UZUN ZAMAN OLDUUUU
AYYY YB YAZDIM VALLA HEYECANLIYIM 😂
YB gelene kadar ki bi milyon yıllık süreçte bana olumlu şeyler yazmaya devam eden herkese çok teşekkürler. Onlar kitabı ne kadar sevdiklerini, etkilendiklerini ve önemsediklerini anlatmasalardı gelmezdi sanırım yb. Evet yazmayı çok seviyorum ama bir çeşit yazar tıkanmasıydı yaşadığım. Uzun konuşup sıkmaya gerek yok sadece kalp kalp KALPHadi besmelemizi çekelim ve başlayalım sjdkfk
Rıza'nın yanından ayrıldıktan sonra bir süre hiç konuşmadan yürüdük. Ben Ali'ye neyi nereden başlayarak açıklayacağımı bir türlü bulamadığım için konuşmaya başlayamıyordum. O ise muhtemelen kızgınlığından susuyordu.
Bana ne kadar kızmıştı, ne kader kırılmıştı dertlendikçe kelimeleri dillendirmek daha da zor bir hale geliyordu benim için.
Rıza'nın yerinden tamamen uzaklaştığımızda yol üzerindeki banklardan birine yöneldik ve oturduk. İkimiz de sessizce yere bakıyorduk.
Ali derin bir nefes alıp sessizliği böldü.
"Deniz sana anlatmam gereken bir şey var."
Dur bir dakika, ben ondan "Bana açıklama yapmam gerek." gibi bir cümle bekliyorken o bana mı açıklama yapıyordu?
Ali şaşkın gözlerime endişeyle baktı ve elini saçlarıma oradan da hafifçe yanağıma götürdü.
"Şşş iyi misin sen?"
Onu bu kadar endişelendirdiğime göre kötü görünüyor olmalıydım.
"İyiyim. Sadece..."
Ali kollarını belime sardı ve beni kendisine çekti. O bana sarılınca ne kadar kasılmış bir halde durduğumu fark ettim. Sağ elini saçlarıma götürdü ve başıma minik bir öpücük bıraktı.
"Geçti hepsi. O silahları korkutmak için kullanıyorlar. Birine öyle orta yerde, ofisin ortasında bir şey yapmazlar zaten."
Silah olayından bahsediyordu. Evet bu beni sarsmıştı. Ama mevzu silahtan korkmam değil olayların tümünden, geleceğimizden endişe ediyor olmamdı.
"Ali, çok özür dilerim. Saklamamalıydım. Daha doğrusu hiç gitmemeliydim Rıza'ya. Ama bilemedim işte Kargalar bir yandan..."
"Deniz ben aylardır seninle hiç ilgilenemedim. Kendi içimde kendi kendime yaşadım her şeyi. Senin de kendi mücadeleni verdiğini göremedim. Asıl sen affet beni. Bunca şeyle tek başına mücadele etmek zorunda bıraktığım için affet."
Boğazım düğümlendi, artık hiç konuşamıyordum. Yavaşça uzanıp dudaklarını öptüm. Gülümsedik birbirimize. Sonra bir kez daha öptüm.
"Şimdi bana şu Karga mevzusunu anlat." deyince babamın borçlarından sorumlu tutulduğumu ve bunu Soner hocaya anlatınca adamların tehlikeli olduğunu söylediğini anlattım. Soner hocanın para bulmak için çabalayacağını söylediğini ama ona bunu asla ödetemeyeceğimi, ayrıca Asya'nın davası için de para aradığımız için Ali'ye bir de bunu söyleyemediğimi anlattım.
Her şeyi sakice konuştuk. Birbirimizi anlıyorduk. Ta ki Ali, "Benim de anlatacaklarım var." diyene kadar.
"Anlat." dedim merakla.
"Deniz ben babamı aramaya karar verdim. Ve aslında kısa bir süredir de soruşturuyorum."
"Arslan Sayın." dedim fısıltıyla. Ali'nin annesi Asya'yı alıp gitmeden sadece bu ismi vermişti bize.
"Evet Arslan. Ne yazık ki annemin bahsettiği gibi yeraltında Arslan diye birisi yok. Belki ölmüştür şimdiye kadar belki de annem başından savmak için uydurmuştur öylesine. Bilmiyorum.