Bıçaklamıştı Ali'yi! Hem de tam kendisine yakışır bir şekilde çaktırmadan sinsice yapmıştı.
"Bıçak!!!" diye haykırdım ve arkamdan birilerinin çığlık attığını duydum. Bu sırada Ali'nin acı çekmesiyle dağılan dikkatinden faydalanan Arda bıçağını çoktan hala üzerinde duran rakibinin karnına doğru yönlendirmişti. Neyse ki Ali bunu fark edip onun bileğini yakaladı ama o an uyguladığı güç tüm hırsıyla bıçağı yönlendiren Arda'nın hedefine ulaşmasını engellemedi ve bıçağın ucu Ali'nin karnına doğru yumuşakça girdi.
Beynim resmen donakalmıştı ama bana saatler gibi gelen bu anlardan sonra iç gücülerim bedenimin kontrolünü el aldı ve ben de hiç düşünmeden tüm hızımla ikisinin üzerine atladım.
———
Ben onları ayırmak için nerelerinden çekeceğime karar vermeye çalışırken Ali tüm gücüyle Arda'nın yüzünün ortasına bir yumruk attı ve Arda inleyerek burnunu tuttu. Hemen Ali'nin kolunun altına girip onu geriye doğru tüm gücümle çeketim.
Tekrar bakışlarımı Ali'den çektiğimde Banu'nun başımızın üzerinde Arda'nın arkadaşlarıyla itişmekte olduğunu gördüm. Arda yerde kanlar içinde yatıyordu ve Banu "Şerefsiz!" diye bağırarak ona tekmeler atıyordu.
Her şey ağır çekimde gibiydi ve tüm bağırışlar çok uzaktan geliyor gibiydi. Ali acıdan yüzünü buruşturmuş karnındaki yarasını tutuyordu. Ellerindeki kendi kanı mıydı, Arda'nınki mi anlayamıyordum.
"Ali? İyi misin Ali?" dedim hıçkırarak.
"Evet..." dedi zorlukla ama çok acı çektiğini görebiliyordum.
Başımı panikle tekrar kaldırdığımda biraz ötede Alex, Mira ve Ali'nin getirdiği arkadaşının bize doğru koştuğunu gördüm. Sebebi diğer çocuklarla boğuşan Banu'ydu. Bizimkilerin kavgaya karıştığını gören Arda'nın çetesi de bize doğru yönelmişti. Birileri de Arda'yı yerden kaldırmaya gidiyordu.
Ben Ali'yi adeta sürükleyerek biraz daha kavganın merkezinden çıkarmaya çalışıyordum ki arkamdan birinin tekme attığını hissettim. Beklenmedik bir tekme tam sırtıma gelmişti, acı içinde Ali'nin üzerine doğru yığıldım ama hızla kendimi toparlayıp arkama döndüm. Kızın biriydi ve şimdi de saçıma yapışmaya çalışıyordu. Elini kavrayıp ayağa kalktım ve sırtında büktüm. Acıyla inledi ve benim de iteklememle ileri doğru yuvarlandı. Tekrar Ali'ye dönmüştüm ki kime ait olduğunu bilmediğim çığlıklar dikkatimi dağıttı.
Başımı çok da uzağımızda olmayan kavganın merkezine çevirdiğimde herkesin iç içe girdiğini gördüm. Onlara yardım etmek istesem de Ali'yi uzaklaştırmak birinci önceliğimdi çünkü kavgada yerde kalırsa kolaylıkla ezilebilir gibiydi. Sonra da dönüp Arda'yı parçalamam gerekiyordu. Tekrar yanına eğilip kolunun altına girdim.
"İyi misin şuradan uzaklaşana kadar dayan! Lütfen!"
"Karnım iyi... Sorun yok..." dedi zorlukla. Belli ki hem beni hem de kendisini teselli etmeye çalışıyordu. Sağlam bacağına basıp ilerlemeye çalışırken arkamdan Arda'nın birilerine adımı söylediğini duyabiliyordum. Bacaklarıma arkamdan atılan başka bir tekme ile dengemi kaybettim ve bana tutunan Ali'yle beraber yere düştüm.
İkimiz de yere yuvarlandık. Onun acılı inlemesi kulaklarımı doldururken ona tekrar ulaşmak için elimi uzattım ama biri sol elime basıverdi.
"Ahhh!!"
Kafamı kaldırdığımda Arda'nın tayfadan bir çocuğun nefret dolu bakışlarıyla göz göze geldim. Elimi kurtarabilecek gibi görünmüyordum. Hızlı bir karar vererek tamamen yerde yatmamın avantajını kullanarak kendimi kıvırdım ve tüm hızımla elime bastığı bacağının arkasına sağ bacağımla vurdum. O noktadan vurunca bacağı refleks olarak kıvrıldı ve ben de elimi çekince dengesini kaybedip poposunun üstüne yere düştü.
