19.Bölüm: "Ayçiçeği, Tesadüf ve Küçük Köhne Dükkân"

302 46 37
                                    

Taehyung'un bakış açısından

"Battaniyeyi neden üzerimden çekiyorsun?"

Hoseok mızırdanarak battaniyeyi kendi üzerine çekerken kucağımda duran laptopa aldırmadan ben de ucundan kendime doğru çekiştirmeye başlamıştım.

"Battaniyenin çoğunluğu zaten senin üzerinde, benim yarımdan fazlası dışarıda kalıyor."
"Battaniyeyi paylaşmak istiyorsan bana daha çok yaklaşmalısın."

Hoseok yapmacık bir homurdanmayla iyice bana sokulduğunda ben de kıkırdadım. Hoseok'la küçücük bir battaniyeyi paylaşarak koltukta uzanmak son birkaç pazardır en sevdiğim aktivite haline gelmişti. Birbirimize sarılarak ettiğimiz sohbetler beni keyiflendirmenin yanı sıra ilham kaynağım olmaya da devam ediyordu.

Hoseok ellerini ensemden saçlarıma doğru çıkardığında burnunu da yavaşça yanağıma değdirdi. Gıdıklanarak yüzümü çekerken gözüm ekrandaki listeye takılmıştı. Bu yılın en çok kazanan editörleri sırasında Hoseok dördüncü sırada gözüküyordu. Birkaç kez gözlerimi kırpıştırdım, sonra oturuşumu düzelttim. Hoseok ise neye bu kadar şaşırdığımı görmek için ekranı kendine çevirdi.

"En çok kazananlar sırasında dördüncü sıradasın!"

Hoseok oldukça ilgisiz bir şekilde listeye baktı ve bana döndü.

"Geçen yıl üçüncü sıradaydım, birileri önüme geçmiş."

Bunları söylerkenki yüz ifadesi o kadar sakindi ki şaşkınlığım ve heyecanım daha da katlanmıştı.

"Sen tam olarak ne kadar kazanıyorsun Hoseok?"
"Sana Jeju'da bir ev, bir bahçe ve bir de güzel bir araba alacak kadar param var bu konuda endişen olmasın."

Gözlerimi açarak ona baktım, daha sonra heyecanımı bastıramayarak kucağımdaki bilgisayarı masaya koydum.

"Sen ciddi misin?"

Hoseok verdiğim tepkilerden fazlasıyla eğleniyor gibi gözüküyordu.

"Madem bu kadar çok kazanıyorsun o zaman maaşıma zam yapmalısın!"
"Zamı önce hak etmen gerekmez mi? Hala en çok okunanlarda ilk beşte değilsin."

Dediği şey üzerine biraz suçlulukla gözlerimi yere çevirdim.

"Elimden geleni yapıyorum..."

Hoseok beni teselli eder gibi omzuma vurunca ben de alınganlık yapıp omzumu silktim, o ise bu hareketime gülerek tepki vermişti.

"Üzülmene gerek yok, bir şey istersen bana söylemen yeterli."

Birkaç dakika Hoseok'a baktım ve onu dizilerde gördüğümüz soğuk milyoner adamlara benzettim. Sevdiği kıza bir ada satın alıp "Senin için küçük bir hediye aldım!" diyen tipler gibi davranıyordu. Gerçi ne kadar parası olduğunu bilmiyordum, Hoseok oldukça gizemli bir adamdı.

Ben bunları düşünürken Hoseok ani bir hareketle battaniyenin içinden çıkıp masada duran kol saatine uzanmıştı. Şaşkınlıkla ona baktım.

"Neden kalktın?"
"Haydi, hazırlanalım!"

Gözlerimi kıstım, Hoseok yine bana sormadan bir şeyler planlamış olmalıydı. Genelde benim üşengeçlik edeceğimi düşündüğü için sorma ihtiyacı hissetmeden gitmek istediği gösterilere ve etkinliklere ikimiz adına bilet alıyordu. Bundan şikâyetçi değildim ama onun aksine ben en azından haftasonunda evde kalıp tembellik yapmak istiyordum. O ise yüz ifademi görünce gülümsedi.

"Seni bıraksam tüm gün burada uyuklayacaksın, hem bu sefer sana ihtiyaç duyduğun ilham verecek bir yere gideceğiz!"
"Gittiğimiz son iki sergi için de aynı şeyleri söylemiştin."
"Sergilerden gerekli ilhamı alamamak senin hatan Taehyung."

My Dear Poem ° VhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin