Taehyung'un bakış açısından
Parıltılar vardı gökyüzünde. Küçük beyaz ışıklar kırılarak gözlerime düşüyordu. Hava serindi ama üşümüyordum. Aklımda sadece küçük parıltılar vardı. Başka bir şey düşünmek istemiyordum.
Yavaş adımlarla ofise girdiğimde çantamı masama bırakmamla ofisteki bir çalışanın bana seslenmesi bir olmuştu.
"Kim Taehyung, telefonu sana bağlıyorum."
Daha yeni gelmiştim, hemen birileri beni mi aramıştı? Yüzümü buruşturarak ona baktım.
"Kim arıyor?"
"Seoul Shock dergisinin moda editörü, Lee Yong."
"Kim dedin?"
"Bağlıyorum, aç telefonu!"Çekinerek telefona elime uzattım, kendimi bildim bileli telefon konuşması yapmayı hiç sevmezdim. Özellikle de bir moda editörünün beni araması epey ilginçti. Öksürerek boğazımı temizledim ve dört sayısına basıp telefonun bana bağlanmasına izin verdim.
"Kim Taehyung'la mı görüşüyorum?"
"Evet, benim."
"Size kendimi takdim etmeme izin verin. Ben Seoul Shock dergisinin moda bölümünden sorumlu editörü Lee Yong. Telefonumu geri çevirmediğiniz için teşekkür ederim."Telefonun karşısındaki adam oldukça kibar konuşuyordu o yüzden gerginliğim biraz azalmıştı.
"Evet, sizi dinliyorum."
"Öncelikle dergideki fotoğraflarınızı gördüm. Jung Hoseok ve sizin."Kaşlarımı çattıktan birkaç saniye sonra Hoseok ve benim ortak dergi için poz verdiğimiz zamanları hatırladım. Epey bir fotoğrafımız çekilmişti.
"E-evet hatırlıyorum, üzerinden biraz zaman geçmişti ama..."
"Evet! Fotoğrafları uzun süredir inceliyordum da... Hiç modellik yapmayı düşünmüş müydünüz?"
"Ben mi?"Karşımdaki adam hafifçe güldüğünde ben de çekinerek telefona baktım daha sonra tekrar kulağıma yaklaştırdım.
"Tabii ki sizden bahsediyorum! Jung Hoseok da hoş bir adam tabii... Ama siz varken o geri planda kalmış."
"Bu dediğiniz hoş değil."
"Özür dilerim, sadece açık konuşmak istemiştim. Sonuç olarak demek istediğim, sizin yazarlık yaptığınızı gayet iyi bilmekteyim ama bu sefer modelliğe de bir adım atmak isteyip istemeyeceğinizi merak ettim."
"İstemiyorum, teşekkürler."
"Çok hızlı cevap vermediniz mi sizce de?"
"Hayır."Otuz saniye kadar bir sessizlik olduktan sonra Lee Yong denen adam tekrar neşeli bir sesle konuşmaya başladı.
"Daha önce çalışmadığınız bir alan olduğu için böyle hissetmeniz çok normal ama fotoğraflarınızı gördüm ve tüm deneyimlere dayanarak ısrar ediyorum ki bu teklifi çevirmeniz yazık olacaktır."
"Beyefendi, istemiyorum. Bu bana göre bir iş değil. Göz önünde olmayı seven biri değilim. Şu an yetiştirmem gereken bir iş var, size iyi günler diliyorum."Telefonu aniden kapattıktan sonra derin bir nefes vermiştim. Ne kadar da ısrarcı bir adamdı! Modellik ve ben... Düşüncesi bile fazlasıyla garipti. Omuz silktikten sonra merakıma yenik düşüp bilgisayarımdan Seoul Shock dergisi hakkında haberleri araştırmaya başlamıştım. Başarılı bir dergiye benziyordu. Daha çok moda ve stil, yer yer de iç dekorasyon hakkında yazı yayımlayan bir dergiydi. Ünlü modellerle dönemlik anlaşmaları sayesinde sükse yapan bir yere benziyordu. Madem ünlü modellerin peşindelerdi, neden beni aramışlardı? Huzursuz olarak yan sekmede Lee Yong diye arattığımda ise kendisinin takım elbiseli fotoğrafları belirmişti. Otuzlu yaşlarda havalı bir adama benziyordu. Sert bir saç kesimi ve yüz hatları vardı, oldukça yakışıklı gözüküyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Dear Poem ° Vhope
Fanfic"Sen benim en güzel şiirimsin Hoseok. Daha önce hiç şiir yazmamış olsam da ve gelecekte eğer tekrar yazacaksam da, sen en güzelisin. Şiir dediğim ama şiir olmayan bu cümleler, onlarca kırgınlığa rağmen kendi sahillerini buldular. Deniz kokulu sen, s...