13.Bölüm | İşaret

1.9K 157 265
                                    

Bölüm Şarkısı: Alec Benjamin - Let Me Down Slowy

...

Hermione hiçbir şey düşünmeden Draco'yu kendine çektiğinde, Draco ona karşılık verme konusunda bir saniye bile tereddüt etmedi. Açıkçası ilk hamleyi ondan beklemiyordu ancak bu ona çok güzel bir sürpriz olmuştu.

Yavaş hareketlerle kızı kucağına çekti. Hermione'nin direnmemesi işini kolaylaştırmıştı. Hermione ellerini çok özlediği sarı saçlara daldırdığında Draco kızı daha da yakınına çekti. Bunu çok özlemişti. Kızın sıcacık dudaklarına bastırılan dudakları ile düşündüğü her şey silinmiş gibi hissediyordu.

Nefes almak için yavaşça birbirlerinden ayrıldıklarında ikisi de nefes nefese kalmıştı. Hermione'nin elleri hala Draco'nun saçlarında dolaşıyordu. Draco elini Hermione'nin yanağına yerleştirip hafifçe okşadı. "Bu... çok güzeldi."

Hermione'de gülümseyerek onu onayladı. "Kesinlikle öyleydi."

Draco aralarındaki tutkunun soğumasına izin vermeden kızı tekrar belinden kavrayıp kendine yaklaştırdı. Dudakları tekrar birbirini örteceği sırada çalan kapı ile duraksadılar.

"Şansımı sikeyim ya!"

Hermione Draco'nun tepkisine gülümsedi. Hiç istememesine rağmen kapıyı açmak için Draco'nun kucağından kalkmaya yeltendi. Draco kızın bu hamlesiyle ona izin vermeyip onu daha fazla kendine çekti ve başını kızın boyun girintisine gömdü. Kızın boynuna kondurduğu ufak öpücükler eşliğinde boğuk bir sesle mırıldandı. "Boşver, kim geldiyse açmadığımızı görünce gider."

Hermione şuan bulunduğu bu durumdan fazlasıyla memnun olsa da Draco'nun homurdanması eşliğinde onun kucağından kalktı. Aynada dağılmış rujunu düzeltti. Bu sırada Draco da dikkatle onu izliyordu.

Kapıya doğru ilerlediğinde Draco'nun mızmızlanarak peşinden geldiğini farketti. Draco'ya baktığında onun kucağında kaldığı dakikalar sonunda üstünün fazlasıyla dağılmış, gömleğinin birkaç düğmesinin de açılmış olduğunu farketti. "Üstünü düzelt." Draco kıza imalı bir bakış attı. "Üstümün bu hale gelmesinin tek sebebi sensin" Homurdanarak az önce Hermione'nin baktığı aynada kendine biraz çeki düzen verdi.

"Gelen kişi ölümsüz Potter ise, uzun süre sonra yaşadığım en güzel anı bozduğu için yüzünün üstüne bir yumruk geçirece-"

Hermione parmaklarını onun dudaklarına yerleştirip onu susturdu.

Kapıyı açmak için kapı koluna giden elini Draco anında tuttu. "Hala kapıyı açmasak daha güzel olur diye düşünüyorum-" Cümlesi bir bir kez daha çalınan kapıyla bölündü.

"Siktir ya" diye mırıldandı ellerini dağılmış saçlarından geçirirken. Hermione onun bu haline bakıp kahkaha attı. Ancak kapıyı açtığı an o neşesi hafifçe soldu ve şaşkınlığa döndü.

Kapıdaki Potter çiftine gülümsedi. Ancak hemen arkadan gelen Ron ve Lavender çiftine gelince hafifçe göz devirdi. "Kapıyı uzun süre açmayınca evde değilsiniz diye düşünmüştük."

Ginny'nin bu sözlerine karşı Draco Hermione'yi kendine çekip kulağına fısıldadı. "Sana kapıyı açmayalım. Geri giderler demiştim"

Hepsini içeriye davet ettiklerinde salona geçtiler. "Bu saatte burada ne işiniz var?" Harry, Ron ve Lavender'i işaret etti. "Bize gelmişlerdi. Seni çağırmak da istedik ancak bazı sebeplerden dolayı-" Draco'ya soğuk bir bakış attı. "Ben sana bayılıyorum Potter!"

The Last Time | DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin