Ertesi gün İlke, Sevda ve Duru hariç kızların hepsi acı verici bir baş ağrısından muzdarip, hoparlörden yükselen Sedanur Hanım'ın sesiyle uyandılar.
"Sevgili öğrenciler, uyanma vaktiniz gelmiştir. Kahvaltı on dakika sonra yemekhanede hazır olacaktır."
Bant kaydı olan ses, rahatsız edici bir şekilde altı kere art arda tekrarlanırken Öykü yastığını kafasının altından çekerek yüzüne bastırdı.
"Sus artık be, sus !" Öykü'nün çileden çıkan bağırışı yastık yüzünden boğuk çıkarken, Dilara başına sardığı yazma ile odaya girdi.
"Anam, anam, anam ! Başımı koparsam da koysam şu masaya."
Sevda ise henüz uyanmayan Zeynel'e terliklerinden birini fırlattı. "Tek birada giden ilk salaklarsınız yemin ediyorum. Nefretim boşuna değil size karşı."
Zeynel tam yüzüne düşen terlik ile sinirle bağırdı. "Gel ağzıma sok, gel gel !"
"Bağırmasanıza kızım, hatta mümkünse sessizlik yemini filan edin." Öykü'nün sesi yine yastık yüzünden buğulu çıkmıştı.
Sevda sinirle sırttı. En çok sakin kız zannettiği bu Öykü'nün içinden çıkan orospuya sinir olmuştu ya.
"Dün gece beş fava eteğini kaldırırken hiç de sessiz değildin Öykü Hanım."
Öykü, Sevda'nın dedikleri ile hızla doğruldu ve bu hamleyle ağrıyan başını tutarak panikle konuştu, "Yapmamışımdır ben öyle şey."
"Yaptın Öykü."
"Yok yok, yapmamışımdır."
Sevda oldukça rahat bir tavırla tekrar konuştu, "Yaptın, yaptın."
"Hay sikeyim ya, benim neyime alkol ! Benim yaşım kaç, başım kaç da acaba da içki içiyorum ben ? Okumaya geldim ama orospu olucam ben galiba kızlar baksanıza."
Öykü'nün panik sesiyle birbirlerine bakıp gülen kızlardan Dilara, başını tutarak arkadaşının yanına tırmandı ve rahatça uzandı.
"Merak etme kıvırcık, biz seni engelleriz öyle bir şey yaparsan."
Yeni sezonların sabahı böyle acılı başlarken, iki üst kattaki odada durumlar daha vahimdi. Pınar dün geceki gürültüye katlanmak için o kadar çok içmişti ki sarhoş olmasa bile şimdi uyanmamak için direniyordu. Alara ise Ömer ile geçirdiği bol sevgi dolu(!) dakikalarda attığı sayısız shotun cezasını çekiyordu.
"Kız Pınar, kalksana kız !" İlke adeta sinirli bir anne gibi yorganı Pınar'dan almaya çalışırken, Duru'da iki yandan topladığı ufak saçları bozulmasın diye Alara'yı ayağı ile dürtüyordu.
"Akşam elin adamlarıyla elleş, sabahına uyanama ! Hadi gülüm hadi, kalkın çabuk vallahi çağırım Seda'yı hepinizi kırbaçlar. Zaten dünden meraklıymış karı."
Duru'nun söylediği ile İlke büyük bir kahkaha patlatırken Pınar onun boş anından faydalandı ve yorganı ucundan çektiği gibi kendini rulo yaptı.
"Rahat bırakın beni, derse girecek yerlerim ağrıyor."
"Artı bir Pınar kardeşim."
İkisinin de derse girmek gibi bir niyetinin olmadığını idrak eden Duru ve İlke daha fazla üzerlerine gitmeden odadan çıktılar.
Birlikte sessiz bir şekilde kahvaltı için yemekhaneye gelen ikili dün geceki çömezlerin oturduğu masaya doğru ilerlediler ve Sevda hariç diğer üçünün de somurtkan ifadesiyle güldüler.
"Nasıl hissediyorsunuz vitaminsiz hengovırlar ?" Duru elindeki tepsiyi masaya bırakırken, aklına kızların dün geceki halleri gelince bir kahkaha koyverdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gençliğin Kıyısında
HumorGençliğin kıyısında, Hayatın köşesinde, Zamanın çok ilerisinde olan gençlerin hikayesi. Bir değişik lise savaşları işte.