HEPİMİZE YENİ BÖLÜM GÖSTEREN YÜCE RABBİME ŞÜKÜRLER OLSUN 😂😂😂
Cafede saatlerdir oturuyorduk. Herkes birine karşı çekingen ama hevesli sorular soruyordu. Betül , Emre ve Alex daha heyecanlı bir muhabbetin içerisindeydi. Ben de onların yanında oturuyordum ama göz ucuyla sesssiz ve sakin bir şekilde konuşam Ali ile Banu'ya bakıyordum.
Banu'nun bugün anlattıklarını hayıtlayınca boğazımdaki düğümün sebebini hatırlayıverdin. Bana söylediğinden beri kalbinden ağırlığı kalkmamıştı ama şimdi hatırlayınca kaslarım yine gerilmişti. Keşke Banu'nun intikamını alabileceğim bir yol olsaydı. Keşke Kerem'i mezardan çıkarıp tekrar geberene kadar yumruklayabilseydim.
Ama yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Kerem çoktan gitmişti. Geri kalan herkes, önemli olan herkes de buradaydı. Yapılabilcek tek şey kalanları iyileştirmekti artık.
Acaba Ali biliyor muydu Banu'nun yaşadıklarını diye düşündüm. Muhtemelen genel hatlarıyla diye tahmin ettim. Ali baştan beri Banu'ya hiç düşmanca yaklaşmayan tek kişiydi. Sorduğumda ise bana sadece eski arkadaşlıklarını anlatmıştı. O zamanlar onun Banu'ya her şeye rağmen merhamet göstermesini anlamıyordum. Ama artık nedenini görebiliyordum. O baştan beri Banu'nun acı içinde çırpınan ve çevresine acı yayarak bunu unutmaya çalışan biri olduğunu görüyordu belki de.
Biraz ciddi yüzlerle konuştuktan sonra ikisinin de yüzünde ufak tebessümler oluştu. Bense elimdeki çay bardağıyla oynuyordum. Gerçekten bir şeylerin daha iyiye gidebileceğine dair bir umut hissetmeye başlamıştım ki saatin kaç olduğunu fark ettim.
"Arkadaşlar..." dedim odanın ortasına doğru. "Hepinize teşekkürler bir arada olmayı seçtiğiniz için. İsterseniz ilk kararlarımızı alalım. Ah... Mira'yı da çağırabilir misiniz?"
"Bir saniye." dedi Alex ve içeriden kardeşini çağırıp geldi.
"Evet... Ben de tam teşekkür ediyordum hepinize Mira."
"Biz teşekkür ederiz Deniz abla. Umarım birbirimize yardım edebiliriz."
"Ben diyorum ki öncelikli sorunlarımızı tespit edelim ve bu konular ilkişkin ilk kararlarımızı alalım. Sanırım birincisi bizim okulumuzdaki Arda denen çocuğun estirdiği terör. Açıkçası ilk aklıma gelen okula beraber gidip gelmemiz ve birbirimizi yalnız bırakmamız. Böylece bizi yalnız bulmaz zarar veremezler."
"Onun hakkında bir araştırma yapalım." dedi Mira.
"Nasıl yani?"
"Madem o sizi araştırmış bakalım onun geçmişinde neler var. Belki de elimizde koz olursa bizi rahat bırakır. Ağbim de dijital olarak neyi var neyi yok öğrenebilir bence. Ha ağbi?"
"Ah evet araştırabilirim..." dedi Alex hafif şaşkınca. Belli ki küçük kardeşinden böyle bir fikrin gelmesini hiç ummuyordu.
"Harika fikir." dedi Emre. Ben de başımla onayladım sonra konuşmamı sürdürdüm.
"İkinci sorun ise sizin cafeye dadanan serseriler. Bunlara ilişkin aklıma bir çözüm gelmiyor açıkçası önerisi olan var mı?" dedim.
Kısa bir sessizlikten sonra Banu'nun çekingen sesi duyuldu. "Şey belki nöbet tutabiliriz. İkili olarak mesela. En azından cafe kapanana kadar. En azından geçici olarak."
"Bu ne işe yarayacak ki?" diye sordu Alex. "Gelenleri dövecek değilsiniz ya?"
Banu'nun önerisi fena değildi. Hemen aklıma getirdiklerini Alex'e cevap olarak anlatmaya başladım.
"Açıkçası bu işlerin biraz güç gösterisi olduğunu düşünüyorum. En azından bizim burada görünmemiz sizin yalnız bir aile olmadığınızı hissettirir. Zaten bir daha içeri gelirlerse de onların anladığı dilden konuşup ne kadar akıllı olabileceklerine bakarız."