Oyuncu Koçu (Tamamlandı)

Bölüm 17

Bu kadın şu an tüm kameraların önünde rol kesiyordu. Şayet orada olsaydım "kestik" der sahneyi bitirirdim. Oyunculuğu berbattı. Hiçbir duygu belirtisi gösterilmeyen yüz hatları, ses tonundaki abartılı cırtlak çıkışları baştan aşağı yalan olan bu konuşmayı ispatlıyordu. Gazeteciler sorular sormaya başladılar. İlk gazeteci...

"Ateş beyle bu sürede hiç görüşmediniz mi?"

"Hayır" Bir başkası söz aldı.

"Siz Sırma Hanım için bazı ithamlarda bulundunuz. Sete girmeme izin vermedi gibi durumlar. Ama Sırma Hanım yurt dışında çalıştığında da aynı kuralları koyuyordu. Bu durum sizin için özel olan bir şey değil ki! Bu konu hakkında ne söyleyeceksiniz?" Deyince o gazeteciyi alnından öpmek istedim. Burcunun yakınlaşan kamera açısıyla büyüyen göz bebeklerini görmek müthiş keyif verdi, bu gergin halimle.

"Bana daha sert kurallar koydu ama bunu burada açıklamak istemiyorum" Yan tarafında oturan menajerinin kulağına eğildi. Akabinde İkisi de ayağı kalktı. Menajeri

"Evet, arkadaşlar geldiğiniz için teşekkür ederiz. Burcu hanım yeni bir rahatsızlıktan çıktığı için çok yoruldu. Bugünlük bu kadar yeterli" Dediğinde tüm gazetecilerle birlikte onlarda ayağı kalktılar. Arka arkaya mantıklı sorular geliyordu. Ama onlardan çıt çıkmıyordu. Otelin lobisinde gerçekleşen basın toplantısını kapının önüne gelen arabaya bindiklerinde sonlandırmış oldular. Derin bir nefes aldım ve telefonu Suzan'a uzattım. Ona yapacak olduğum hiçbir açıklama olmadığı için tarafına bile bakmadan, karavana doğru yürüdüm. Herkes önümü kesiyor onlarca soru soruyordu. Kimseye cevap vermeden karavan girip kapıyı kilitledim. Ateş benim endişeli halimi görünce bana doğru yaklaştı.

"Neyin var Sırma." Tuttuğum nefesimi kafamı yukarı doğru kaldırıp karavanın tavanına bıraktım. Elime telefonu alıp videoları açtım arka arkaya. Ateş izledikçe göz bebekleri büyüyor yüzü şekilden şekle giriyordu. Burcunun videosu sona erince bana baktı ve

"Özür dilerim" Dedi bir solukta. Şaşırmıştım. Özür dilenecek bir durum yoktu. Bunun onunla bir ilgisi yoktu ki.

"Neden özür diliyorsun Ateş?"

"Benim yüzümden sana bulaştığı için."

"Saçmalama. Baştan aşağı yalan olan bir konuşma yüzünden özür dileme." Ayağı kalkıp yanıma geldi. Omuzlarımdan tutup beni kendine çekti. Başım onun omzunda ikimizde derin nefesler alarak düşünmeye başladık. Aklıma gelen fikirle ondan uzaklaşıp bakışlarımı gözlerine diktim.

"Onu kendi silahımla vuracağım" Deyince Ateş'in bakışları korkuyla yüzümde gezinmeye başladı.

"Ne diyorsun sen Sırma ne vurması?"Beni yanlış anladığını anladım ve gülmeye başladım. Biraz soluklanınca

"Canım merak etme. Oyuncu koçluğumu kullanacağım. Şimdi hemen organizasyonu yapıp bir basın toplantısı düzenleyeceğiz. Onun yüz hatlarını herkesin huzurunda okuyacağım. Ve aylardır istediğin şeyi açıklayacağız" Dediğim gibi ağzı kulaklarına kadar yayıldı. Yine beni omuzlarımdan tutup göz hizasına kadar çekti

"Burcu'ya bir teşekkür borçlu olacağımı hiç düşünmezdim. Neredeyse bu şekilde davrandığı için mutluluktan havalara uçacağım" Diyerek beni yine kendine çekti. Saçlarımla oynayarak alnıma bir öpücük kondurdu ilk kez. Dört aydır birlikteydik ama ilk kez dudakları tenime değmişti. Ellerimi onlarca kere öpmüştü. Ama alnımda hissettiğim dudaklar tüm vücudumu ateş istilasına uğratmıştı. Yabancılaştığım bu duyguları bana yaşatan bu adama her hareketinde bir kere daha aşık oluyordum.

Set iptal edilmek zorunda kalmıştı çıkan haberler yüzünden. Eren'i aramama gerek kalmadan o beni aramıştı. Önce beni tebrik etmiş arkasından sakladığım için bir sürü sitemkar cümlelere maruz kalmıştım. Lafını kesip acil bir şekilde basın toplantısı istedim ondan. Ayrıca Burcu'nun açıklamalarını ve mimiklerini okuyacağımdan bahsettim. O da bunun iyi bir fikir olduğunu düşündüğünden hemen kabul etti. Fazla beklememize gerek kalmadan iki saat sonrasına toplantı ayarlanmıştı. Ateş ile hazırlanıp toplantı yerine gitmiştik. Öncesinde herhangi bir konuşma yapmadık onunla. O zaten başka havalardaydı. Tek derdi artık rahat rahat her yerde dolaşacak olmamızdı. Ağzı kulaklarında arabayı kullanırken arada bir de bana bakıp deli deli gülümsüyordu. Onun bu hali benim gerginliğimi de azaltmıştı. Bu şekilde olmamız verecek olduğumuz görüntülerin samimiyetini herkese gösterecekti. Açıkçası zor görünen bu toplantı, aslında ikimizin de kurutuluşu olacaktı.

Toplantı salonuna girdiğimizde gazeteciler arka arkaya fotoğraf çekmeye başlamışlardı. El ele girdiğimiz salonda gergin bir hava hakimdi. Ateş'in menajeri, Ateş ve ben masaya oturup gayet sakin bir şekilde herkesin yerine oturmasını bekledik. Konuşmaya menajeri Burak başladı.

"Hepinize bu kısa sürede geldiğiniz için teşekkür ediyoruz. Şimdi Sırma Hanım ile Ateş Bey size gerekli açıklamaları yapacaklar. Arkasından sormak istediğiniz soruları cevaplayacaklar" İlk söz Ateş'indi. Çünkü benim konuşmam oldukça uzun olacaktı.

"Geldiğiniz için teşekkür ediyoruz. Burcu Hanımında söylediği gibi Sırma ile birlikteliğimiz doğrudur" Masanın üzerinden elimi tuttu. "Fakat diğer açıklamaları baştan aşağı yalandır. Ben projeyi kabul ettiğimde Sırma ile bir anlaşmam yoktu. Yapımcı şirket benim deneme çekimlerimi kendisine göstermiş ve oldukça zor ikna edilmiştir. Onunla anlaştığımızda Burcu Hanımla ilişkimiz devam ediyordu. Sırma bana kendi kurallarını açıkladığında ben de Burcu Hanıma aynı şekilde ilettim. Ama kendisi her zamanki gibi fevri davranıp bu durumu kabullenmek istemedi. Ben Sırma'dan rica ettim ve Burcu Hanıma açıklama yapmasını rica ettim. Gayet sakin bir şekilde, zorunda olmadığı halde kurallarını kendisine açıklamıştır. Fakat yine aynı şekilde davrandı. Biz aramızda birçok kez bu set hallerinden dolayı tartışma yaşamıştık. İlk fragman çekimini setten bir arkadaştan öğrenmiş ve çekim alanına gelip oldukça büyük bir kaos yaşamamıza neden olmuştu. Bu duruma daha fazla katlanmak istemediğim için aramızdaki ilişkiyi bitirme kararı aldım. Sırma ile o zamanlarda bir ilişkimiz yoktu. Ben Burcu Hanım ile ayrıldıktan belli bir süre sonra birlikteliğimiz başlamıştır."

Ateş kendine düşen açıklamayı yapmış, sıranın bana geldiğini göstermek istercesine gözlerime bakmaya başlamıştı. Sakinliğimi korumaya çalışarak söze başladım.