1.3- İkinci dönüm noktası

644 30 3
                                    

ŞARKI: TEOMAN🎶ÇOBAN YILDIZI

💌💌6 AY SONRA💌💌

Bir doğru ilk dönüm noktasından sonra rotasını tersi istikamete çevirir. Ancak ilk dönüm noktasında kırılmaya uğramış bir doğru ikinci dönüm noktasında yükselebilir.

Evin içini süpürmem bittiğinde Yelda annenin-anne demeye içim elvermiyordu ya neyse- iyi süpüremediğimi söylemesiyle baştan süpürdüm her yeri. Soner iş seyahati için gideli dört ayı aşmıştı. En son üç ay önce beni ve annesini görmek için uğradı.

O günden beride iki kez telefonda konuşmaktan başka bir şey gelmedi elimden. Yelda anne beni hâlâ sokağa atmadıysa sırf ona erkek bir torun vereceğim içindi. Ama elinden gelen eziyetide yapmayı ihmal etmiyordu. Evinde kalmasam boyun eğmezdim.

Ya da güvendiğim bir arkam olsa. Kötü davrandığında çıkıp gidebilseydim şayet o zaman şimdiki gibi olmazdı hiçbir şey. Yelda anneyi zar zorda olsa Soner'e bebeği söylememesi için ikna ettim. Söylerse gelmezdi. Bana kızar ve hep yurt dışında kalırdı.

Geldiğinde bizzat ben söyleyecektim. Hem aradan geçen zamanda belkide fikri değişmiştir değil mi? Çemberimi karnımın üzerine getirip içeri odaya geçtim. Bugün fazlasıyla yorulmuştum. Artık eskisinden daha çabuk yoruluyordum.

Doktora götüren kimsemde olmayınca altı ayda sadece iki kez kontrole girebildim. Bazen rüyalarıma bebeğim giriyordu. Ona bir şey oldu diye saatlerce ağlıyordum. Yelda anne ise 'bizim zamanımızda doktor mu vardı ben bir başıma doğurdum Soner'i' diyordu bana.

Kapının çaldığını duyunca bakkalın çırağının geldiğini düşündüm. Aylarca Soner geldi diye kapıya koştuğumda hep başkalarıyla karşılaştığımdan artık umutlarımda körelmişti. Hani diyorlar ya zaman her şeyin ilacı diye onu kim demişse umut denen olgudan haberi yokmuş.

Zaman her şeyin ilacı, umudun katili.

''Oğlum?!" Yelda annenin coşkulu sesini duymamla odadan fırladım. Gerçekten Soner'di. Aylar sonra gerçekten karşımdaydı. Göz ucuyla suratıma bakıp annesine sarıldıktan sonra koltuğa oturduğunda şaşkınlığı kenara bırakıp yanına sokuldum.

''Hoş geldin. İyiki geldin Soner. Çok özledim seni çok.''

''Nasılsın?'' Sesi bir yabancının halini hatırını sorar gibiydi. ''İ-iyiyim," dedim kırılarak. ''Asıl sen söyle. İyi misin?''

''Aç mısın oğlum?''

''Açım valla anne.'' Yelda anne yemek ısıtmak için mutfağa gidince gülümseyerek Soner'e baktım. ''İşlerin nasıl?''

''Güzel gidiyor şimdilik.'' Annesine seslenerek ''Çayda koy anne!'' diye bağırdı. ''Aylardır yoktun,'' diye mırıldandım çemberimin altında sakladığım karnıma bakarak. ''Yoktum.''

''Uzun bir süre...'' diye fısıldadım kendi kendime. ''Seni bekledik. Bekledim.'' Gözlerini gözlerime çıkardığında kalbim yine çok hızlı atamaya başladı. ''Beklemeseydin çok uzunsa," dediğinde başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

Gülen yüzüm anında soldu.

Söyleyeceğim şeye tutunarak gözyaşlarımı geri teptim. Soner'in eline uzanıp bir elimle çemberimin önünü açtım. Elini karnımın üzerine yerleştirdim. ''Soner...bizim oğlumuz olacak. Sana telefonda söyleyemediğim şey buydu.''

''N-nasıl?" dedi şaşkınlıkla. ''Sen onu aldırdın. B-bana öyle söylediler.''

''Aldırmadım Soner. Yapamadım. Ama iyikide yapamamışım değil mi? İyikide aldırmamışım oğlumuzu.'' Öyle hışımla ayağa kalktıki ellerimin arasındaki eli bir saniyede kayıp gitti. Korkuyla karnımı korudum ellerimle.

KALBİM SANA EMANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin