Aradan geçen saatlerde, küçük kız bir nebze de olsa korkusunu yenmişti, artık sıkıca etrafına sarılı olan siyah pelerinin içinde yola yürüyerek devam ediyordu. Ufuk çizgisi boyunca uzanan düzlükte ilk önce insan boyunu aşan otları aştılar, güneşin tepeye ulaştığı vakitte gözün görebildiği genişlikte olan kırla kaplı ovayı aşarak, kurumuş çam ağaçlarından oluşan bir ormana geldiler. Ormandan içeriye attıkları daha ilk adımda geri çıkmak istediler, küf kokusu şer kokusuyla birleşmiş hepsinin gönlüne bir korku saplanmıştı. vampir kız ve Beyge oldukları yerde kalakaldılar, fakat Gökçil kararlı adımlarla ilermeye devam edince onlarda yürümeye devam ettiler. Orman öylesine kasvetliydi ki, gözlerini kırpmaktan imtina ediyor sürekli etrafı gözleyerek temkinli adımlarla ormanın derinlerine doğru yürüyorlardı. gördükleri çoğu ağaç kurumuş ve kuruyan ağaçlar rüzgara dayanamayıp bir bir yere serilmiş, güçlükle ayakta duran ağaçlar ise her an yıkılacak gibi sallanıyordu.
En önde ilerleyen Gökçil, "Yaşam enerjisi sanki buradan çekip gitmiş, ne bir bitki nede bir hayvan canlı hiç bir şey yok!" Dedi. Beyge, "Ama nasıl olur, böyle bir yerden bahseden hiç olmadı." Beyge, ''Abla Abadan da kimse dış dünyaya çıkmaz ki, oradaki insanların söylediği her şey sadece bir söylenti.''
Başını kaldırıp gökyüzüne bakan Gökçil bir süre gök yüzüne uzanan kuru ağaçları izledikten sonra çantasını yere koyarak içinden haritayı çıkarttı. Yere koyduğu harita üzerinde parmağını gezindirerek geçtikleri yerleri inceleyen Gökçil başını Beyge'ye doğru kaldırdı. "Burası ulu ormanın doğu kısmı, fakat nasıl kurumuş buraya ne olmuş anlam veremedim" Dedi. Kaşlarını çatan Beyge, "Burayı bu hale getiren neyse bence kurt adamlar ve vampirlerden daha tehlikeli olmalı." Dedi. Apar topar ayağa kalkan Gökçil küçük kızın yanına gitti, kukuletanın içinde yüzü görünmeyen küçük kızın omzundan tutarak, "Şey" dedi. Daha cümlesini bitiremeden küçük kız, "Mayda, benim adım Mayda!" Dedi. Başını sallayan Gökçil, "Peki Mayda, sen ve ailen buradan geçtiniz mi?" Dedi. Mayda, "Evet, kurt adamlar bu ormanda peşimize takıldı." Diye yanıtladı.
Gökçil hızlı adımlarla yerde duran haritayı aldıktan sonra Mayda'nın yanına dönerek haritayı küçük kızın göreceği şekilde ona doğrulttu. "Şimdi bu haritaya bakmanı istiyorum burada gördüğün, bildiğin bir yer var mı ?" Dedi. Bir süre haritayı inceleyen küçük vampir, "Ben insan dili bilmiyorum fakat buraya benzer harabe bir yer gördüm." Dedi. Beyge, "Göksaray mı, Göksaray'ı mı gördün?" Dedi. Küçük kız Beyge'yi onaylayarak başını salladı, "Adını bilmiyorum, çok korkunç bir yerdi. Her yer yıkılmış mavimsi taşları vardı." Kaşlarını çatan Beyge, "Yıkılmış mı, oradaki insanlar onarmamış mı?" Dedi. Başını yere eğen Mayda her ne kadar yüzü görünmese de dudaklarını büzerek, "İnsan mı, orada insan yok ki orada kimse yok lanetli orası, ne insan nede hayvan nede bitki, vampirler bile oradan kaçar yaklaşmaz!" Dedi.
Şaşkına dönen Beyge, "Lanet mi, ne laneti?" Dedi. Sesi artık daha özgüvenli çıkan Mayda, "Babam derdi ki tanrı kanı şifadır, mucizedir dökülmez, eğer bir damla dahi tanrı kanı şerle toprağa değerse o toprak lanete uğrar ve Tengri'nin mucizeleri ve hayat oradan çekilir, Göksaray dediğiniz yerde ise tam dört tanrının kanı akmış o yüzden buraları lanetlenmiş, bu orman, Göksaray bu ülkenin tamamı lanetli, eğer sizde oraya gidiyorsanız vazgeçin yönünüzü değiştirin eğer ormanın kirli küf kokulu havasını uzun süre içinize çekerseniz hastalanarak acı bir ölüm bulursunuz." Dedi. Gökçil ve Beyge küçük kızın ağzından dökülen kocaman cümleleri dinlerken hayal kırıklığıyla birlikte pür dikkat dinliyorlardı. Beyge başını yere eğerken gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı, babası Yazgan'ı bir daha göremeyeceğini düşünüyordu. Gökçil, Beyge'yi teskin etmek için bir kaç adım atarak ablasının yanına sokuldu, sağ elini sırtı dönük olan Beyge'nin omzuna koyacaktı ki küçük kızın sesiyle irkilerek arkasını döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKHİRA - Kıyamet Vakti (KİTAP OLDU)
FantasyBilinen tarihlerin çok daha öncesinde, bizler için bir efsane olan kurt adamlar ve insan oğlunun savaşı. Şimdiye kadar duyduğunuz efsaneleri unutun, sizleri bambaşka bir öykünün içerisinde dudak ısırtan sürprizlerle bir fantastik maceraya davet ediy...