Geçirdiği zor günlerin yorgunluğu ile uykuya dalmıştı, artık kış gelip çatmış insanların yüreğindeki korku kadar soğuk olan rüzgarların esmesine rağmen terliyordu. Kendini bir çukurun başında buldu, boş bakışlarla karanlığı seyrederken nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Yaprakları dökülmüş çıplak ağaçları daha önce hiç görmediğini fark etti, kulağına su sesleri çalınmaya başladı kendini bir anda su kenarına doğru yürürken buldu. Sanki bir şeyler onun bedenini yönlendiriyordu, içinde bulunduğu orman ona ürkütücü gelmeye başlamıştı.
Karşısına çıkan çalıları geçmek isterken kolunda hissettiği acı ile koluna baktı. Çalıların içinde bulunan yılan tarafından ısırılmıştı. Acıya aldırmadan gittikçe artan su sesine doğru devam etti, sendelemeye başlamıştı. Bedeni dizlerine ağır gelmeye başladığı zaman gözlerindeki bulanıklık artmaya başladı ve gittikçe nefes almak güç bir hal alıyordu.
Suya iyice yaklaşmıştı, istemsizce var gücü ile oraya ulaşmak için adımlar atmaya devam ederken dizlerinin üzerine düştü. Kulağına gelen insan sesleri ile umutlanarak olan gücüyle bağırmaya çalışsa da sesi bir türlü çıkmıyordu. Öleceğini hissetmeye başlamıştı ki gözlerinin önüne onu ısıran yılan geldi, bir kara ağız yılanı idi, bu yılan bir insanı ısırdığında dakikalar içinde o insanı felç eder ve hızlı bir şekilde öldürürdü.
Kollarını ve ayaklarını hissetmemeye başladığı vakit yere düştü bedeni, yerde boylu boyunca yatarken yüzü hızlıca morarmaya başladı, burnundan ve gözlerinden kan damlarken artık nefes alamamaya başlamıştı. Yaşlı bedeni daha fazla dayanamadı; gözleri yavaşça kapanırken bulanık baktığı dünyada son gördüğü şey Kayra Han ve üvey oğlu Balamir'di. Her ne kadar onu görmeseler de derin bir sohbetin ortasındalardı. Vücudunun tüm fonksiyonları yok olmuştu çoktan, hayatta kalan son parçası ile: "Oğlum başarmış, kralı bulmuş!" diyerek huzur içinde ölümü kucakladı.
Tulu'nun omuzlarını sarsması ile kendine geldi, vücudu kan ter içinde kalmıştı. Rüyada olduğunu ve her şeyi rüyasında gördüğünü Tulu'nun konuşması ile fark etti: "Kardeşim iyimisin? Kendi kendine mırıldanıp durdun!" dedi. İlber Tulu'nun sözlerini ilk önce anlamasa da üzerinden şoku atıp bir rüya gördüğünü anladı: "Şey şey! Benim hemen gitmem lazım!" dedi panik bir şekilde Tulu'ya. Normal yaşantısında da panik bir insan olan Tulu: "Ne oldu kardeşim, nereye gidiyorsun?" diye sordu. Apar topar yataktan kalkıp merdivenlere doğru hızlı adımlar atan İlber arkasını bile dönmeden: "Mabede!" diye yanıtladı. Merdivenlerden hızla yukarı çıkan İlber'in arkasından: "Heyyy! Neler oluyor? Heyyy! Kime diyorum?" dese de çoktan İlber uzaklaşmıştı oradan.
Gürültüyü duyan Tanyu neler olduğunu anlamak için İlber'in odasına girdi. İçeride yatağın bir köşesinde şaşkın bir vaziyette merdivenlere doğru bakan Tulu'yu gördü, başını yatağa çevirdiğinde boş yatağı fark etti. Meraklı gözlerle Tulu'ya bakarak; "Ne oluyor burada, İlber nerede?" dedi. Tulu boş bir bakış atarak: "Ben de anlamadım, İlber uyurken rüya görüyordu galiba, kendi kendine "olamaz, olamaz" deyince kötü bir rüya gördüğünü düşünerek onu uyandırdım fakat o apar topar yataktan kalkıp telaşlı bir şekilde mabede gitti." dedi.
Olanlara anlam veremeyen Tanyu: "Ne olduğunu anlamadım ama sura gitmemiz gerek hava kararıyor" dedi. Tulu usulca başını salladı tamam dercesine, merdivenlerden aşağı inerken tüm yol boyunca: "Ne oldu acaba hiç böyle yapmazdı?" diyerek söylenmeye devam etti.
İlber mabede çıkmış, dua çemberinin içinde diz çöküp gözlerini kapatarak gördüğü rüyanın detaylarını düşünüyordu. Rüyayı tas tamam tekrar ettikten sonra başını göğe kaldırdı, rüya çemberinin üstü çember şeklinde açıktı, ilk gördüğü şey dolunay oldu. Tüm ihtişamı ile parlayan dolunayın yanında parlak bir yıldız vardı, bir süre bu manzarayı izlerken yüzüne vuran ay ışığı onu ferahlatıyordu. TENGRİ'ye yakarış ve dualar ediyor gözünü bir an olsun ay ve yıldızdan ayırmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKHİRA - Kıyamet Vakti (KİTAP OLDU)
FantasíaBilinen tarihlerin çok daha öncesinde, bizler için bir efsane olan kurt adamlar ve insan oğlunun savaşı. Şimdiye kadar duyduğunuz efsaneleri unutun, sizleri bambaşka bir öykünün içerisinde dudak ısırtan sürprizlerle bir fantastik maceraya davet ediy...