5.Bölüm: "İlk Kar"

299 58 33
                                    

Taehyung'un bakış açısından

"Hayatta her şeyin bir sebebi ve gerçeği vardır. Eğer ben şu an burada nefes alıyorsam eminim ki bu boşa değildir. Eğer seni sevdiğimi söylüyorsam çok sevgili dostum, seni gönülden sevdiğim içindir. Bilirsin, benim dudaklarımdan asla yalan çıkmaz ve sana gönülden bağlıyımdır her kelimemde. Bu bizim yolumuz, neden elimi tutmaktan çekiniyorsun?"

Jung Hoseok hafifçe gülümseyerek bilgisayar ekranını bana çevirdi. Kırmızı Beretli Kahraman'ın hikâyesi için yazdığım yeni bölümü okuyordu ve bu kısmı sesli bir şekilde okumuştu.

"Bu kısım bir aşk itirafı gibi geliyor kulağa."
"Aşk itirafı mı?"

Jung Hoseok çenesini kaşıyarak tekrar aynı kısmı okudu.

"Sana da öyle gelmiyor mu?"
"Hikâyeyi yazan ben olduğum için öyle gelmiyor tabii. Hem bu dostu için söylediği bir şey, aşk yok içinde."
"Dostuna karşı epey kuvvetli hisler beslediği aşikâr."

Jung Hoseok alaylı tavrıyla birkaç saniye daha beni süzdükten sonra bilgisayar ekranına geri dönmüştü. Bu konuşmada kesinlikle aşka dair bir şey göremiyordum, ne yazık bu denli sevdiği bir arkadaşı hiç olmamış diye Jung Hoseok'a üzülmek dışında bir şey düşünememiştim.

" 'Senin güzelliğin -hem iç hem yüz olarak- aynı Ay gibidir, sakin ve parlaktır. Yolumuzu aydınlatacağına adım kadar eminim. ' Hımm... Kesinlikle dostuna ilgi duyduğunu düşünüyorum ama yine de sen bilirsin tabii, Beretli Kahraman'ın yaratıcısı sensin sonuçta. "

Başımla dediklerini onayladım, kesinlikle aşk içeren cümleler değildi bunlar. Hem aşk içerse bile bu onun dostuna olan bağlılığını etkiler miydi? Aşkın pek çok farklı şekli vardır ve bu günümüzde sadece romantik ikili ilişkiler olarak algılanması epey üzücüydü.

"İçecek bir şeyler alıp geleceğim, siz ne istersiniz?"
"Bana da tatlı bir şeyler alabilir misin? Karamelli veya kakaolu bir kahve olabilir."
"Tabii ki."

Kapıyı kapatıp otomatların olduğu koridora yönelirken Park Jimin'le karşılaştım. Garip bir şekilde ne zaman kahve almak için buraya gelsem Park Jimin de burada oluyordu. Gülümseyerek el salladığımda o da bana gülümsedi.

"Taehyung, nasılsın? Bir süredir pek görüşemiyoruz. Bugün erkencisin."
"Ah, maalesef. Jung Hoseok ile geldiğim için bu kadar erken saatte ofisteyim."
"Jung Hoseok'la mı?"
"Kaldığım ev ile ilgili bir sorun yaşıyorum o yüzden dün Jung Hoseok'un evinde kalmıştım, bugün de birlikte geldik."

Park Jimin küçük gözlerini kocaman açarken bir yanda da makineye bardağını yerleştiriyordu. Tuşlara basarken birkaç kez güldüğünü fark ettiğimde şaka olduğu belli bir hareketle omuzuna vurdum.

"Neden güldün?"
"Jung Hoseok'un birilerini evine kabul etmesi epey ilginç."
"Bu da ne demek?"
"Bunca zamandır arkadaşız ama ben bile evinde kaldığımı söyleyemem."
"Aslında kendisi kalmak için bana yeni bir yer ayarlayacak."
"Tabii ki, eminim."

Park Jimin alaylı bir şekilde güldükten sonra geriye çekilip kahve doldurmama izin verdi. Gülerek beni izlemesi epey sinir bozucuydu, kafasından neler geçtiğini bilmeme olanak bile yoktu. Tuşların üzerindeki yazıları takip ederken aklıma Jungkook'un masasını boş gördüğüm gelmişti.

"Jungkook nerede? Geçen attığım mesajı da okundu olarak bıraktı. Ona danışmak istediğim şeyler vardı ama buraya da gelmemiş."

Sorum üzerine Park Jimin'in yüzündeki gülümsemesi ani bir yanak kıvrımıyla solmuştu. Elindeki kahvesinden bir yudum aldıktan sonra gözlerini bardağına dikerek cevap verdi.

My Dear Poem ° VhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin