AGORAFOBİ🍓 |Jikook <tamamlandı>

<45>

Jungkook'un ağzından:

  "G-gitme."

      Gelen seslerle yavaşça gözlerimi aralayıp yanımda uyuyan bedene baktım.

     Terlemişti ve gözleri kapalı olmasına rağmen başını sağa sola sallıyor gözlerinden yaşları durmadan akıyordu.

     Yavaşça doğrulup Jimine doğru döndüm.

  "H-hayır. G-gitme. Gi-gidemezsin. J-Jungkook b-beni bırakma."
 
      Söylediklerine anlamsızca baktığımda rüya gördüğünü anlamıştım.

  "Jimin."

      Başını sikketle sallıyordu.

  "B-ben sensiz ne y-yaparım? L-lütfen g-gitme Jung-kook."

     Hıçkırarak söyledikleri canımı acıtıyordu. Ellerimi yanaklarına koyarak sakinleştirmeye çalıştım.

  "Jimin uyan."

     Uyanmıyordu.

  "J-Jungkook b-eni yalnız bı-bırakma."

  "Jimin uyan. Rüya görüyorsun. Ben yanındayım."

  "JUNGKOOK!"

     Çığlık atarak yatakta hızlıca doğrulduğunda şaşkınlıkla geri çekildim.

     Uyanmıştı ama gözleri bayık bakıyordu. Ve ağlamaktan dolayı kızarmış ve şişmişti.

     Sonunda başını çarşaftan kaldırıp önce odaya sonra da bana baktı.

     Ama bana bakmasıyla ağlamasının şiddeti dahada artmıştı.

     Hızla boynuma sarılıp sıkıca sarıldı. Bir yandan ağlıyor bir yandan sarılıyor bir yandanda yumruk yaptığı bir elini göğsüme vurarak mırıldanıyordu.

  "B-beni neden bıraktın?"

     Sakinleşene kadar bir şey söylememeyi seçtim. Saçlarını okşayarak ve boynuna öpücükler bırakarak sakinleştirmeye çalışmıştım.

     Yumruk yaptığı elini açıp onuda boynuma sardı.

     Hıçkırıkları iç çekmelere dönüştüğünde boynundan ve belinden tutarak yavaşça yatağa geri yatırdım.

  "Sorun ne, bebeğim?"

     Cebap vermediğinde elimi yanağına koydum ve yanağındaki ıslaklıkları baş parmağımla sildim.

  "Tamam, peki. Seni zorlamayacağım. Ama iyi hissettiğinde anlatmanı istiyorum. Ve artık geçti. Ben yanındayım."

     Bir damla daha gözünden yaş süzüldüğünde onuda silip yanağına ve gözlerinin altındaki ıslaklıklara öpücükler bıraktım.

   "Hadi, hazırlanalım."

     O da başını salladığında yavaşça yataktan kalktık üzerimize günlük bir şeyler giyip. Aşağı indik.

     Bugün 5 gün sonra olacak düğünümüz için smokin bakmaya gidecektik.

     Arabaya bindiğimizde gideceğimiz yere gelene kadar Jimin konuşmamıştı. Bu beni çok endişelendiriyordu.

     Kötü bir rüya gördüğü belliydi. Etrafa donuk bakıyordu ve sevdiğim, o içimin çiçeklerle dolmasını sağlayan gülümsemesini sunmuyordu bana.

  "Geldik. Hadi in sevgilim."

     İkimizde indiğimizde girdiğimiz geniş mağazada etrafta gözlerimi gezdirdim.