükemmeldi işte. Şuana kadar hiç böyle bir şey dinlememiştim. Bak beni ağlattın bile."
"Neden ağladın. Ağlama. Özür dilerim ben.."
Beni yanlış anlayan bedeni düşüncelerinden ayırmak için oturduğum yerden kalktım ve karşısına geçtim.
"Bu harikaydı Jungkook. Beni etkiledi. Nasıl böyle şeyler yazabilirsin? Nasıl böyle şeyler düşünebilirsin? Nasıl böyle çalabilirsin? Nasıl bu kadar güzel söyleyebilirsin? Aklım almıyor sadece harikaydı ve sen hatam var diyorsun. Hata sende."
"B-ben...
Kendimi durduramıyordum. Ben bunları gerçekten düşünüyor muydum? Söylemenin zamanı şimdi miydi?
Şimdi ya da daha sonra fark etmez. Eninde sonunda olacaksa... neden şimdi olmasın?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AGORAFOBİ🍓 |Jikook <tamamlandı>
FanficJeon Jungkook ilk kez birinin yanında titremedi... Park Jimin ise ilk kez birine korkuyla yaklaştı... -TAMAMLANDI-