Ölümcül

24

           

              Sabah her yerim agriyarak  uyandım.  Gözlerimi açtığımda yanımda Zac in yattığını gördüm.  Basım zonkluyordu. Ve cok üşüyordum.  Akşam olanlar beynime yeni dank ediyordu. Tüm bunları ben mi yapmıştım? Sırf Zac'e sinir olduğum için başkaları ile vakit geçirmem hoş birşey değildi. Ben önceden böyle değildim. Yataktan kalkmak için hareket ettiğimde  Zac hızla yataktan kalkıp önüme dikildi.

-Demek kendine geldin.

-Şey ben... Dün gece fazla içmisim.

-Bana artık açıklama yapacaksın Mi. Kanını  kim emdi?

-Bak bu gerçekten seni ilgilendirmez Zac. Dün gece biri ile tanıştım daha sonra beslenmeye gidecegini söyleyerek yanımdan ayrılmaya kalktı ve ben de benden beslenebilecegini  söyledim. Bu kadarını bil yeter.

-Sen nasıl bir Vampire senden beslenebilecegini söylersin? Sen kendinin ne olduğunu, kanının tadının farklı olduğunu bilmiyor musun?

-Evet biliyorum

-Neden seni öğrenmelerine  izin veriyorsun?

-Ben onun düşüncelerini değiştirebildim.  Benim kanımin tadını normal sanıyor ve benim sıradan bir insan olduğumu düşünüyor.

-Bunu yapabileceğini bilmiyordum.

-Ben de bilmiyordum öğrenmiş oldum.

-Her ne olursa olsun Mi. Senden sadece ben beslenebilirim. Başka biri beslenemez  anlıyor musun?

-Hayır anlamıyorum.

-Daha iyi anlatmami ister misin? 

-Hayır. Şunu kafana sok  artık. Ben senin malın değilim. Sen benim korumam  gibi birseysin. Çünkü beni cadilardan  korumalısin  yoksa soyun kalmaz.

-Mi haddini aşma

            Diye bağırdıginda yerimde sıçradım. Telefonumun çalması ile kendimi toparladım.

-Naber?

-Iyidir Ian senden  naber?

-Bugün bana gelir misin?

-Olur

           Dediğimde Zac telefonu elimden alarak;

-Hayır gelemez

           Deyip telefonu fırlattı.  Kendini ne sanıyordu bu adam? Bana nasıl böyle müdahale edebiliyordu?

-Sen kendini ne sanıyorsun? Bana nasıl karisirsin? Gideceğim. Bunun için de izin almayacagim.