"Mira, Mira! Bunu nasıl yaptın hala aklım almıyor?" Alex cafelerinin arka odasında bir aşağı bir yukarı volta atıyor ve söyleniyordu.Banu sandalyesini köşeye çekmiş bacaklarını toparlamış halde defterine gömülmüştü. Emre delirmekte olan Alex'e gülüyor ve sandalyesinde sallanıyordu. Bense Ali'ye sargıları izin verdiği ölçüde sarılmış Alex ile Mira'nın annesinin verdiği bitki çayımı yudumluyordum.
"Sakin olsana oğlum şu halini görenler bize zerre güvenmez hatta gider Arda'nın kollarına atlar." dedi Emre sırıtarak.
"Off Mira! Nerdesin?"
"Duyuyorum ağbi biraz sakin ol." dedi Mira elinde tepsi dolusu yemeklerle içeri girerken. Ardından da Betül içecek dolu bir tepsiye içeri girdi. Ben hariç herkes yerinden doğrulup tepsilere ilerlerken ben bitki çayımdan yeni bir yudum aldım.
Mira tepsiyi odanın ortasındaki masaya bırakıp Alex'e döndü. "O kadar insanla okulda konuşmaya çalışsak derse giremezdik Alex duydun mu? Ayrıca zaten burada buluşacaktık. Yani ha bugün ya yarın. Burada Ardalar ya da okul yönetimi de yok. Herkesle rahat rahat konuşabiliriz."
"Cafemizi öğrenecekler güvenli mi sence?"
"Saçmalama Ağbiciğim herhangi biri bizi takip edip buraya geldiğimizi öğrenebilir zaten."
"Evet Alex abartıyorsun. Tamam bize sormamış ama o kadar insanı düşününce iyi bi plan yapmış." dedim ben de sırıtarak.
"Ayy bu kız kaç tane ağrı kesici içti hep böyle sırıtacak mı?" dedi Emre ağzındaki yemekleri gösterecek kadar büyük bir sırıtmayla beraber beni işaret ederek.
"Aslında çok değil ama bünyesi kaldırmıyo sanırım. Etkisi maşallah." dedi Banu gözünü önüne çektiği tabaktan kaldırmadan.
"Okula gitmeseydi keşke kaç gündür ilk kez bu kadar harekett etti. Mecburen içmiş fazladan. Neyse neyse ben bu halini sevdim" dedi Ali bana gülümseyerek. Sonra tatlı tatlı bazı saçlarımı kulağımın arkasına itti.
"İyi hoş da fazla olumlu konuşuyor hiç Deniz gibi değil." dedi Alex ben sanki onu duymuyormuşum ya da görmüyormuşum gibi bir ifadeyle beni incelerken.
"Arkadaşlar arkadaşlar... Lütfen saçmalamayalım. Sadece mutluyum çünkü okuldan bir sürü insan bizim haklı olduğumuzu gördü." dedim sakin sakin. "Artık daha güçlüyüzzz..."
"Ay kuzum. Sen biraz uyusan mı acaba?" dedi Betül bana gülümseyerek.
"Neden ya? Bir şeyim yok. Zaten ağrılar da hala burada." dedim parmağımla kendimi işaret ederken. Son anda bu hareketin biraz tuhaf görüneceğini ve sözlerimi desteklemeyeceğini fark etmiştim ama çok geç olmuştu.
"Her neyse, Deniz'in kafası hoş evet ama aynı zamanda haklı. Bakın benim aklıma şöyle bir şey geldi." dedi Ali. "Bence bu öğrenciler Arda'ya karşı bizim yanımızda yer almak istiyorlarsa aramıza katılmanın temel şartı herkesin birbirini kollaması olmalı. Zaten Deniz, bizi bu amaçla burada toplamıştı hatırlarsanız. O zaman şimdi ekibimiz genişliyor sadece."
"Tamam bence de sistem bu olsun. Eğer birinin bir sorunu varsa bize gelir anlatır biz de ona yardım eder veya ekip içinden yardım edebilecek birileriyle organize ederiz." dedi Banu.
"Süper sistem!" dedi Mira. "Mesela 9lardan bir grubun parasını mı kesiyorlar? Bundan sonra onlar beraber hareket edecek ve daha güçlü olacak. Başları belaya girdiği anda atıyorum üst sınıflardan onlara yardım edebilecek birisi de olacak."
"Örneğin" diye tekrar söze girdi Ali "Bu cafenin haraç kesen pisliklerden korunmasına da grubun tüm üyeleri yardım edecek."