2 saat göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş ve ben hiç sıkılmamıştım. O kadar güzel bir konuşma geçmişti ki bittiğine şaşırmıştım. Akşam olmuş yemek saatine ufacık geç kalmıştık. Salondan çıkarken herkes birbirine takılıyor ve ortalık kahkaha sesleriyle inliyordu. Telefonumun sesiyle kendi geldim. Suzan beni arıyordu. Demek daha yeni bitmişti işi.
- Suzan yemek yedin mi ?
- Hayır Sırma Hanım.
- Tamam. Restorandayım. Açık büfenin önünde seni bekliyorum deyip telefonu kapattım. Benim yemek sırasına girmediğimi görünce Ateş yanıma geldi.
- Yemek almıyor musun?
- Birini bekliyorum.
- Anladım. Yemekten sonra müsaitsen biraz konuşalım mı?
- Olur işim bitince bulurum seni.
- Telefon numaranı yazsana deyip elindeki son model telefonu bana uzattı. İstemeyerek yazdım numaramı ve anında benim telefonum çaldı. Çıkarıp kaydettim mecburen.
- Tamam ben seni ararım deyip yemek sırasına girdi. Arada bir bana bakıyordu. Meraklı olduğu bakışlarından belliydi. Kimin geleceğini merak ediyordu. Suzan yanıma gelince onun tarafına bakmaktan vazgeçtim.
- Gel yemek alalım sonra konuşalım.
- Bizim burada yemek yememiz yasak Sırma hanım.
- Önce şu hanım lafını kes Sırma abla diyebilirsin. Ayrıca benim misafirimsin ve kimse sana bir şey diyemez. Birlikte tabaklarımızı doldurup deniz kenarındaki masalara gittik. Bizim ekiptekilerin çoğuda burada otuyordu zaten. Başımla ortaya bir selam bırakıp sakin bir köşeye geçtik. Yemeklerimizi yerken
- Evet Suzan anlat bakalım hangi bölümde okuyorsun.
- İşitme engelliler öğretmenliği deyince durdum gözlerine baktım. <bu kızda farklı bir hava olduğunu sezmiştim. Sezgilerimde şimdiye kadar hiç yanılmamıştım. Suzan'la güzel anlaşacağımıza inanıyordum. Umarım yanılmazdım.
- Ailen ?
- Adana'da yaşıyorlar.
- Hım. Peki aranız nasıl. Burada çalışmana nasıl izin verdiler. Kafasını aşağıya eğdi. Gözleri doldu.
- Şey diyerek kekeledi.
- Bana her şeyi anlatabilirsin. Sana yardımcı olmak istiyorum.
- Babam ve abilerim benim okumamı istemediler. Ben diretince beni köyden kovdular. Aslında böyle olması benim de işime gelmişti. Kendileri göndermişlerdi benii köyden. Ama annem ve küçük kardeşimle de görüşemiyorum. Kardeşim doğuştan işitme engelli deyince gözlerinden yaşlar boşalmaya başladı. Özlem yaşlarıydı bu. Kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan ama içinde kocaman bir özlem barındıran bu kıza bir kere daha saygı duydum.
- Tamam Suzan 'cım her şeyi sırasıyla halledeceğiz inşallah. Şimdi ben sana bir teklifte bulunmak istiyorum. Benim bir asistana ihtiyacım var. Oyuncu koçluğu yapıyorum. Dizi ve sinema filmlerinde oyunculara yardımcı oluyorum. Ama benim de artık elim kolum olacak birine ihtiyacım var. Eğer kabul edersen beni büyük bir dert den kurtarırsın. Aslında çok da ihtiyacım yoktu ama nedense bu kızda beni çeken bir şeyler vardı. Bilmiyorum belki iyi belki de kötü ama tuhaf bir şekilde bu kızın yanımda kalmasını istiyordum.
- Olur aslında. Ben dizi setlerini çok merak ediyordum.
- Tamam işte sen de merakını giderirsin. Şimdi çok yorgun görünüyorsun. Git bir güzel dinlen. Sabah otele çıkışını ver ve beni bul. Bundan sonra birlikte yol alacağız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncu Koçu (Tamamlandı)
RomanceAteş ve Sırma. Aynı camiada olup birbirlerinden o kadar farklıydılar ki! Onları içine çeken aşk, canlarını yakarken, daha çok birbirlerine bağlanacaklar. Ne kadar kaçmaya çalışırsa çalışsınlar onlar gidecekleri tek yer kalpleri olacak...