1.Bölüm | Fırtına

5.5K 219 364
                                    

Bölüm Şarkısı: A Great Big World & Christina Aguilera - Say Something

Genç kadın yorgun bir şekilde sonunda istediği yere varmıştı. Sevgilisinin yanına...

Savaş bitimi Ron ve Hermione şaşılmayacak bir şekilde çıkmaya başlamışlardı. Hermione verdiği karardan memnundu. En azından Ron 'onun aksine' kendisini gerçekten seviyordu.Beklenmeyen bir durum değildi aslında bu olay. Sadece birbirlerine hissettikleri duyguları biraz geç kabul etmişlerdi o kadar.

Hermione kapıya ulaştığında zile bastı. Bir kaç kez daha bu işlemi tekrarladığında hala açılmayan kapı ona Ron'un evde olmadığını hatırlattı. Nasıl unutmuştu ki! Bugün Ron'un bakanlıkta önemli bir toplantısı vardı.

Çantasındaki yedek anahtar ile kapıyı açtığında üstündeki paltoyu askılığa bıraktı. Sevgilisine bir sürpriz hazırlayacaktı. Bu güzel bir masa olabilirdi belki...

Üstündeki rahatsız elbiseden kurtulma umuduyla Ron'un odasına doğru yol aldı. Burada bir kaç parça eşyası olmalıydı.

Yukarı katta bulunan odaya ulaştığında hala gülümsüyordu. Çok sevdiği bir adam vardı ve o adamın da onu çok sevdiğine emindi. Etrafı incelerken evlendiklerinde bu evde mi yaşayacaklarını merak etti Hermione. Evlilik konusu bir kaç kez Ronald ile aralarında geçmişti çünkü...

Hermione bu düşüncelerle kendi kendine sırıttı. Bunları düşünmek onu heyecanlandırmıştı.

Nihayet odaya vardığında kapıyı çalma gereksinimi duymadan içeriye daldı. Evde ondan başka biri yoktu zaten.

Fakat düşündükleri odaya girdiğinde tepetaklak oldu. Karşısındaki görüntüye bir kaç saniye nefesini tutarak baktı öylece.

Lavender ve Ron...

Sevdiği adam onu bir hiç saymıştı.

Sevdiği adam tarafında gözlerinin önünde ihanete uğramıştı.

Nasıl farkedememişti tüm bu yaşananları. Zekasıyla tanınan bu Gryffindor kızı nasıl olup böyle bir şeyi daha önce farkedemişti.

Ron hemen toparlanıp Hermione'nin yanına yaklaştı. "Yaklaşma bana!" diye çığlık attı kız gözyaşları gözlerinden akarken. Lavender ise hiçbir şey olmamış gibi sessiz sedasız odayı terk etmişti bile.

"Bunu bana nasıl yaparsın?" Genç kız resmen yalvarıyordu çocuğa. Tüm gençliğinin, hayallerinin büyük bir gemi ile suya battığını hissediyordu. Buna rağmen omuzlarını dikleştirdi. Çocuğa delici bakışlarla bakmaya başladı. İçindeki fırtınayı dışarı yansıtmamak için uğraştı.

Kızıl saçlı çocuk ellerini saçlarından geçirdi. "Bak Herm bu sadece bir yanlış anlaşılm-"

Genç kız nefes alamıyordu. Kelimeler boğazında düğümleniyordu sanki. Karşısındaki kızıl saçlı çocuğun sözünü kesti aniden "Bir yanlış anlaşılma öyle mi? Senin beni Lavender gibi bir kızla aldatmanın nesini yanlış anlayabilirim?"

Kapıyı çarparak dışarı çıktı. Bu şekilde davranılmayı hak edecek ne yapmıştı o? Çok sevmişti bu bir suç muydu? Eğer bu bir suç ise genç kadın bunun cezasını en ağır şekilde çekmişti.

Nefesi daralıyor canından çok sevdiği adamın ona bunu nasıl yaptığını merak ediyordu.

Ve en önemlisi Hermione Granger puslu denizin dalga sesleri kulağına dolarken, bir rüyadan uyandığını hissediyordu...

The Last Time | DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin