1.7

166 45 13
                                    

Gece çökerken genç kızın ruhu son kez gülüyordu. Mahallenin küçük bakkalından aldığı soğuk metali elinde döndürüyordu. Bunun son olduğunun bilincinde gözlerinden akan yaşları siliyordu diğer eliyle.

Üzerinde sevdiği adamın en sevdiği elbisesi vardı. Son kez onu giymek istemişti, mutluluğa giderken üzerinde Barış'tan bir hatıra kalmasını istemişti.

Gözlerini küçük üçgen pencereye çevirerek yerlerini almaya başlayan küçük ışık kaynaklarını izlemeye koyuldu. Usulca bir yıldızın titreyerek ışıldamasına dikti gözünü. Ne kadar da Didem'e benziyordu.

O gece ay yoktu gökyüzünde. Genç kız aklından 'Dediğini yapmışsın Barış, ay olmuşsun.' diye geçirdi. 'Sen de yoksun, ay da yok bu gece.'

Gece soğuktu, sokak ıssız. Genç kızın gözünü diktiği yıldız sönünce bir işaret varsaydı bunu. Elini kaldırıp damarlarına baktı. Hâlâ ısıya sahip olan vücudu az sonra soğuyacaktı. Az kalmıştı, sonunda esas mutluluğa kavuşuyordu.

Yavaşça metal parçasını kahverengi zemine koydu. İşaret parmağıyla kolundaki yeşil çizgiyi takip etti, bu genç kızın bedeniyle vedalaşmasıydı.

Ani bir kararla ayağa kalktı, içindeki küçük kız çocuğu hâlâ yaşamak için delirse de karşısında tüm vücudunu ele geçiren acının arsız isteğine diretemiyordu. Küçük kızın sesi genç kızın kulaklarına ulaşamıyordu.

Elini mavinin can verdiği duvara koydu genç kız, en az gece kadar soğuktu duvar. Ürperdi. Yaşanan anılar bir bir hücrelerini işgal ederken sol gözünden bir damla düştü. Bir damla daha... Onu diğerleri takip etti.

Acının Kırık Kızı | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin