Bölüm 20

820 67 0
                                    

Fazla zaman geçmeden yanında doktor hanımla içeri girdi. Hemşire elindeki sandalyeyi yatağın yanına bırakıp dışarı çıktı. Gülümseyerek yüz hatlarımı inceleyen doktor, gayet ılımlı birine benziyordu. Şu an yüzünde nasıl olduğumu tartan bir ifade vardı. Sessizliğiyle beni değerlendirmeye çalışıyordu. Elindeki dosyaya baktı ve

"Nasıl hissediyorsun Sırma?"

"Gayet yorgun."

"Bu çok normal! Buraya geldiğinde kötü bir durumdaydın. Sonrasında birçok kere çok yoğun ataklar geçirdin."

"Hiçbirini hatırlamıyorum. Her şey karanlık!"

"Böyle olmasını verdiğimiz ilaçlar sağladı."

"Ellerimi serbest bırakır mısınız?"

"Elbette" Cebinden çıkardığı küçük bıçakla plastiğe benzer ipleri kesip ellerimi kurtardı. Bileklerimi ovuşturarak yatakta doğruldum. Yastığı arkama koyup iyice yerleştikten sonra direkt gözlerine baktım. Göz bebekleri büyüyor, nereden başlayacağını bilemiyordu. Bilgilerim yerinde duruyordu. Bu harika bir haberdi. Parmaklarını birbirine kenetledi. Şimdi başlayacak dedim kendi kendime. Soracak olduğu zor sorulardan dolayı geriliyordu. O lafa girmeden

"Gergin olmanıza gerek yok. İstediğinizi sorabilirsiniz" Deyince gözleri büyüdü.

"Siz mimik okuma konusunda çok iyisiniz." Keyiflenerek

"Teşekkür ederim."

"O zaman başlayalım. Sizin bu kadar rahat olabileceğinizi düşünmemiştim."

"Tamam buyurun. Sizi dinliyorum. Bir an önce buradan çıkmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım. Bu dört duvar arasında daha fazla kalmak istemiyorum."

"Haklısınız. Şimdi olay anına geri döneceğiz. Sizi hangi durum bu hale getirdi." O ana geri döndüm.

"Annemle konuşuyordum. Ateş ile olan birlikteliğimizi televizyondan öğrenmiş sitem ediyordu. Korkuyla ağzından çıkan " ya o da diğeri gibi " dedi ve sonrası karanlık. Başka bir şey hatırlamıyorum..."

"Anlıyorum" Deyip elindeki beyaz kağıdın boş olan yerine yazmaya başladı. Ne yazdığını merak etmiyor sadece yüzüne odaklanmaya çalışıyorum.

"Peki, bu cümleyi şu an size yeniden kursam aynı hale döner misiniz?"

"Hayır. Şu an o cümle bana bir şey ifade etmiyor."

"Peki, uyuduğunuz süre boyunca hatırladığınız bir şey yok mu?"

"İlk önce o geceye döndüm. Üzerime doğru geldiğini, kahkahalarla bana sahip olduğu anları yeniden yeniden yaşadım. O salondan kurtulamadım. Sonrası yine karanlıktı. Taki bu sabaha kadar. Aynı sahneleri yeniden yaşadım. Ama sonra bu olayın üzerinden zaman geçtiğini hatırladım. Karalıktan kurtulmaya çalıştım. Ateş'ten yardım istedim. Sesimi duyurmaya çalıştım. Rahatsızlandığımı biliyordum. Bilincim açıktı. Fakat göz kapaklarıma söz geçiremedim. Bir türlü açmayı başaramadığım gözlerimi, oyuncularıma verdiğim telkinlerle açmayı başardım. Ve şu an kendimi yorgunluğun haricinde hafiflemiş hissediyorum."

"Bu harika. Sizi tebrik ediyorum. Gerçekten kendi azminizle bunu atlatmışsınız. Peki, o kişiyle yeniden karşılaşırsanız ne hissedersiniz?" Diye damdan düşer gibi sordu. Evet, iyiydim ama onunla yeniden karşılaşacak kadar da iyi değildim. Tüylerim doktorun söyledikleriyle diken diken olmuştu. Ter damlaları alnıma hücum etmiş, gözlerim yanmaya başlamıştı. Ellerim titremeye, vücudum benden bağımsız hareket etmeye başlamıştı. Yeniden bir atak geçirmeye başladığımı hissediyordum. Buna izin vermeyecektim. O adamın hayatımı alt üst etmesine izin vermeyecektim. Aylarıma, yıllarıma sebep olan o adama bu zevki yeniden yaşatmayacaktım. Gözlerimi korkuyla kapattım. Kısa ama derin derin soluk almaya başladım. Doktor endişeli ses tonuyla

"Sırma sakin ol. Evet harikasın derin derin nefesler al. Bitti hadi başarabilirsin. " Sus diye bağırmak istedim. Kendimle kalmak istiyorum diye yüzüne haykırmak istedim. Ama susmayı tercih ettim. Sıkı sıkıya kapattığım gözlerimi derin soluklar eşliğinde yavaşça araladım. Ellerimin titremesi hafiflemiş, ter damlaları kurumaya yüz tutmuştu. Doktor tam göz hizamdaydı. Endişeli ifadeyle durumumu kontrol ediyordu. Seruma doğru hareketlenince

"Bir daha sakinleştirici istemiyorum" Dediğimde olduğu yerde dondu ve bana döndü

"Kendini daha iyi hissetmen için buna ihtiyacın var."

"Hayır, kabul etmiyorum. Ben Ateş'i görmek istiyorum."

"Şu an ziyaretçi için uygun değilsiniz."

"Doktor Hanım anlamıyor musunuz benim iyi olmam için Ateş'le konuşmam lazım." Doktor pes edercesine ellerini yana düşürdü. Düşünüyordu.

"Tamam, ama ben de yanınızda olacağım. Ona ne anlatacağını bilmiyorum." Ama seni kontrolsüz bir görüşmeye dahil edemem.

"Yalnız konuşmak istiyorum."

"Üzgünüm ama ya benim dediğimi kabul edersin ya da görüşmeyi unut" Deyince pes ettiğimi gösterir şekilde susmayı tercih ettim. 

Oyuncu Koçu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin