4.Bölüm: "Bir Çeşit Duygu"

353 54 24
                                    

Bölümleri geç yüklediğim için çok üzgünüm, lütfen sevginizi eksik etmeyin! Görüşmek üzere!

✫*゚・゚。.☆.*。・゚✫*

Taehyung'un bakış açısından

"Sence de bu harika değil mi?"

Namjoon hyung heyecanla eşyalarını sırt çantasına yerleştirirken kararsız kalarak çenemi kaşımıştım. Dediğine göre çok uzun süredir üzerine çalıştığı bestesini Daegulu bir yapımcı keşfetmiş ve onu hemen yanına çağırmıştı. Namjoon hyung'un hayalleri için çabaladığı görmek çok güzeldi ama bir dolandırıcı tarafından kandırılıp üzülmesini hiç istemezdim.

"Bu adamın bir dolandırıcı olmadığına emin misin?"

Namjoon hyung kaşlarını çatarak bana baktı ve sonra çantasını toplamaya devam etti.

"Tabii ki. İnternette biraz araştırma yaptım, adamın imzası geçen pek çok albüm ve sanatçı var. Hem zaten birlikte bir süre çalışacağız, mantığıma ters düşen bir şeyle karşılaşırsam geri dönerim."
"Peki çalıştığın anaokulu?"
"Ah, çocuklardan uzak kalma fikri beni üzüyor ama yapacak bir şey yok. Bir haftalığına izin aldım, duruma göre istifa edeceğim."

Namjoon hyungun karar alma ve uygulama hızına hayran kalmıştım. Gözlerimi açarak kollarımı karnımda birleştirdim.

"Çok ani bir karar vermişsin."
"Yeterince zaman harcadım Taehyung, daha fazla zaman kaybetmek istemiyorum. Ben de senin gibi hayallerimi gerçekleştirmek için bir şeyler yapmak istiyorum."

Bir şey diyememiştim, onu anlayabiliyordum. Bazı fırsatlar insanın ayağına bir kere gelirdi ve risk almazsan her şey bir balon gibi sönüp gidebilirdi.

"Bu arada Taehyung, senin için de evin anahtarının bir kopyasını çıkarttım. Yarın sabah hatırlat da sana verip evden öyle çıkayım."
"Tabii olur, iyi geceler hyung!"
"Sana da."

Namjoon odasından çıktığımda kendimi boşlukta gibi hissetmiştim. Buradaki en büyük dayanağım, ailem Namjoon hyungtan başkası değildi, o yokken yalnız hissedeceğim bir gerçekti. Bir yandan da onun bu istekli ve hevesli halini yıllar sonra ilk kez görmek kalbimi ısıtmıştı. Umarım kalbinden geçen her şeyi gerçekleştirecek şansı elde edebilirdi.

Diğer gün sabah uyandığımda gözlerimi ovuşturarak saate baktım. Tam olarak saat sekizdi. Namjoon hyung'un bana veda etmeden çıkması imkânsızdı o yüzden panikle yataktan fırlayıp odasına girdim. O ise saatin farkında olmadan derin bir uyku çekiyordu. Var gücümle onu sarsmaya başladım.

"Uyan, uyan saat sekiz!"

Namjoon hyung birkaç kez gözlerini kırpıştırıp bana baktı.

"Saat kaç dedin?"
"Sekiz, çabuk kalk!"
"Otobüsüm sekiz buçukta benim!"

Namjoon hyung yataktan fırladığında neredeyse ağlayacak gibiydi, o üstünü değiştirirken ben de en yakın taksiyi arayıp acil bir şekilde buraya gelmelerini söyledim. Neyse ki her şeyini dün geceden hazırlayan hyung çok zaman kaybetmeden hazırlanabilmişti.

"Taehyung, böyle ayrılmak istemezdim ama-"
"Hyung haydi otobüsü kaçıracaksın!"
"Teşekkürler Taehyungie, seni sonra arayacağım!"

Hyung merdivenlerden hızlı adımlarla inerken bir süre onu izledim ve kendimi tutamayarak güldüm. Umarım otobüse yetişebilirdi. Kendime yiyecek bir şeyler hazırladıktan sonra üstümü değiştirip atıştırmak için mutfağa geri döndüm. Yanıp sönen ekranıma bakınca Namjoon hyung'tan gelen mesajla içim rahatlamıştı.

My Dear Poem ° VhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin