Canlanan Sahneler

3.2K 200 45
                                    

                                       CANLANAN SAHNELER

 Söyleyeceklerimi kafamda toparlamış olmama rağmen şimdi hepsi uçuvermişti. "Tamam, hemen söyleyeyim de mümkün olduğunca çabuk bitsin bu işkence." Ayaz soğuk kalorifere dayanıp konuştu. "Söyle." Derin bir nefes aldım ve alelacele konuşmaya başladım. "Anneme seni ağzımdan kaçırma gafletinde bulundum ve teşekkür için seni yemeğe davet ediyor. Gerek olmadığını söyledim, gerçekten. Dinlemiyor. Çok inatçı. Gelmezsen beni öldürecek."

 Ayaz'ın keskin cevabı kulaklarıma rötarsız ulaştı. "Olmaz." Kaşlarımı 'Küçük Emrah' moduna sokarak konuştum. "Lütfen." Sabır dilenir gibi gözlerini deviren Ayaz, dudaklarını araladı. "Olmaz dedim." Nefesimi oflayarak dışarı verdim. "Hadii, lütfen." Ayaz hışımla yaslandığı yerden doğruldu ve bana işaret parmağını salladı. "Olmaz dedim, duyuyor musun? Sevgilimmişsin gibi davranmayı kes!"

 Duyduğum cümleyle kan bedenimden çekilmiş, buz gibi su başımdan aşağı dökülmüş ama kaynar su etkisi yaratmıştı sanki. İstemsizce bir adım geriledim ve Ayaz'ın gözlerine dehşetle bakakaldım.

  Ayaz'ın gözlerinden, belki bir anlık pişmanlık tonu geçmişti. Sanırım. Aslında, pek olası değil. Neden böyle hissettiğim hakkında bir fikrim yoktu. Kalp acır mıydı? Acıyormuş işte. Normal bir insan olsa başını öne eğer yavaşça uzaklaşırdı tabi. Ama benim duygularım malum, ani değişkenliğiyle ün salmıştı. Sinir bedenimde bağımsızlığını ilan etmek için atağa geçerken, kaşlarımı çattım ve daha fazla dudaklarımı birbirine bastıramayarak konuşmaya başladım. "Ne! Sevgilimi-mi-miy-miş mi gibi! Neden herkes aynı şeyi söylüyor acaba! Niyetiniz beni çıldırtmak herhalde! Ayrıca absürt sevgiliymiş gibi hareketleri yapan asıl sensin! Bana bu kadar yakın olabileceğini kim söyledi sana? Ha? Ama ben biliyorum neden insanların bana böyle söylediğini. Peşimden ayrılmıyorsun da ondan!" Ayaz'ın gözleri hafif irileşmiş ve tek kaşı havadaydı, tabi ki. O kaşı yolsam ciddi anlamda rahatlayacağıma eminim.

 Benim sözümü bitirdiğimi anlayan Ayaz püskürerek kuru bir kahkaha attı. "Ne?" O kadar sinirlenmiştim ki, biraz daha tartışırsak ağlayabilirdim. Çemkirdim. "Yalan mı?!" Dudağı kıvrıldı. "Senin hiç sevgilin olmadı değil mi? Yoksa hareketlerimi böyle yorumlaman için nasıl bir kafa yaşadığını bilmek isterim." Gözlerim istem dışı açıldı. Daha ne kadar ileri gidebilirdi acaba? Afallamanın getirdiği duraksamayı üzerimden attığım anda atıldım. "Senin çok olmuş herhalde! O kadar çok olmuş ki normalde kızlara nasıl davranılacağını unutmuşsun!" Sinirlenince konuşamazdım ben normalde. Dilim sürçmeden cümlemi tamamlayabildiğim için şükrettim. Ayaz tam kıvrılan dudaklarını aralayıp ağzını açacakken sözünü kestim. "Gerizekalı." Hakaretimi onun yanında bırakıp lavaboya doğru hızla yürümeye başladım, zira gözlerim dolmaya başlamıştı.

 Lavaboya girdiğimde içeride iki kız aynanın karşısında makyaj yaparken hararetle birbirlerine bir şeyler anlatıyorlardı. Bu yüzden kapıyı kapatma zahmetine girmeden sondaki kabine yöneldim, çünkü bana klozet lazımdı. Girip kapıyı kilitledim, klozetin kapağına oturdum ve hıçkırarak ağlama isteğimi bastıracağım diye boğazımı mahvettim. Ağladım, ağladım... Sadece rahatlamak için. O bencil ukala kendini bir şey sanan soğuk nevale Ayaz yüzünden değil.

 İçimi her yönden boşalttıktan sonra kabinden çıktım ve aynanın karşısına geçtim. Kendime baktım. Gözlerim ve burnum kıpkırmızıydı. Aman ne güzel... Daha fazla çocuk gibi görünemezdim herhalde. Suyu açıp yüzüme çarptım üst üste. Sonra kapatıp derin nefesler aldım. Evet, iyisin Eva. O çocuk gününü görecek. Ona sen göstereceksin. Sadece sabret ve umurunda değilmiş gibi davran. Aynadaki yansımama gülümsedim, göz kırptım ve kapıya yöneldim.

AYAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin