Ece'den
Ne aklım ne yüreğim bu yaptıklarıma anlam veriyordu. Sebebi ablamı kıskanmam mıydı? Yoksa yasin yüzünden miydi? Ne olursa olsun artık bunalmıştım. Artık gerçekten kendim olmak istiyordum. Ece egemendim. Artık kimse beni ezemeyeckti. Ne annem, ne ablam nede bir başkası.
"Tamam böyle olacağını zaten biliyorduk. Şimdi asıl büyük bombayı patlatma zamanı geldi. Yalıya gidiyoruz. Babamla, annemle tanışıcaksın. Diğerleri pekte önemli değil. Hadi o zaman ne duruyoruz gidelim. "
Elini bana uzatmıştı.
"İstemez " diyip ittim onu.
"Sen bu işi fazla abartiyosun. Ne konuşmuştuk sadece amacımıza ulaşmak için küçük bir oyun."
"Evet ama sen böyle yaparak işleri zorlaştırıyosun. Gerçekten birbirimizi seviyor gibi davranmalıyız. Yoksa inandırıcı olmaz. Anladın mı?"
"Tamam."Koluna girip onunla birlikte arabaya doğru ilerledik. Uzun süren yolculuktan sonra kapının önünde inmiştik. Heyecanlanmıştım. Görevliler bir bana bir de sinana bakıyorlardı. Şaşırmışlardi. Sonra kapıyı açtılar. Sinan tekrar koluma girerek kulağıma fisıldadı.
"Cenazede değiliz. Azıcık gülümse."
Kapının önüne geldiğimizde Sinan zili çalıp durmuştu. Kapıyı açan hizmetçi de aynı şekilde bize şaşkın şaşkın bakmaya başlamıştı."Nurten izin verirsen içeriye geçeceğiz de."
Nurten kendine gelip yana çekildi.
"Buyrun Sinan bey."
"Ve Ece hanım. "
Diye ekledi Sinan. Oda aynı şekilde. "Ece hanım."
Dedi. Hanım mı? Ben mi? Bu oldukça hoşuma gitmişti. Ben bu yalıya hanım olmuştum."İçerde kimler var?"
"Hazım bey, sevinç hanım ve Gökhan bey var. Durun ben haber vereyim."
"Dur. Sürpriz olsun. Sen işine bak."
Nurten gittikten sonra tekrar kulağıma fisildar bir şekilde konuştu.
"Hazır mısın? Parti daha yeni başlıyor."İçeriye girdiğimizde bütün bakışlar bize döndü. Kalbim güm güm atıyordu. Hazım bey birden ayağa kalkıp, bize doğru geldi. Önce bana sonra sinana bakıp konuşmaya başladı
"Bu ne rezillik! Sinan bu ne demek! Açıkla çabuk."
"Hemen sinirlenme baba. Tebrik etsen bizi. Müstakbel eşim Ece ve beni. Anne sana çok güzel bir gelin getirdim."
Annesine bakarak söylemişti bunu. Sevinç hanım ve Gökhan bey de kalkıp yanımıza geldi.
"Oğlum sen ne yaptın? Bu kız kim? Sen bizimle tanıştırmadan, tanımadığımız bir kızı karşımıza gelin diye çıkartıyosun. Biz sana ne diyelim."
"Sadece tebrik edebilirsiniz."
"Sinan bu oyuncak değil. Evlilik ciddi bir müessese. Senin evleneceğine kim inanır oğlum! Bu bir şakaysa hiç komik değil. "
"Gerçeği mi istiyorsun abi. Al sana gerçek."
Aile cüzdanını abisine uzattı. O almadan önce hazım bey eline alıp hızlıca içine baktı."Hayır, hayır. "
Fenalaşmıştı.
"Hazım. "
"Baba. Tamam gel şuraya otur. Ben sana bir su getireyim."
"Baba iyi misin?"
Herkes telaş içinde hazım Bey'in etrafını sardılar. Bense ne yapacağımı bilmeden öylece salonun ortasında dikilmiştim.
"Ece!"
Arkamdan annemin sesini duymamla ona döndüm.
"A-anne."
Yanıma gelip, beni kollarımdan tutup, sarstı. "Kız bu ne hal? Çıkart şunu! Çıkart!"
"Ya anne bırak. Napıyorsun insanların içinde."
"Sen bu insanların içinde nasıl böyle geziyorsan onu. Şöyle çabuk sen ne yaptın?"
"Yeter be! Görmüyor musun? Ben evlendim. Sinan egemenle evlendim. Buyur senda ayılıp, bayılabilirsin."
Bizi duyan sevinç hanım yanımıza geldi."Bu nasıl bir saygısızlık. Daha annesiyle konuşmayı bilmeyen biri benim nasıl gelinim olabilir. Sinan'ın bu seçimine saygı duyarim. Duymak zorundayım. Sonuçta o benim oğlum. Evlatlarımın en iyisini isterim. Ama sakın yanlış bir hareketini görmeyeyim."
"Ben. Ben"
"Sizden bir cevap beklemiyorum. Sadece gözüme pek takılmayın."
Tekrar eşinin yanına döndü. Bense ağlayarak çıktım. Dışarıya çıktığımda annemde peşimden gelmişti."Ece evlenmedim de. Şaka de! Birşeyler de! Bakma öyle yüzüme."
"Gördüğün gibi. Evlendim. Siz istesenizde istemesenizde ben Sinan Egemen'in karısı oldum. Anladın mı? Artık bana yük olmanızı istemiyorum. "
"Bizi istemiyosun yani."
"İstemiyorum!"
Son dediğimle annem baya kırılmıştı.
"Noldu? Duydukların çok mu incitti seni. Ben doğduğum andan beri kötüyüm anne. Herkes eceyi bir kukla gibi yönetebileceğini sandı. Sen, ablam, herkes. Ama artık noldu biliyormusun? Ece egemen oldu. Dün kimin doğum günüydü acaba. Sürpriz Ece çamkıran'ın. Ama kimse hatırlamadi. Ece Çamkıran dün gece tek başına doğum gününü kutlarken canı yana yana öldü. Artık senin karşında aciz, aptal, savunmasız bir Ece yok. Herkes haddini bilecek!"
"Öyle mi? O zaman bildirseydinya sevinç egemen e haddini. Hadi seni tutan yok. Bildir bakalım. Ece egemnmis. Şu kadarcık analık hakkım yok mu? Yazıklar olsun sana."
Yanımdan bir hışımla geçerek yalıyı terk etmişti. Ağlamak yok artık. İçeriye geri gidecektim. Ben artık Ece egemenim.Hazan'dan
"Bunlar ne ya? Çok süslü "
"Üzgünüm hazan. Bu işler senin isteğine göre yürümüyor. Hem sen istemedin mi? Çok kolay zaten. Bunları giyiceksin. Makyajın saçın yapılacak. Sen sadece otuz iki diş sırıtarak poz vericeksin."
"Haha yağız egemen. Çok komiksiniz."
Bir süre geçmeden ikimizde kahkahalar eşliğinde gülmeye başladık. İyice kafayı sıyırdık."Aslında hala neden burda olduğunu bilmiyorum. Benim kardeşimin yanında olmam gerek. Hala çocuk o. Ne yaptığını bilmeyen, yolunu kaybetmiş bir çocuk."
"Keşke bende Sinan için diyebilsem. Onun ki bir inat. Ama neyin inadı bilmiyorum. Neyse hadi. Dediğimi yapıp, giy şunları. "
"Gidersen. "
"Ah pardon. Hemen gidiyorum. Unutma otuz iki diş."
Ağzını kocaman acarak, dişlerini göstermişti. Onun bu haline gülmemek için kendimi zor tuttum. Onun hala o otel odasındaki pislik olduğuna inanamıyordum. Ve o geceye. Beni öptüğü geceye onu hatırladikca utanıyordum. Neyse artık şunları giymeliyim. Hiç benlik değil ama.Saç, makyaj ve elbise.
Hazırlanmam baya uzun sürmüştü. Makyaj ve saçım uğraştırmıştı. Aynada kendim baktığımda garip hissetmistim. Bu benmiydim? Hazan Çamkıran? Topuklu ayakkabilarimida giyip kamera karşısına çıkmaya gidiyordum. Yağız arkası dönük bir şekilde biriyle konuşuyordu.
"Yağız ben hazırım. Artık başlayabiliriz. Hemen başlayalım çünkü kardeşimin yanına gitmem gerek."
"Gerek yok onlar geldi."
Kapıdan giren Ece ve sinana baktım. Gündelik giyinmişlerdi. Yagizda arkasına bana bakmak için dönmüştü. Ona baktığımda yüzü garip bir hal almıştı. Tuhaf tuhaf bana bakıyordu. Hatta herkes bana aynı şekilde bakıyordu.
Ama umrumda değildi."Ece "
"Abla. Çok. çok güzel olmuşsun."
"Bırak güzeli falan. Sen ne zaman bu hale geldin? Biz ne ara böyle olduk? Ablacığım bişey söylemeyecek misin?"
"Benim hayal ettiğim işi sen yapıyorsun. Gerçekten sen yapıyorsun. "
"Ece ben sana ne dedim "
"Anlamıyorsun. Hiç bir zaman beni anlamadın. Ya abla sen ne yaptığının farkında mısın? Sen bu makyaj aletleriyle dalga geçiyordun daha düne kadar. Bak o dalga geçtigin makyaj aletleri yüzüne çok yakıştı değil mi? "
"Sen ne saçmalıyorsun. Buraya benim moralimi bozmaya mı geldin."
"Hayır ben sadece gerçekleri söylüyorum. Kardeşinin hayalini yaşamak nasıl bir duygu?"
"Ece bunun için çok özür dilerim ama sen evlenmeseydin bunlar olmazdı. Biz bu hale gelmezdik."
"Sorun bu yani. Canın çok mu yandı abla. Sinanı sen istedin ama benimle evlendi diye çok mu üzüldün."Son dediği sinir olmama yetmişti. Suratına tokadı yapıştırmamla sinirlenip dışarıya çıktı.
"Defol git! Sen benim kardeşim falan değilsin!"
Madem böyle oynamak istiyordu bende oynayacaktım.Nasıl buldunuz? Canparelerim 😘💟
.
.
En sevdiğiniz yağhaz hikayesinin adını yazabilirmisiniz?
Benim sadist duygular. Çünkü yağhaz orda çok farklı. Yağızın acımasız geçmişi hazanın masumluğu çok güzel bir aşk hikayesi olacağına eminim.😊🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Işığı ~yağhaz~
Fanfiction"küçükken hep öğretmen olmak isterdim. ama ortaokulu bitirdikten sonra liseye başlayamadım. notlarımda iyiydi ama durumumuz yoktu. o yüzden Ece için çabalıyorum bu kadar. sonu ablası gibi olsun istemiyorum."