Duru turuncu saçlarına verdiği bukleleri parmaklarına dolayarak daha belirgin bir hal almasını sağlarken, giydiği kıyafetleri baştan aşağı son biz kez süzdü.
Açık renkli kot pantolonunun üzerine giydiği bebek rengi hoodiesi ve pudra rengi simli çoraplarıyla klasik Duru'ydu işte.
Ama şimdi kendinde tekrar bakınca bir anda beğenmedi. Saçına taktığı renkli tokalar biraz fazla mı olmuştu sanki ? Daha az mı renkli giyinseydi keşke !
"Offf !" dudaklarından dökülen can sıkıcı nidayla saçlarındaki tokaları çıkarırken parmaklarında ki her biri birbirinden farklı ojeleri fark etmesiyle morali iyice bozuldu.
Ne yaparsa yapsın vazgeçemiyordu işe. Böyleydi. Hayat onu bu hala sokmuştu. Renkli, küçük dünyasından kopamıyordu. Alara gibi seksi olamıyordu, İlke kadar asi de, bari Pınar gibi klasik bir tarzı olsaydı ? Ama hayır, Duru illa renkli giyinmek zorundaydı. Böyleydi.
Tokları bir çırpıda pantolonun cebine atarken, şeffaf sırt çantasını omzuna takarak yatakhaneden çıktı. Kızlar yemek yerken o bir bahane bularak odaya çıkmış ve hazırlanmıştı. Okuldan kaçması gerekiyordu.
Bedirhan ile bulaşacaktı.
Dün bütün gece Instagram üzerinden konuşmuşlardı ve Duru bir anda kendisini telefon numarasını verirken bulmuştu. Çocuğa asla hayır diyemiyordu ama hakkını da yemiyelim Bedirhan'da oldukça ısrarlıydı. Bugün bir şekilde Duru'yu yemek yemek için ikna etmişti.
Şimdi ise Duru'nun tek yapması gereken okuldan kaçarak, Bedirhan ile buluşması gerekiyordu.
Derin bir nefes alarak, içindeki çocuğu susturamayan Duru kapüşonunu kafasına geçirerek bir ajan filmdeymiş gibi hareketlerle okul binasının arka tarafına geçti ve duvara tırmanarak bir çırpıda ayaklarını sokak zeminiyle buluşturdu.
Yapmak için yarım saatini ayırdığı saçlarını tekrar düzelttikten sonra otobüse binmek için işlek caddeye yürüdü. Güneş henüz batmak üzereydi, gökyüzünün rengi Duru'nun en sevdiği turuncu rengine dönüşürken genç kız yüzünde bir gülümseme ile durağa ilerledi ve Dinçer'i gördü.
Zümrüt'e yeni gelmiş kısa saçlı çocuk, dudaklarının arasında ki sigara ve kafasında ki bereyle durakta oturuyordu.
"Naber ?" Duru'da onun yanına oturarak çantasından sigarasını çıkarırken, Dinçer birkaç saniye bakışlarını kızın üstünde dolaştırdı.
"Hayattayım, senden ?"
Dinçer'in basit soruya alışagelmedik cevabıyla Duru omuzlarını silkerek sigarasından derin bir nefes çekti.
"Aynı."
Böylelikle ikisinin arasında ki kısa sohbet son bulurken, çok geçmeden durağın önünde lüks bir araba durdu. Duru çok da umursamadan telefonuyla ilgilenirken yanında ki hareketlenmeyle bakışlarını kaldırdı ve arabanın içinden inen sarışın bir kızla Dinçer'in birbirlerine ilerlediklerini gördü.
Kız Duru'nun görmeye alışık olduğu tiplerden değildi. Çok özenli kıyafetleri vardı. Giydiği güpür detaylı gömleğinin yakasını en son düğmesine kadar kapatmıştı. Nefes alabiliyor muydu ya o öyle ?
İkili biraz fazla dikkatle izleyen Duru, Dinçer'in ona dönüp kısa bir selam verip arabaya binip gitmesiyle ufacık bir an için kızla göz göze geldi.
Bu kızı sevmemişti. Kızın her halinden ukalalık akıyordu ve o kısacık saniyede Duru'yu baştan aşağı süzerken hiç de iyi niyetli olmayan bir ifade ile baktığını anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gençliğin Kıyısında
ComédieGençliğin kıyısında, Hayatın köşesinde, Zamanın çok ilerisinde olan gençlerin hikayesi. Bir değişik lise savaşları işte.