~itiraf~

377 20 48
                                    

Üzerimi değişip eve gittim annemi görüp üzerine yürüdüm
"sen yaptın. Sen yaptın. O kız senin sözün olmadan oraya imza bile atamazdı."
"kız sen deli misin divane misin? Benimde yeni haberim oldu. Bende şaşırdım. Ama hayırlısı buymuş. Sinan egemenle evlendi senin kardeşin."
"sevdiğim adamla evlendi." kısık bir sesle söyledim.
"anlamadım Hazan ne diyorsun?"
"diyorum ki-" lafım yarıda kalmıştı.
"abla" ece yanıma gelip bana sarıldı.
"özür dilerim kaybettim ben kendimi. Sana onları dememem gerekti. Çok yanlıştı çok. Özü dilerim."
"benim sana diyecek lafım yok ece egemen Hanım." odama gidip kilitledim kendimi. Peşimden geldi. Vurdu kapıya.
"abla. Abla aç nolur? Abla sen olmadan devam edemem. Ben özür dilerim abla. Abla! Aç şunu!"
"dur kızım sakin ol. Bir yerini inciticeksin."
"sinirleri bozuldu. Sonra konuşursunuz."
"sen karışma! Ben buraya ablamla konuşmaya geldim. Abla aç şunu!"

Kulaklarımı kapadım sıkıca. Benim kardeşim değil o. Benim kardeşim ablasına ihanet etmez. Böyle bişey yapmaz.

"tamam gidiyorum. Ama yine gelicem. Senin için gelicem. Ben seni bırakmam. Duydun mu beni? Bırakmam seni."
Bıraktım ellerimi. Kapıyı açtım yavaşça gitmişti. Anneme döndüm. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı.
"bravo. İyi oynadın. Timsah gözyaşları çok yakışıyor sana. Ama ben yemem. Belki saf kızın ece yer. Ama ben yemem. Hazanım ben. Eserinle gurur duy Fazilet Hanım. Allahın bir günü olsun nefes aldırmadın yok o ajans bu ajans diyip kızın aklına girdin. Kalemi defteri aldın elinden makyaj malzemeleri verdin. Ama bu kadarı da fazla. Anne benim canım yanıyor. Kardeşim sevdiğim adamla evlendi! Ne uğruna. Egemen olmak uğruna. "
Gözlerini fal taşı gibi açtı.
" hiç öyle bakma. Biliyordun. Sinanı sevdiğimi biliyordun. Ama ben kim Sinan egemen kim dimi? Bak talih kuşun uçtu uçtu Sinan egemenle evlendi. Egemenlere gelin gitti. "
Tam çıkıcaktım yağızı gördüm. Birşeye bozulmuş gibiydi.
"y-yağız sen ne zamandır oradasın."
"az önce geldim. Senin için endişelendim o kadar. Ben gideyim en iyisi."
Kolundan tuttum. "bende geleyim mi? Lütfen."

.....................

"ee daha ne kadar susucaksın böyle."
Yağıza baktım.
"içim acıyor. Canım çok yanıyor yağız. Sende biliyorsun artık nedenini."
"kardeşime aşıksın. Sinana."
"maalesef. Ama o benim kardeşimle evlendi."
"nasıl bu kadar emin olabiliyorsun. Onu ne kadar zamandır tanıyorsun da ona aşıksın?"
Haklıydı. Diyecek bişey bulamamıştım.
"şimdi napıcaksın Hazan?"
"bilmiyorum. Çıkmazdayım sanki."
"ben evliliklerine inanmıyorum. Bişey uğruna evlendikleri belli."
"yada biz öyle sanıyoruz."
"ece sinanı ne kadar tanıyor? Veya Sinan onu ne kadar iyi tanıyor? Duygularını bir kenara bırak Hazan. Ben kardeşimi iyi tanırım. Biri gelip sinan evlenicek dese gülerdim şimdi bakıyorum ki evlenmiş. Ama neden?"
"bende eceyi tanıdığımı sanırdım. Ama tanımıyormuşum."
"Hazan bunu öğrenmemiz gerek. Benimlemisin?"
Uzun bir süre ona baktım.
"seninleyim."

Ece'den

Sofrada sevinç hanımın ve diğerlerinin bakışları beni tedirgin etmişti. Bıçak üstündeydim sanki.
Yemeğime tam başlayacakken. Güzide Hanımın onaylamaz sesi çıkıverince şaşırıp ona baktım.
"Hazım olmadan başlamayız. Hep birlikte başlarız. Evinizde bu işler nasıl bilmiyorum ama bizde böyle. Bunlara uymak zorundasınız."
"tamam beklerim bende."
Sinan bana baktı gülümseyerek. Aklımda hala ablam vardı ve tabiki yasin. Ama artık ben eski ece değildim. Ağlamak yok. Acı yok. Merhamet yok. Bunları unutmamam gerek bu üç kurala uymam gerek.

"neden böyle ani bir karar aldınız."
Sevinç hanımın sorusuyla ona döndüm. Dikkatle verceğim cevabı bekliyordu.
"pardon anlamadım?"
"anlamanı beklemiyorduk zaten. Abim nasıl olurda senin gibi kenar mahalle gülüyle evlenir anlam veremiyoruz da"
Kardeşinin dedikleri çileden çıkmama yetmişti.
"ne dedin sen?"
"selin kızım odana çık."
Ukala tavırla kalkıp odasına gitti. Hızla peşinden gittim. Kolundan sertçe tutup kendime çevirdim.
"ne dedin dedim! Böyle arkanı dönüp gidemezsin.! Desene bir daha kenar mahalle gülü kimmiş he! Söylesene!"
Herkes yanımıza geldi. Sinan gelip beni sakinleştirmeye çalıştı. Ama hala kolunu bırakmadım.
"tamam yeter artık. Ece dışarıya hadi. Konuşmamız gerek."
"ece hanım kızımın kolunu bırakır mısınız? Derhal."
Sevinç hanıma döndüm.
"bakın ben."
"siz haddinizi aştınız. Bu evde bizimle aynı çatı altında yaşayacaksanız kurallara uymanız gerek. Nerelerden geldiğinizi gayet iyi biliyorum. Ama kendi mahallenizde davrandığınız gibi benim kızıma davranamazsınız."
Turuncu saçlı olan kadın yanımıza geldi.
" ece ben seni çok sevdim. Ne yapsan haklısın. Birinin ona ders vermesi gerekti zaten canım benim. "
Koluma girip beni yukarıya götürdü. Odasına gelmiştik sanırım.
Alkışladı beni. Şaşkına döndüm.
" aferim küçük kız. Aferim. Nasılda kaplana döndün öyle. Ama o kıza fazla bulaşma derim. Annesi babası abileri herkes onun yanında olur. Haksız olsa bile. "
Tek kaşımı kaldırıp ona döndüm.
"bu kızı gözünde fazla büyütme. Ben ece egemenim. Kimse karşımda duramaz. Daha bu başlangıç."
Odadan çıkıp aşağıya inicektim Hazım egemeni gördüm. Beni durdurdu.
"ece hanım iyi misiniz?"
"iyiyim Hazım bey."
"ben bu evliliğe onay vermiyorum. Bir baba olarak o gün gururumun haysiyetimin bir anda oğlumun ayakları altında ezildiğini gördüm. Sence bu doğru mu? Bir anda çıkıp evlenmeniz. Ben birbirinizi tanıdığınızı da düşünmüyorum. Bunu neden yaptınız bilmiyorum ama tek diyeceğim şey var umarım sonu hüsranla bitmez. Kendinize dikkat edin. "
" ne deseniz haklısınız. Yaptığımız çok yanlıştı. Ben özür dilerim. "
Sinan geldi. Tamda zamanında gelmişti. Çünkü adamdan o kadar utandım ki.
" baba gelininle ne konuşuyorsun? "
" abin nerde? "
" oteldedir."
"peki."
Aşağıya gitti.
"yaseminle ne konuştunuz?"
"hiç havadan sudan."
"bende yedim. Onunla havadan sudan konuşabilirmisin yine ne yılanlık yaptı acaba. Hadi bu tamam peki babamla ne konuştunuz?"
"evliliğimizi doğru bulmadığını söyledi. Adma haklı. Sanırım bu aileden aklı başında bir baban bir de yağız var."
"diğerleri kafadan kontak sanırım. Bende dahil."
"ben öyle mi dedim. Ama bu kardeşinin benden çekeceği var."
"o boş konuşur öyle. Sen çok takılma."
"bu ne kadar sürecek."
Yüzü düşmüştü. Anlam veremedim bu hareketine.
"Sinan? Bu oyun ne zaman bitecek?"
Kapı çaldı. Hemde deli gibi çalıyordu. Aşağıya gittim bir hışımla.
"ece! Ece aç kapıyı! O şerefsiz kocanı da bitiricem"
Bu yasin di. Sinan kolumdan tutup durdurdu. Ama elimi çekip kapıyı açtım.
"yasin bu ne hal? Sen içtin mi?"
"oo ece hanım. Ne o endişelendiniz mi benim için?"
Dışarıya çıkıp kapıyı kapattım.
"napıyosun sen? Nasıl gelebilirsin buraya."
"onu geberticem. Benim sevdiğim kadınla evlenmek neymiş görecek o."
"git lütfen."
"neden? Ona zarar vermemden mi korktun yoksa?"
Öylece baktım ona. Benim aşık olduğum adam bumuydu?
"sakın bir daha karşıma çıkma. Senin gibi bir şerefsizle işim olmaz benim."
İçeriye girip kapıyı yüzüne kapattım.
Herkes bana bakıyordu. Tekrar. Umursamadan yukarıya odama çıktım.
Ablamı aradım.
"aç şunu. Aç şunu lütfen."
Tek dert ortağımdı. Şimdi oda yoktu. Yalnızdım.

Hazan dan devam

Çekimlere kaldığımız yerden devam ettik. Yağızın bakışları garipti. Anlam veremedim.
"gülümse Hazan."
Gülümsemeye çalıştım. Ama olmuyordu. Aklım ece deyken olmuyordu.
Yağız bu halimi görünce yaklaştı. Kameranın arkasından türlü türlü şaklabanlıklar yapıyordu. Kendimi gülmekten alıkoyamadım.

"işte bu Hazan. Böyle devam et."

Çekimlere ara vermiştik. Oturup topuklu ayakkabıları çıkardım. Rahatlamıştım sonunda.
Biri beni arıyordu. Arayan kişiyi görünce yüzüm düştü. Bu eceydi. Ne kadar aradıysa açmadım.
Bu sefer mesaj attı.

Abla çok kötüyüm. Aç lütfen. Lütfen sesini duyayım

Onun için endişelenmiştim.
Aradım. Hemen açmıştı.
"alo ece iyi misin? İyi misin canım."
"hiç iyi değilim. Yasin geldi. Yine darmadağın etti beni."
"buluşalım mı ister misin?"
"çok iyi olur. Lütfen. Ben sana konum atarım oraya gel."
"tamam geliyorum ben."
Yağız yanıma geldi.
"noldu Hazan? Önemli bişey mi var?"
"eceyi değilmiş gitmem lazım."
"ben bırakayım istersen."
"yok. Ben giderim. Kendim hallederim."
Hızla yanından geçtim. Taksiye binip konum attığı yere gittim.

Yağız dan

Hazan gittikten sonra bende spor salonuna gittim. Yine ben, duygularım ve kum torbası.
Kardeşim sevdiğim adamla evlendi!
Bir yumruk geçirmiştim.
İçim acıyor canım çok yanıyor yağız. Sende nedenini biliyorsun artık.
Bir yumruk daha. Hazanın sözleri tıpkı bir çivi gibi kalbime batıyordu. Ben bu değildim. Ben duygusuz olandım. Düşündüğüm şey olamaz.

"ben hazana aşık değilim!"

Kum torbasını yumruklaya yumruklaya yoruldum. En sonunda kendimi yere attım.
"geçmiş olsun yağız egemen. Sen bu kıza fena kapılmışsın."
Yanıma oturan faraha baktım.
"sen ne zamandır buradasın?"
"kum torbasını yumruklarınla öldürürkenden beri. Yani fazla olmadı."
"gider misin farah. Hiç havamda değilim."
"o kız. Hazan. Çok şanslı. Senin gibi bir adam onu seviyor."
Kalkıp yanından geçtim.
"kaç bakalım. Kalbinden daha ne kadar kaçacaksın yağız egemen."

"burda seninle ölürüm ama seni bırakmam."

Hazan egemen repliği bırakayım dedim😂❤️

Gün Işığı ~yağhaz~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin