27

172 5 3
                                    

           Bir süre hepimiz sessiz kaldık. Ev iyice boşalmisti.  Zac beni kollarının arasından çıkardığında kendime gelmiştim.  Masaya oturduk hepimiz.

-Artık burası da güvenli değil (Zac)

-Ne yapacağız peki? (Kevin)

-Bana biri burada ne olduğunu artık anlatabilir mi? Sen nesin Miranda? (Daemon)

-Onun ne olduğunu ve bu olanları kimseye soyleyemezsin  Daemon (Kevin)

-O yani... ölümsüz mü? (Daemon)

-Evet (Zac)

-Ben bunu nasıl anlamadım? (Daemon)

           Daemon un aklından geçenleri anlamistim. Her an söyleyebilirdi. Onu burada uyaramazdim.

-Bir sürü özelliğim  var. Istedigim  yere gidebilirim, sizin gibi hafıza silebilirim. Üstelik Vampirlerin bile.

           Deyip ona sus bakışımi  yolladım. Anlamisti. Bir oh çekip arkama yaslandim. 

-Şimdi yeni bir yer bulmamiz lazım.  Buralardan uzaklasmaliyiz. (Zac)

            Benim peşimde olan kişiler yüzünden herkes yer degistirmek zorunda kalıyordu. Bu da oldukça canımı sıkmaya  başlamıştı. Buna bir son vermeliydim. Ama nasıl?  Gidip teslim olsam? Vampirler yok olacak. Savaşsam?  Tek başıma birsey yapamam  ki.

             En iyisi bir başıma saklanmak. Kimseyi benimle birlikte suruklememek... Çevremdekilerin artık rahat bir yaşam sürmeleri  gerek.

-Ben de kalabilirsiniz (Daemon)

-En azından bir yer ayarlayana  kadar kalalim (Zac)

            Yanımıza bir iki parça birsey aldık ve Daemon un evine gittik. Onun evi de büyüktü.  Bu Vampirlerin evleri filmlerdeki gibi büyükmüş  gerçekten de. Neden bu kadar büyük ev alırlar ki diye düşündüm. Sonra da tek düşünecegim şey bu mu diye kendime kızdım. Daemon bize odalarımizi  gösterince  Caroline ile odaya geçtik.

-Ben bu olaylardan çok sıkıldım artık.  Benim yüzümden herkesin yer değiştirmesini istemiyorum artık

-Tatlım böyle düşünme ne olur. Ben halimden memnunum  (Caroline)

-Ben bu durumdan memnun değilim.

-Sen bugün bir güzel dinlen tatlım yarın bunu konuşuruz (Caroline)

-Tamam

         Deyip onu odadan gönderdim. Artık gitmeliyim. Kağıt kalem ayarlayıp masaya oturdum. Birsey yazmazsam   benim gittiğimi değil de kacirildigimi  dusunebilirlerdi.

          Cary tatlım; seni bu berbat hayatın içine soktuğum  için özür dilerim. Buna hakkım yok. Kimseyi surekli degisen bir hayata sokmaya hakkim yok. Bu yüzden gidiyorum. Lütfen ardima  düşmesin kimse. Herkes kendi hayatlarına geri dönsün. Tabi ki sen de. Seni çok seviyorum. Iyi ki girdin hayatıma. Hoşçakal

ÖlümcülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin