Bölüm 9

1.3K 78 8
                                    

Hayır; hala ısrarla gözlerimi kapalı tutmaya devam ediyordum. Belki vazgeçer ve çekip giderdi. Hem odamdan hem de hayatımdan. Bir daha hiçbir yerde karşılaşmazdık ve o da hissettiklerinin yanlış olduğunu anlardı. Burcu ile kaldıkları yerden devam ederlerdi. İki kişinin arasına giren kadın durumuna düşürüyordu anlattıklarıyla. Yıllarca beklediğim aşk bu olmamalıydı. Babamla annemin birbirlerine baktıkları gibi bakabilecek bir aşk beklerken, araya giren kadın olmaktan bahsediyordu. Başkasının acısının üstüne bir mutluluk kurulamazdı.

Yatağımın kenarına oturdu. Benim gözlerim kapalı, onun nefesi odanın her yerinde.

"Uyumadığını bildiğimi biliyorsun değil mi? Konuşalım Sırma. Gözlerini kapatarak gerçeklerden kaçamazsın. Hadi ama" Deyip üzerimdeki nevresimi çekiştirmeye başladı. O uğraştıkça ben nevresimi başıma çekiyordum. İlaç etkisini göstermeye başlamış sırılsıklam olmuştum. Zaten kapalı yerlerde kalamıyor, nefes alamıyordum. Oflayarak üzerimden battaniyeyi atıp yatakta doğruldum yeniden.

"Şu an anlattıklarının ne kadar saçma olduğunu biliyorsun değil mi?"

"Saçma mı?" Diye sordu şaşırarak.

"Elbette saçma. Beni kaç kere gördün ya da beni ne kadar tanıyorsun ki bu konuşmaları yapabiliyorsun. Belki benim hayatımda başka biri var" Kaşlarımı çattım.

"Öncelikle hayatında kimsenin olmadığını biliyorum. Bu bir. İkincisi bazı duyguları yaşamak için karşındakini tanımaya gerek yoktur. Üçüncüsü yaşadıklarımızın neresi saçma söyler misin?"

"Şu odanın içinde yaşadıklarımızın hepsi baştan aşağı saçma" Diyerek kollarımı göğsümde birleştirdim. Şımarık çocuklar gibi davrandığımın farkındayım. Ama onu bir şekilde bu düşüncelerinden vazgeçirmeliydim.

"Bak güzelim."

"Bana güzelim deme."

"Ne söylememi istersin?"

"Ey Allah'ım Ateş senin evin yok mu gitsene. Ya da çekimin var oraya git hadi" Yataktan çıktım.

"Bu konuyu halletmeden bir yere gitmiyorum."

"Ben halledilecek bir konu göremiyorum ortada". Ayağı kalkıp dibime kadar geldikten sonra beni kendine döndürdü, kollarımdan tutarak.

"Gözlerime bak" Ama ben bakmaya cesaret edemiyordum. Eliyle çenemden tutup kafamı kaldırdı.

"Bak" Elini kalbimin üzerine koydu.

"Halledilecek bir konu yoksa bu kalp neden deli gibi atıyor?" Bana dokunduğu an o yaramaz kalbim deli gibi atmaya başlamıştı. Gözlerine baktığımda yüzüm alev alev yanmıştı.

"İstediğin kadar inkar et. Ama bu kalp benim için atıyor ve öyle de devam edecek" Deyip çenemi sıktı. Gözlerini ayırmadan yaptığı bu konuşma beni tereyağı gibi eritmişti.

"Gidiyorum. Ama sakin pes ettiğimi düşünme. Sadece hastasın ve çok yoruldun. Biraz yatıp dinlen. Ben nasıl olsa istediğimi aldım." Ne almıştı? Ben ne vermiştim ki ona? Kollarım hala onun elleri arasındaydı. Elimi tuttu ve kendi kalbin üzerine koydu. Tıpkı benimki gibi onun kalbide yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Kaşlarımı yukarı kaldırdığımı görünce,

"İşte sen de cevabını aldın" Deyip yanağıma küçük bir öpücük bırakıp odadan çıktı. Elim yanağımda öpücüğü bıraktığı yerdeydi. Ateş ateşini yanağıma bırakıp çıkıp gitmişti. Olduğum yerde donmuş ne yapacağımı bilemez haldeydim. Az önce yaşadıklarımın hepsi gerçekti. Ve ben böyle bir şeyi daha önce hiç yaşamamıştım. Nasıl baş edileceğini bilmediğim garip bir durumun içindeydim. Yatağın kenarına zar zor oturdum. Elim hala yanağımdaydı. E şimdi ne olacaktı? O içini boşaltıp gitmişti.

Oyuncu Koçu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin