💮Keyifli okumalar 💮Mültimedya: Duru 🌺
Hep düşünürdüm, nasıl olurda sevemeden evlenebilir bir insan diye,
Yada sevilmediğini bildiğin halde nasıl evlenebiliyordu o insan.
Evlendikten sonra alışırsın diye, birde bu söz vardı.
Alışmazdı aslında insan,
Sadece, bu kadere kabullenip,
susmak zorunda kalıyordu.O küçük gelinler, zorla evlenilenler,ve birçok sebepten dolayı evlenenler.
Hepsinin yerine şu an için, bir bir göz yaşı döküyordum.
Küçük değildim.
23 yaşında genç bir kızdım ama Gerçekten, insan kaçamayınca kaçamıyordu.Ama bu kadere de razı olmak istemiyordum. Allah'a karşı gelmek değil amacım, sadece istemiyordum ve bunu Rabbime söylemekten çekinmeyecektim. İstemiyordum Yiğit'i, bu gece bana dokunmasını istemiyordum.
Yalvardım tüm gece, haykırdım Rabbime, tüm secdelerimde gözyaşı akıttım. Odamdaki duvarlar, eşyalar şahit olmuştu benim çaresizliğimi.
Tek isteğim Rüzgar'dı. Eğer o şu an Rabbimin yanındaysa bile, benide almasını diledim Allah'a. Sesimi sadece Rabbim duyuyordu. Eninde sonunda bir şekilde kurtulucaktım.
Hissediyordum.
Ölü veya diri.
Kaçarak yada alnıma bir kurşun yiyerek.
Kurtulucaktım.
Gözyaşları içinde aynada kendime bakındım. Çok hayalperestim galiba. Rüzgarın hala yaşadığını bilmeden yaşıyordum. Gözümden bir damla yaş daha akarken kendimi incelemeye başladım.
Üzerimde Uzun kollu, kırık beyaz saten gelinliğin içinde, saçlarım omzumdan, dalgalar eşliğinde sarkıyordu. Tepemde inci bir taç ile beraber uzun bir duvak eşlik ediyordu. Yüzümde her ne kadar makyaj yapmalarına izin vermesemde zorla yapılan, siyah göz makyajı, ve ardından sadece bir pembe parlatıcı ruj ile düğüne hazırlamışlardı beni.
Ağlamamı durduramıyordum. Sonuçta bir yabancıya gelin gidiyordum. Onun yerine şu an Rüzgar olmalıydı. Bu gelinlik ile değilde kendi beğendiğim, bir gelinlikle, Rüzgarı heyecanla bekliyor olmam gerekirdi.
"Genemi ağladın kız sen, otur şöyle, bu son olsun. Birazdan seni almaya gelecekler ve biz 1 saattir senin bozulan makyajını sürekli yeniliyoruz."diye homurdanan kuaföre gözlerimi devirdim. Rahat bırakmıyorlardı beniki rahatça göz yaşı dökeyim.
Kuaför kadın, beni oturtturup tekrar makyajımı yaparken, istemsizce gözlerimden yaşlar akıyordu. Onun homurdanmalarına daha fazla dayanamamış, hırsla yerimden kalkıp bağırmaya başladım.
"Yeter artık defol, rahat bırakın beni, istemiyorum makyaj felan umrumda değil anlıyormusun beni, DEFOLLL." zorla odadan çıkartıp, kapıyı ardından kapatmamla yere çökmem bir oldu. Hıçkırıklar eşliğinde hem ağlıyor, hem de makyajımı elimle silmeye çalışıyordum. Bu Rüzgara ihanet olurdu. Mutluymuşum gibi görünmek istemiyordum. Ben zorla evleniyordum ve bunu etrafa göstermekten çekinmeyecektim.
Bir anda davulun sesini duymamla beni almaya geldiklerini anlamıştım. Hıçkırıklarım artarken yerimden kalkıp karşı koltuğa attım kendimi. Elimle yüzümü kapatıp, ağlamama devam ettim.
Kapının tıklatılmasıyla, odaya birileri girmişti. "Gelin hanım hazır mısınız bakalım?"diyen neşeli sesle, derin nefes alıp, elimi yüzümden çektim ve sinirle karşımdaki, Yiğit'in yengelerine baktım. Kadınlar beni gördüğünde yüz ifadelerinin değişmelerine alayla izledim. Sanki bilmiyorlardı benim zorla evlendirildiğimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızlığı Demledim...
Acak"GİTMEEE..!!!" Boğazım yırtılırcasına bağırmıştım. Ama gitmişti işte, hemde kendi hayatını yaşa deyip gitmişti...