Araf

12.9K 162 6
                                    

Bu hikaye 46. Bölüm sonrası olarak devam etmektedir. 54. Bölüme kadar olan kısmı sadece kısa feelslerden oluştuğu için bölüm olarak buraya almadım.
Ancak 'Bir Destan Karadeniz' adlı çalışmamızın içerisinde
'Şahit Ol Karadeniz' hikayesi ile başlayabilirsiniz...

-54.Bölüm-

Bir sürü bir sürü hayallerden, vazgeçişlerden, yeniden başlamaya çalışanların ardından gelen bir sakinlik... Bu hep böyledir; bir devir kapanır, bir devir açılır ömrümüzde. Bazen biri göçüverir, bazen mucizeler gerçek oluverir. Bazen gök üstümüze yıkılır, sevdiğimiz onu tutar ve yepyeni bir devir başlar.

Kaleli konaktaki Nefes ile Tahir'in son sahnesi, yaklaşan yeni bir devrin sessiz adımlarıydı. Tüm sustuklarını son kez sessizce saklayıp, birbirlerine sığmalarıydı. Öyle ki artık, ikisi için de yorgunluklarını dinlendirecek o nefesi almanın zamanı gelmişti. Artık susmaların tükendiği, acıdan değil de yorgunluktan gelen bu susmaların da sonunun geleceğini anlatan bir sahneydi.

Sezon Finali Sonrası...

Nefes başarılı bir ameliyat geçirdi ama bebeğin durumuyla ilgili bazı soru işaretleri var. Son zamanlarda yaşanan durum, çekilen sancı, stres vs iyi gelmemişti. Bir şekilde dikkat edilmeli, üzülmemeli, sağlığı için el üstünde tutulmalıydı. Ayrı eve çıktıklarından beri, Nefes bir nebze olsun daha iyi sayılırdı. Yine de yaşadıkları, geçmiş sekiz yılını hatırlatacak şeyler koyuyordu önüne. Nefes yeniden kabus görmeye başlamıştı ve her gece bebeğinin kaybetmenin korkusunu yaşıyordu içinde. Bu durum Tahir'i de çok üzüyor, bu defa sarılarak unutacakları kadar kolay aşamıyorlardı.

Nefes sabahın çok erken saatlerinde uyandı. Kocasının kokusunu doyasıya içine çektikten sonra yerinden kalktı. Dün gece inceleyemediği yeni evlerine baktı, her bir köşesine. Duvarlarının rengine, perdenin şekline, dolap raflarına, kanepe örtülerine, boy boy sıralı ev terliklerine... Her biri özenle yerleştirilmiş ve Nefes için hazır edilmiş gibiydi. Nefesin kendini ait hissedebildiği, kapısını kapattığında çekirdek ailesi ile baş başa kalabileceği bir yer olması o kadar özel bir duyguydu ki. Hep başkasının yanında, emanet gibi yaşayan sürgün bir hayatı olmuştu. İçinde annesinin olmadığı, babasının insan yerinde koymadığı, sürekli kaçıp abisine sığındığı evinden çıkıp bir cehenneme girmişti. O cehennemde oğlundan başka önemli tek bir şey yoktu. Önemli görülmeye değer, ait hissedebildiği tek bir yeri... Sonra Sürmene'ye düşen yolu... Önce Osman babanın evi, sonra Kaleli konak... Hepsini aklından bir bir geçirdi merdivenlerden inerken. İnsan bu dünyada yolcudur ve gittiği her yer gurbettir derler. Ama Allah, öyle bir duygu nasip eder ki, seni bu dünyada bir şeylere bağlar. Bazen bir oyuncakta çocukluğunu yaşarsın, bazen bir sözde bulursun kendini, bazen bir renk hayatını anlatır. Böyle böyle alışırsın, böyle böyle ait hissedersin kendini bu dünyaya. Tek bir şeyi unutmaman gerekir ölüm gelince asıl ait olduğun memlekete ulaşacaksın. Ama o zamana kadar, bu dünyada kalıp, bir şeyler inşa etmen gerekir. Nefes zaten bir şey inşa edemediği dünyada, gittiği her dört duvarda yabancı hissederdi. İnsan emanet olmamalıydı. İlla ki ait olduğu bir diyar olmalıydı. Zaten bu memleket yeterince yabancı, bir de kapısına vardığı herkesin ona yabancı gözlerle bakması çok acıydı.

Konağı taşlamaya geldiklerinde Nefes acı içinde kıvranırken ona sarılan yalnızca Tahir'di. Şimdi de bu gurbeti yuvaya çevirerek Nefes'i buraya ait kılacak olan da Tahir'di. Bahçeye çıktı, akşam duyduğu koku onu yanıltmamıştı. Miss gibi çiçek bahçesiydi burası. Tahir'in seçimi olabilir mi, bilmiyordu ama çok sevinmişti. Usulca her birini atlamadan, incitmeden, sırayla kokladı. Sağ köşede ikili bir salıncak vardı. Yan tarafında kamelya, masanın üzerinde saksıda çiçekler. Kaleli konağın bahçesi kadar büyük değildi ama çok sakin ve serin bir havası vardı. Kafasını kaldırıp bir kez daha eve göz gezdirdi. Kendi evine. Sonra masaya geçti. İçini sıkan şeyler vardı, içinden çıkamadığı bazı düşünceler...

Zarif Sevda : Nefes İle TahirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin