Aklıma o gün geldi. Beni öptüğü gün. Neden böyle bişey yaptı hala anlayamıyordum. Ona karşı hissettiğim tek şey öfke olmalıydı. Ama değildi. Yalıya gidip eceyi görmem gerekiyordu. Hazırlanıp evden çıktım. Otobüse binip egemenlerin yalısına geldim. Korumalardan biri gelip kim olduğumu sordu.
"ben ece hanıma bakmıştım da ablasıyım."
"Buyrun efendim."
"yok içeriye girmeyeceğim. Çağırsanız olmazmı?"
"peki. Biraz bekleyin."Bir kaç dakika sonra ece geldi. Suratı asıktı.
"ece ablam noldu? İyi misin?"
"iyiyim abla. Neden geldin?
" o nasıl soru? Beni görmek istemiyor musun? "
" buraya neden geldiğini biliyorum. Beni bu yalıdan çekip almak istiyorsun dimi? "
" evet. Bu doğru "
" o zaman Bi daha gelme. Benim hayatıma yön veremezsin. Ben senin gibi değilim. Sen beni kıskandın dimi? Bak senin hoşlandığın o çocuğu ben iki dakika nikah masanına oturttum."Sinirle tokatı yapıştırdım.
"sen benim kardeşim değilsin. Bana bir daha abla deme."
"olur ya demem. Bir daha buraya gelme. Seni evimde istemiyorum."
"gelmem ece egemen Hanım."Yanından geçip gittim. Hala bana dediklerini idrak etmeye çalışıyordum. Bunu bana nasıl yaptı hala inanamıyorken, alışamamışken birde bu sözleri...
"Hazan kızım."
Annemin yanıma geldiğini bile yeni fark etmiştim.
"dokunma bana!"
"kardeşin öyle demek istemedi. İçeride kızı gerdiler. Oda sana patladı. Hiç öyle der mi yoksa?"
"o kız benim kardeşim falan değil. Mutlu musun? Talih kuşun sonunda uçtu. Egemenlerin gelini oldu. Para, güzellik hepsi sizde artık Fazilet Hanım." annemi sarsıp devam ettim.
"mutlu musun?! İstediğin oldu! Mutlu musun diyorum sana."
"değilim! Benim istediğim bu değildi kızım. Ben sizin mutlu olmanızı istedim. Ben hayatım boyunca sizin için çabaladım"
"güldürme beni. Sen mi bizim için çabaladın. Eceyi geçtim sen beni hiç sevmedin ki. Varsa yoksa para. Sen bana bir kez olsun sevgi vermedin. Eceyi de böyle biri yapan sensin. Ailemizi dağıtan sensin. İnsan annesini seçemiyor tabi."
"Hazan kızım."
"kızım deme bana! Bana sakın kızım deme. Ben artık senin kızın olmayı kaldıramıyorum."Yağızın arabayla bize doğru geldiğini görünce yanına gidip arabaya bindim.
"götür beni bu cehennemden."
"Hazan noldu? İyi misin?"
"sadece sürer misin?! Lütfen."
"Hazan aç kapıyı kızım. Yapma böyle. Gel üçümüz konuşalım."
"ama annen."
"yağız lütfen gidelim."Anlamsızca bana baktıktan sonra sürdü. Kendimi tutmalıydım. Yağızın yanında ağlayamazdım.
..........................
"sen hala burda mısın?"
"nerde olmamı isterdin? Burası benim odam."
"bizim Sinan. Bizim odamız."
"tabi Karıcığım öyle diyelim öyle olsun. Ama takdir ediyorum seni."
"anlamadım. Ne için?"Ayağa kalkıp karşıma geçti.
"egemen oldun. Bak ne yaptın ettin ablanın sevdiği adamı sen nikah masasına oturttun."
Bakışlarımı kaçırdım. Nasıl duymuş olabilirdi?!
"iğrençsin. Ben bile böyle değilim. Yani değilimdir."
"bu seni ilgilendirmez. Kendi işine bak. Sende abinin sevdiği kadına bakıyorsun."
"abimin mi? Hazan mı? Komikleşme. Abim kimseyi sevmez."
"abinin ablama nasıl baktığını görmeyecek kadar aptal mısın? Yoksa anlamamazlıktan mı geliyorsun?"Bir anda ciddileşti. "ne yani? Abim hazana mı aşık. Bunu kabul edemem. Ve Hazan bana aşık. Abimin hiç şansı yok."
"ablama değer vermiyorsun değil mi? Senin gibi birini nasıl sevdi hala anlamıyorum."
"Karıcığım sizde genetik. Bak sende beni sevdin. Evliyiz ya hani."Yanağımdan makas alıp çıktı. Midem bulanıyor sinanı gördükçe. Katlanamayacak duruma geliyordum. Bir inat uğruna...
"ne olursa olsun tahttan inemem. O ezik kız olamam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Işığı ~yağhaz~
Fanfiction"küçükken hep öğretmen olmak isterdim. ama ortaokulu bitirdikten sonra liseye başlayamadım. notlarımda iyiydi ama durumumuz yoktu. o yüzden Ece için çabalıyorum bu kadar. sonu ablası gibi olsun istemiyorum."