"Evet gençler yarın Orhan Veli'de sıra. 10 dakika çok kısa oluyor bu kez 20 dakikalık bekliyorum en az."
Kolumun üzerine yatmış defterimin köşesine tuhaf karalamalar yapıyordum. Hoca edebiyat dersi için her ders birilerine şairlerle ilgili sunum ödevi veriyordu. Çok büyük bir sorun değilmiş gibiydi ama doğrusu henüz bilgisayarım yoktu, sıra bana geldiğinde ne yapacağımdan emin değildim. Ama okulun bilgisayar odasını kullanmama izin verirler, olmadı internet cafeye falan giderdim.
"20 dakika olacağı için de iki kişi beraber hazırlamanızı istiyorum. "
Kafamı masaya doğru hızla bıraktım. Neden tek başımıza yapamıyoruz ki şu salak sunumları?!
"Yarına Orhan Veli sunumu hazırlayacak iki kurban seçelim derim. Hımmm... Sen! Uyuyan kız!"
Hayır benim şansım olsaaaa... Olsa her şey çok farklı olurdu bence.
"Hocam ben uyumuyorum ki!"
"Dersin başından beri kafan sırada. Yarına sunum hazırla da bari uykun gelmesin yarınki derste."
Hiçbir şey söylemeden gözlerimi devirdim.
"Kiminle hazırlayacaksın?"
Sanki söyleyecek farklı bir seçeneğim var gibi biraz bekledim. Sonra başımı yavaşça Banu'ya çevirdim.
"Benimle!"
Ben ağzımı yeni açmışken biri benim yerime konuşmuştu bile. Kim olduğunu görünce iyice şaşırdım. Arda!
Ben henüz şaşkınken hoca "Tamamdır." Deyip tahtaya döndü ve bir şeyler yazmaya başladı.
Senin derdin ne Arda?
Sinirli sinirli ona baktım o ise tebessüm ediyordu.
"Noldu?" dedi Banu bana bakarak.
"Aramızda küçük sorunlar var." dedim önüme dönüp defterimi açarken.
"Dövdüğün Arda mı o?"
Gözlerimi pörtletip Banu'ya baktım. "Sen nereden biliyorsun?"
"Herkes konuşuyor. Duyuyorum."
Aramızdaki olayların yayılması iyi miydi yoksa kötü müydü şu an hiçbir fikrim yoktu. Galiba zaman gösterecekti.
Ders biter bitmez hocanın yanına koşup partnerimi değiştirmeyi teklif ettim. Hatta tüm koridor peşinde yürüdüm ama salak saçma bahanelerle reddetti. Bazı hocaların düşük özgüvenleri yüzünden gerçekten bizler üzerinde bu kadar otorite kurduklarını düşünüyorum. Sadece son sözü kendisi söyledi diye yaşayacağı tatmin sanki kendini kanıtlayabilmek için elindeki tek dal.
"Konu kapandı Deniz Arkın. Şimdi izin verirsen öğretmenler odasına gireceğim."
Çaresiz bir halde sınıfa geri döndüm. Bana gülümseyerek bakan Arda'yla göz göze geldim. "Ben mi sana geleyim sen mi bana gelirsin." dedi gevşek gevşek.
Cevap vermeden sırada oturan Banu'nun yanına oturdum.
"Bize gelirsen seni rahat ettirebilirim." dedi gülümsemesi daha da pisleşmişti.
"Saçmalama yoksa elimde kalacaksın!" dedim yumruğumu sıkarak.
"Tamam kızım beni ağırlamak istiyorsan öyle olsun. Kaçta geleyim?"
Sinirle yerimden kalkmak için hamle yapmıştım ki Banu birden beni tuttu. "Gel bahçeye çıkalım biraz hava alırız."
En mantıklısı Banu'yu dinlemekti, ya ben hava almak için bahçeye çıkacaktım ya da Arda'yı hava alması için bahçeye doğrudan camdan gönderecektim.
