41

200 4 8
                                    

                                                                İKİ HAFTA SONRA

                İki haftada kendimi zor toparladım. Caroline ve Emily sürekli yanımdaydı. Her zor anımda yanımda oldukları gibi. İki gündür işe gidiyordum ve Mrs. Hurtman bana herzaman ölümcül bakışlarını yolluyordu. Nick işlerin başında durmaya karar verip beni de kendi departmanına almıştı. Victoria ile beni tek bırakmak istemiyordu. Haklıydı da. Sürekli arkamı kontrol ediyordum. 2 hafta boyunca Zac'i hiç görmedim. Kızımızı görmeye de gelmedi. Şirkette olup olmadığını da bilmiyorum. Babamla sürekli konuşuyorduk ama anneme daha birşey söylememiştik. Ona süpriz yapacaktım. Bu akşam evet bu akşam kızımla yanlarına gidecektik. Çok heyecanlıydım. İnanılmaz derecede heyecanlıydım. İş yerinde bile duramıyordum. Nick bunu farketmişti.

-Bu heyecanın nedir Miranda? Yerinde duramıyorsun. Sürekli gülüyorsun. Gülmen güzel birşey sana çok yakışıyor ama merak ediyorum. Ne oldu?

-Bugün Mia ile birlikte annemi görmeye gideceğiz. O dedesi ve anneannesi ile karşılaşacak. Çok heyecanlıyım. Annemi çok özledim.

-Sizinle gelmemi ister misin?

-Teşekkür ederim. Belki bir sonraki sefere.

-pekala o zaman simdi eve git Miranda. Bir kendine gel ve sonra Mia ile birlikte gidin. Yoksa kalpten gideceksin.

-Gerçekten mi?

-Evet gerçekten.

                Dediğinde sevinçle boynuna sarıldım. Çünkü saatler geçmek bilmiyordu. Bian önce anneme gidip sarılmak o kokusunu içime çekmek istiyordum. Biran yaptığımın saçma olduğunu anlayıp kollarımı çektim.

-Şey... Ben özür dilerim. Biranda çok heyecanlandım.

-Gel buraya

               Diyerek belimden tutarak beni kendine çekti. Şuan dudaklarımız birbirine değmek üzereydi. Nefesimin tükendiğini hissettim. Belki de nefes alamıyordum şuan bilmiyorum... Neden bu kadar heyecanlandım onu da anlamıyordum. Nick çok iyiydi, hatta harikaydı. Onunlayken çok mutluydum. Mia bile onunlayken mutluydu ama bu aşk değildi. Bu belki sevgiydi ama aşk olamazdı. Çünkü kalbimi hala yakan kişi Zac'ti. Onay beklercesine gözlerimin içine bakıyordu. Biranda kapının açılması ile kapıya döndüm. Karşımda Mrs. Hurtman ve Zac'i görünce hemen Nick'in yanından uzaklaştım.

-Ben de çıkıyordum.

                Gibi birşeyler mırıldandım. Kendi sesimi bile zor duydum ve hemen Nick'in odasından çıkıp lavaboya gittim. Boş olduğunu görünce evde olmayı hayal ettim. Sarah'ı arayarak Mia'yı getirmesini söyledim. Ona tatilde babamı bulduğumdan, onların yanına gideceğimden bahsetmemiştim. Biranda odada belirince irkildim. Kendim gibi olduğunu unutuyordum.

-Hayırdır Miranda bir sorun mu var?

-Hayır. Kızımı özledim. Nick bana bugün izin verdi de kızımla vakit geçirmek istedim.

-Biz de iyi vakit geçiriyorduk. Değil mi Mia?

                Deyip kızıma döndü. Mia bir gülücük yolladıktan sonra kollarını bana uzattı. Onu kucağıma alıp kokusunu içime çektim. Sarah gittikten sorna kızıma döndüm.

-Bu haftasonu seninle bir yere gideceğiz meleğim

                Dediğimde gülümseyerek bana baktı. Hemen hayal ederek bir çanta hazırladım ikimize. Babama "geliyoruz" diye mesaj attım. Penceremi açıp evlerine baktım. Bahçe içinde büyük bir evdi. Etrafta kimse yoktu. Bahçede olmayı hayal ettim. Kalbim çok hızlı çarpıyordu. Kapı olduğunu düşündüğüm tarafa doğru yürüyordum. Biranda kulağında kulaklığı olduğundan koruma olduğunu tahmin ettiğim bir adam karşıma dikildi.

ÖlümcülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin