13

185 5 0
                                    

      

         Nereye gideceğimi bilmiyordum.  Yürümek istiyordum. Sadece yürümek... Nehre kadar yürüdüm.  Nehir kenarında bulunan bir cafeye oturup bir kahve söyledim kendime. Uzun süredir buraya gelmemiştim oysa iki günde bir mutlaka gelirdim.

-Miranda hayırdır ortalarda yoksun.

-Pek vaktim olmadı John.

-Çok meşgulsun herhalde hayırdır?

-Değişik birsey yok hersey aynı

          Deyip gülümsedim.  Değişik birsey yok mu Miranda?  hayatın altüst oldu hala hersey aynı mı diyorsun? Bugün yaptığım bir hataydi. O şirkette staj yapmakta bir hataydi. Hayatım tamamen hataydi. O kazada benim ölmemem de hataydi. ölmeliydim. O kazada ben de ölmeliydim. Ben bu düşünceler içindeyken başımda bir gencin dikildigini gördüm.

-Çok dalgın gözüküyorsun.

-Evet öyleyim.

-Rahatsız etmek istemem sadece tanışmak istedim.

-Miranda

-Efendim.

-Adım Miranda

-Bende Ian

             Deyip oturdu. Esmer buğday tenliydi.  Yakisikliydi da. Omuzları çok genisti ve cok kasliydi.  Bakışları Bir yerden tanıdık geliyordu ama kim olduğunu cikaramiyordum.

-Seni daha önce gördüm sanırım

-Buraya çok sık gelirim Miranda. Belki burada görmüş olabilirsin.

-Olabilir.

-Kafan çok dalgın gözüküyor canın mi sıkkın?

-Yoo sıradan şeyler

-Ayrılık acısı mi?

-Onu yaşamak için birini bulmam lazım önce.

-Hayatında kimse yok mu?

-Sorduğun anlamda kimse yok

-Buna sevindim

-Ben de seviniyorum. 

-Anlamadım.

-Yani hayatımda kimse olmadığı için rahatım.  Bir de erkek arkadaş olayını çekemem.

          Oysa daha önceleri hiç erkek arkadaşım yok diye yakınıyordum.  Şimdi hangi normal insanı hayatıma alabilirdim ki?

-Yürüyelim mi Miranda?

-Olur

           Kalkıp yürümeye başladık. Nehir boyunca bisiklete binenler yarış yapanlar vardı. 

-Hadi bizde yarış yapalım Miranda.

-Ben çok iyi bisiklet kullanamam

ÖlümcülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin