10.2- Sen bende imkansızı mı seviyorsun?

233 12 0
                                    


Kendime gelmemin onların değimiyle 'uyanmam'ın üzerinden iki gün geçmişti. Bugün hastaneden taburcu olabilirdim. Yani doktor sonuçlara göre bu kararı verecekti. En çok özlediğim, canım oğlumsa beni görünce ağlamaya başladı.

Benim onu özlediğim gibi o da beni çok özlemişti. Uyurken bile tek gördüğüm oğlumdu. Sürekli rüyamda onu görüyordum. Ben onun için dayanmıştım. Yeni güne gözlerimi açarken Sarp'ın başımda uyuyakaldığını gördüm. Kızlar olsun Sarp olsun başımda pervane olmuşlardı.

Uykusuz kalıp yorgun düşmüşlerdi. Gülümseyerek uyurken onu inceledim. Başını yan bir şekilde kolunun üzerine koymuştu. Yastığımın küçük bir kısmını işgal ediyordu sadece. Beni rahatsız etmemek için mi bilmiyorum ama iki gündür bir uzaktı.

Sadece mesafe olarak değil davranış, tavır, hal hareket olarakta öyleydi. Dilan'la da araları açılmış olmalıydı çünkü Dilan ona kötü kötü bakıyordu. Hele ilk uyandığımda neredeyse Sarp'ı odaya sokmayacaktı. Şimdi biraz daha iyilerdi.

Parmaklarıma değen parmaklarına bakarak gülümsedim. Parmakları parmak uçlarımdaydı. Sanki elimi tutmak isteyipte tutamıyormuş gibiydi. Yan koltuğa baktığımda orada Zuhal'in olmadığını görünce telaşlanıp kıpırdandım.

Sarp bu hareketimde uyanırken ''Ne oldu?'' dedi.

''Baray nerede? Kızlarla değil mi?''

''Eve gittiler. Üzerlerini değişeceklermiş. Baray'ıda kahvaltı yapmaya ikna edecekler. İşleri zor anlayacağın.'' Gözlerini ovup esnedi. ''Perişan oldunuz burada.''

''Sen iyileştin ya inan hepsi geçer.''

''Baray için kaldım,'' dedim içeriden yanaklarımı ısırarak. Donuk suratıyla ''Kaldın ya,'' diye mırıldandı. Elini elime doğru uzattı ama tutmadı. Yine parmak uçlarımda durdu elleri.

''Sen bende imkansızı mı seviyorsun biraz?'' diye sordum gülümseyerek kaşlarımı çatarken. ''O ne demek?'' Ellerimizi gösterdim. Bakışlarını ellerimize indirince elini elimden çekti.

''Sarp ne oldu?''

''Sen benimle niye bu kadar iyi konuşuyorsun Berfu? Bağırıp çağırman gerekmiyor mu?''

''Niye bağıracakmışım?'' Yanımda olup bir an bile başımdan ayrılmadı diye mi bağıracaktım? Yoksa Baray'a göz kulak oldu diye mi? Hangisi için? "Benim yüzümden bu haldesin.''

''O kadar mı berbat görünüyorum ya?'' dedim elimi kaldırıp kafamdaki fileye dokunarak. Sarp iki gündür ilk kez samimi bir şekilde güldü hatta kahkaha attı. Bu benide mutlu etmişti. ''Çok güzelsin sen. O anlamda demedim. Anladın sen işte. Benim yüzümden oldu.''

''Niye? Merdivenlere sen mi dedin Berfu'yu düşürün diye? Ya da ayaklarımı sen mi tembihledin kayın diye?''

"O kadını eve ben aldım. Yetmez mi?'' Annesiyle ne ilgisi vardıki şimdi? ''Sarp ben anla-" Kaşlarımı çatarak soracaktımki kapının tıklanmasıyla bakışlarımı oraya çevirdim. ''Geçmiş olsun Berfu Hanım.''

''Teşekkür ederim,'' dedim hastane polisine. ''Artık ifadenizi almamız gerek.''

''Tabii,'' dedim doğrularak. ''Ne ifadesi? Size bunu yapanın adını sanını verdim ya. Daha ne?''

''Birde Berfu Hanım'dan dinlemeliyiz.''

''Bir saniye bir saniye. Kimmiş bana bunu yapan?'' Sarp ayağa kalkarak ''Handan Karaman,'' dedi. ''O kadından şikayetçiyiz.'' Gözlerimi kocaman açarak ''Ne?'' dedim. Ah, şimdi anlıyordum bana ne demek istediğini.

Her şey benim suçum derken, annesini eve almasından bahsederken neyden bahsettiğini anlıyordum. Bunu annesinin yaptığını sanıyordu ama ben kendim yuvarlanmıştım. ''Sarp yok öyle bir şey. Kimseden şikayetçi değilim ben.''

KALBİM SANA EMANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin