21.Bölüm | Yağmur

1.3K 126 256
                                    

Bölüm Şarkısı: Harry Styles - Falling

...

Son birkaç gün sorunsuz geçmişti. Pansy ile bol bol vakit geçirmişler, Theo da onlara katıldığında ortalık iyice neşelenmişti. Theo ve Pansy'nin bel altı Draco imaları sinirini bozsa da her şeyi detaylıca bilen Blaise'in onları biraz olsun sakinleştirmesi onu rahatlatıyordu. Günler sakinliği ve neşesiyle geçerken herkes bulunduğu durumdan mutluydu.

Ancak sakin hava bu uzun sürmedi.

New York yağmurlu bir güne uyanmıştı. Cama çarpan yağmur sesi eşliğinde uyandığında, yanının boş olduğunu Draco içgüdüsel olarak hissetmişti. Kafasını kaldırdığında aynanın karşısında kendine çeki düzen veren Hermione'yi gördü.

Genç kadın neredeyse saatler önce uyanmış, sıkı bir kahvaltının ardından hazırlanmaya başlamıştı. ''Saat kaç?'' diye sordu Draco hala uykulu sesiyle. Hermione küçük küpelerini takarken cevapladı. ''Neredeyse on''

 ''Ve sen hazırlanıyorsun?'' Hermione onu onayladı. ''Londra'dan gelen bir arkadaşımla buluşacağım. Kısa bir süreliğine iş için buraya gelmiş." Draco dudaklarını büzdü. Açıkçası böyle yağmurlu ve rahatlatıcı bir pazar gününü tamamen  onunla beraber geçirmeyi tercih ederdi.

Tam söylenmeye başlayıp onu gitmemesi için ikna edeceği sırada Hermione ona doğru eğilip ona kısa bir öpücük verdi. Draco ona karşılık verdiğinde, Hermione  bu küçük öpücüğün büyümemesi için geri çekildi. ''Birkaç saate dönerim.'' Paltosunu kaptığı gibi odayı terk ederken Draco tekrardan kafasını yastığına gömmüştü.

...

Saatler sonra Draco Malfoy kafayı yemek üzereydi.

Kendine kahvaltı hazırlamıştı. Aslında hazırlamaya çalışmıştı. Çünkü yaptıkları bir türlü Hermione'nin ona hazırladıkları gibi olmamıştı. Vakit geçirmek için kızın kitaplarından birini okumuştu. Bir çeşit muggle yazarın kitabıydı ancak idare ederdi. Açıkçası zaten  artık mugglelardan nefret etmiyordu.  Zaman her şeyi değiştirmişti.

Zamanın yanı sıra bu büyük değişikliğin asıl sebebi ise Hermione'ydi. Çok kısa zamanda tüm dengesini alt üst etmenin yanı sıra düşüncelerinin de en büyük hakimi olmuştu.

Altıncı sınıfta ilk çıktıkları vakit işler bu şekilde değildi. İkisi arasındaki ilişkinin gelip geçici olduğu açıktı. İkisi de farklı taraflardaydı. Aile yapıları tamamen farklıydı ve en önemlisi çok gençtiler. Ama şimdi durumlar değişmişti. İkisi de yetişkin birer bireydi ve artık bir engelleri kalmamıştı. Bu kaçırılmaması gereken bir şanstı.

Tüm günü evde sıkılarak geçirdiğinden artık bir şey yapmalıydı. Hala yağmur yağmasına rağmen dışarıda biraz koşu yapmanın güzel olacağını düşünüp hemen üstünü değiştirdi. Üstüne bir eşofman ve sweatshirt geçirdiğinde evi terk etti.

...

Akşam saatleri yağan yağmurdan dolayı sırılsıklam olmuş şekilde apartmanın önüne gelmişti. Yağmuru severdi. Rahatlatıcı bir etkisi vardı. 

İçeriye gireceği sırada kapının önüne bir araba yanaştığını gördü. Umursamazca apartmana ilerlerken onu gördü. Sabahtan beri beklediği kişiyi..

Ona doğru ilerleyeceği sırada sürücü koltuğundan kalkan tanıdık simayı yakaladı. Sarı saçlar... Gri gözler... Alışılmış simasından o kişinin Anthony Goldstein olduğunu çıkarabilmişti. Eski Ravenclaw bina başkanı...

The Last Time | DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin