Ölümcül

22

 

         Caroline in yanına içeri girdim.

-Neler oluyor Miranda?

-Gittiler

-Kurtlar birsey yapmadan mi gittiler?

-Gri de onlarlaydi. 

-Gri kim? Onu nasıl tanıdın?

-Dedim ya bahçeye geldi diye.

-Miranda birseyler dönüyor. Bir kurtadam  neden bir vampirin bahçesine girsin. Gri nin kim olduğunu, amacının ne olduğunu ogrenmeliyiz.

-Sanırım haklısın hadi gidelim.

              Yol boyunca ikimiz de sessizdik. Kurtlarin bölgesini geçtikten bir grup insan bize doğru geliyordu.  Caroline tedirginlesti  ve elimi tuttu.

-Evde olmayı hayal et Miranda.

                 Dediğini yaptım ve gözlerimi açtım. Hala ayni yerdeydik. O grup be doğru geliyordu.  Hepsinin gözleri kirmiziydi.

-Cary bunlar ne?

-Bunlar cadı. 

-Ne yapacağız?

-Neden gidemedigimizi  inan bilmiyorum

-Tekrar deneyeceğim.

          Gözümü her açtığımda aynı yerde duruyorduk.

-Olmuyor Miranda. Yaklaşıyorlar.

-Biliyorum ne yapabiliriz?

-Bilmiyorum. Söyledikleri kelimeler bizi durduruyor  ama sen ölümcülsun seni neden etkiliyor anlamıyorum.

-Etkilenmeyecegini kendi kendine inandır.

          Gözlerimi kapattım. Önce kendimi dünyadan ve etrafımdaki  seslerden  soyutladim. Evde olduğumuzu hayal ettim. Gelmiştik. Gerçekten evdeydik.  Ama bu ev...

-Miranda yanlış rota belirlemişsin.

-Ne bileyim Carry ben navigasyon muyum?

-Neyse neyse gelmişken almak istediğin  birsey varsa al. 

            Zac in evine gideceğime  kendi evime gelmiştim.  Bir valiz çıkarıp eşyalarimi doldurdum. Her ne kadar Zac ile ayni evde kalmak istemesem de beni öğrenmişlerdi. Artık nerede olduğumu bulabilirlerdi. Herşeyimi  aldıktan sonra Caroline in elini tutup Zac in evinde olmayı hayal ettim. Birden evin ortasında gözlerimi açtım.  Emily, Chris, Kevin ve Zac bize bakiyorlardi.

-Mi bakıyorum da artık kapıdan değil bacadan gidip geliyorsun. Üstelik de tüm eşyalarını toplayıp gelmissin.

         Zac'e cevap verme gereği bile duymadim. 

-Bence bu geceyi kızlar gecesi yapmalıyız. Bana anlatmadiginiz  ne var?

-Birsey yok Emily

-Var. Çünkü hiç birşeyi artık anlatmiyorsun. Ian ı bile söylemedin.

-Ian da söylenecek birsey yoktu.

-Sevgilisiniz ve bunda söylenecek birsey yok öyle mi? Birşeyler  yaşıyorsunuz bunda söylenecek birsey yok. Sana göre hiç söylenecek birsey yok.

-Ama...

-Miranda biz arkadaşız herseyi paylaşmaliyiz  ama sen bu eve geldiğinden beri çok degistin.  Kabuğuna  çekildin.  O mutlu gülen oynayan Miranda yok artık.