Garip gelmişti. Neden bunu yapmıştı ki. Ben sadece ona dostça yaklaşmaya çalışmıştım ama madem arkadaşa ihtiyacı yok bende arkadaşı olmam.
Okul kapısından çıktım ve gözüme tek bir kişi çarpmıştı. Siyah giyinimli uzun boylu şu gizemli çocuk. Duvara dayanmış karnını tutarak derince nefes alıyordu. Yanına gitmek istedim ama gitmeyecektim. O kaba birisiydi.Her ne kadar yanından geçip gitmek istesemde ona ne olduğu düşüncesi içinde dolanıyor ve beni merakıma yenik düşürüyordu. Beni göremeyeceği bir yere geçtim ve onu izlemeye başladım.
Arada ağzını oynatıp bir şeyler söylüyor sonra tekrar gözlerini kapatıp derin nefesler alıyordu. Duvarın başında geçirdiği 5-10 dakika sonunda üzerini düzeltip doğruldu ve yürümeye başladı. Ben ise arkasından yürümeye devam ettim.
Neden bunu yapıyordum ki? Sonuçta onun bana ihtiyacı yoktu değil mi?
Düşüncelerim beni arkasından sürüklemeye devam etti ve o bir eczanenin kapısında durasıya kadar arkasından gittim. Eczaneye girdi çok geçmeden çıkıp elindeki poşetle en yakın banka oturup poşetten aldığı sargı bezlerini çıkardı.
Yaralanmış mıydı? Ne olmuştu ona?
Neden merak ediyordum ki? Neden böyle davranıyordum? Bu merakım artık sınırını aşmaya başlamıştı.
Sargı bezlerinin beyaz paketlerini elleri titreyerek aceleyle açtı. 1-2 beden büyük gelen sweatshirt'ünün kollarını yine elleri titreyerek sıvadı ve kolundaki özensizce yerleştirilmiş pamukları hızlıca kaldırdı. Aniden kolundan kanlar akmaya başlamıştı. Ne oluyordu böyle?
Bir gün içinde ne kadar çok yaralanıyordu o.
Akan kanları görünce kafasını hafifçe acıyla inleyerek geriye attı. Tekrar derin nefes aldı ve paketleri açılmış sargı bezlerini koluna yine özensizce sardı. Ama işe yaramıyordu. Sardıkça kan daha çok çıkıyor ve sargı bezini yine kırmızı renge boyuyordu.
Ellerimi yumruk yapıp biraz bekledim. Canı acımıyor muydu onun? Ağlamıyordu tek bir mimiği oynamıyordu sadece arada acıdan inleyip derin nefes alıyordu.
Daha fazla dayanamayıp saklandığım arabanın arkasından çıkıp yanına yürümeye başladım.
Üniversiteye başlamadan önce lazım olur diye sağlık eğitimi almıştım. Yardım edebilirdim.
Öncekinin aksine yanına yaklaştığımı farketmedi. Önünde durdum ve kolunu elimle tutup acemice sardığı sargı bezini çözüp hızlıca yanına koydum.
Koluna dokunur dokunmaz bedeni gerildi ve titredi.
"Napıyorsun sen?"
"Senin yapamadığını yapıyorum."
"B-bırak k-kolumu. Ben yaparım."
"Doğru senin arkadaşa da ihtiyacın yoktu değil mi?"
"B-bırak dedim sana!"
Sesini hafif yükseltmesiyle korksamda belli etmedim ve kolunu sıkıca tutmaya devam ettim.
Korkutucu görünüyordu.
"İzin ver yapayım işte. Sadece yardım edeceğim."
Yenilmişlikle sırtını banka dayadı ve gözlerini kapatıp dişlerini sıktı. Canı acıyordu.
Neden bu kadar yardım etmek istiyordum ki?
Titremesi yavaşlıyordu.
Tuttuğum kolu yavaşça Jungkook'un bacağına bırakıp çantamdan mendil çıkardım. Kolunu tekrar tuttum ve bastırmamaya çalışarak kanlarını temizledim.
Kanlarını temizleyince ortaya çıkan beyaz kola gözlerimi büyüterek baktım. Bunlar neydi böyle? Bir sürüydü. Bir sürü düz çizgi halinde çizilmiş kesikler vardı. Kolunun bir çok kısmında izler vardı. Neden?
Bu sıcak havada uzun kollu giymesini artık garip bulmuyordum sanırım.
"Bunlar ne böyle Jungkook?"
"Noel süsleri. Sorgulayacaksan bırak kolumu."
Esprisi üzerine gözümü devirip işime devam ettim.
Kolunu temizledikten sonra temiz bir sargı bezi aldım ve boydan boya kesiklerle dolu beyaz kolu dikkatle sarmaya başladım. Neden benim canım yanıyormuş gibi hissediyordum?
Sarmayı bitirdikten sonra bezi sabitledim ve doğruldum. Bitirdiğimi hissetmiş gibi gözlerini açtı ve o da doğruldu. İlk önce koluna sonra ise bana baktı. Bakışlarında anlam veremediğim bir duygu vardı. Ne düşündüğü anlaşılmıyordu.
O da toparlanıp ayağa kalktı. Kokusunu buradan bile alabiliyordum. Çok hoştu. Çok hoş kokuyordu.
Bana saniyelik bir şekilde gülümsedi. Hatta sadece dudaklarını kıvırdı. Gülümsediğini çok zor anlamıştım. Güzeldi. Güzel gülüyordu.
"B-ben. T-teşekkür e-ederim."
Neden kekeliyordu?
Ben ise karşılında hafifçe gülümseyip önemli değil anlamda elimi salladım.
Ardından onun çantasını omzuna atıp yürümesini izledim...Ne hissediyordum ben böyle?
Ne oluyordu bana?
Kalbime ne oluyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AGORAFOBİ🍓 |Jikook <tamamlandı>
Fiksi PenggemarJeon Jungkook ilk kez birinin yanında titremedi... Park Jimin ise ilk kez birine korkuyla yaklaştı... -TAMAMLANDI-