Bölüm 29 - SAVAŞ BAŞLADI !

4.9K 669 15
                                    

      Kurt adamlar kendilerine doğru koşan taze et ve özel bir gün için açılmış olan yıllanmış şarap kadar güzel kan ziyafeti için iştahları kabarmış bir şekilde Kunt'un komutan olarak tayin ettiği Tonyukuk'a bakıyordu. Kurt adamlar sabırsız gelecek emri beklerken,Tonyukuk tek katlı bir ev büyüklüğündeki bir kayanın üzerine insanlığın Tanrısı ve kralı Kayra Han'ın ölüm emrini vermek üzere aldığı derin bir nefesle neredeyse Göksaray'dan duyulacak kadar kuvvetli bir uluma gerçekleştirdi.

      Öyle ki bir çok insanın kulaklarında derin bir çınlama belirmişti. Herkes ölümden o kadar emin halde ölüme koşarken Tonyukuk'un ikinci ulumasına davul ve borazan sesleri eşlik etmeye başlamıştı. İçine düştüğü derin şaşkınlıkla seslerin geldiği yönü anlamaya çalışan Tonyukuk sağa sola bakınırken insanlar istemsizce koşmayı bırakmıştı.

      Tonyukuk'un şaşkınlığı Kurt adamlara sirayet etmiş, çoktan koşmaya başlamış iki yüz kadar insandan Kurt adamın arkasından gidenlerin sayısı oldukça azalmıştı. Şüphe ve şaşkınlığa kapılan Kurt adamların bir kısmı saldırmak yerine ne olduğunu anlamak için beklemeye karar vermişti.

      Saldıran Kurt adamlarla Kayra Han ve diğer insanların arasında sadece elli atmış adım kadar mesafe kalmışken umudun sesleri artık çok yakından gelmeye başlamıştı, yüz kadar atlı çürümüş çam ormanının arasından kral için umut olarak sıyrılıp çıkmıştı. Sanki orman yeniden hayat bulmuş, cadıların şer kokan ayak izleri siliniyordu.

      Yüz atlıyı gören Tonyukuk'un ağzından daha fazla yemek görmüş aç bir hayvan misali salyalar akarken, bulunduğu kayadan aşağı atlayarak savaşı gerçek anlamda başlatmış, hedefi olan Kayra Han'a doğru koşarken diğer Kurt adamlar da peşinden saldırıya geçmişti.

      Yüz atlı yanında umutla birlikte gelse dahi bin Kurt adam için hala sayıları çok azdı ve kaybetmeleri kurumuş ince bir dala konmuş muğrip kuşu gibiydi. Hem umut getirmiş hem de ölümle kucaklaşmışlardı.

      Atlılar krala doğru onu korumak adına büyük bir gayretle koşarken Kurt adamlar, bir avuç iç içe geçerek küçük bir savunma hattı kurmuş insanların yanına gelmişti bile.

      İlk hamleyi üzerine zıplayan Kurt adamın göğsüne elindeki mızrağı sokan Yazgan yapmıştı. Yazgan öyle sıkı tutmuştu ki mızrağı yere düşen Kurt adamla birlikte kan kokan toprağa serildi bedeni. Kayra Han önünde duran Kurt adamın üzerine atlayarak elindeki kılıcı Kurt adamın ağzına soktu. Sırt üstü geriye düşen Kurt adamın üzerine inen Kayra Han, Kurt adamın kanıyla adeta duş almıştı.

        Uzun sakallarından damlayan kanlar toprağı selamlarken kocaman olmuş gözleri kan kırmızısı yüzünden dehşet saçıyordu. Hızlı bir hamle ile ayağa kalktığında küçük Temir'i hedef edinmiş bir Kurt adamın ona koştuğunu fark etti, kendi etrafında dönerek kılıcını Kurt adamın diz kapaklarına doğru savurdu. Diz kapaklarından kopan ayakları geriye düşerken Kurt adamın acı ile dans eden bedeni Temir'in önüne düşmüştü.

      Küçük çocuk habersiz yakalandığı düşmanına yemek olmaktan Kayra Han tarafından kurtulmuş olmanın sevincini yaşayamadan ortalıkta kaçışan Altay'a atılan Kurt adamın sırtına kılıcını sapladı. Temir'in güçsüz kolları Kurt adamı yaralasa da ona ölümcül bir zarar verememişti.

      Altay'ın minnet dolu bakışları ile göz göze gelse de av ile avcının arasına girmiş olan Temir'e dönen Kurt adam, yeni hedef olarak onu belirlemişti. Kılıcı ile onu öldürmeye gücünün olmadığını anlayan Temir geriye doğru savruk adımlar atarken ayakları birbirine takılıp yere düşerken Kurt adam kendisine verdiği ziyafetin tadını çıkarmak için Temir'in üzerine zıpladı. Son bir umutla Kayra Han'a bakan Temir onun bir Kurt adamla dövüştüğünü gördüğünde ölümü kabullenmiş gözlerini Kurt adamın kehribar sarısı gözlerine çevirmişti.

AKHİRA - Kıyamet Vakti (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin